4. Ceza Dairesi 2020/24362 E. , 2020/20082 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, dolandırıcılık
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
A) Katılan ... vekilinin, suçtan doğan zararını karşılayan sanık ... hakkındaki şikayetinden, karardan sonra vazgeçmesi nedeniyle bu sanığın, katılana yönelik dolandırıcılık suçu yönünden katılma kararı hükümsüz kalıp, temyize hak ve yetkisi bulunmadığı gibi suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçununda zarar göreni olmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca katılan ... vekilinin, sanık ... hakkında katılan ...’na yönelik dolandırıcılık suçu ile suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan kurulan hükümler yönünden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
B) Diğer hükümlerin temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve hükmolunan cezaların süresi itibarıyla koşulları bulunmadığından sanıklar ... ile ... müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
11/04/2016 tarihli ek kararla katılanlar ..., ... ile ...’ın kendilerini vekille temsil ettirmeleri nedeniyle 3.600 TL vekalet ücretinin sanıklardan alınarak katılanlara verilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulmuş ise de, karardan sonra mahkemenin dosyadan el çekmiş olması nedeniyle kararını değiştirmesinin yasal olarak mümkün olmaması karşısında, bu ek kararın YOK HÜKMÜNDE OLDUĞUNA,
Karar verilerek yapılan incelemede;
1) Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, sanık ... hakkında ise suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ile katılan ...’a yönelik dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
a- Sanık ...’a yükletilen suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanık ... ile ...’e yükletilen suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Sanıklar ... ile ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma eylemlerinden dolayı verilen kararda uygulama maddesi TCK’nın 220/2. maddesi yerine TCK’nın 220/1. maddesi olarak gösterilmiş ise de, sanıkların eylemlerinin gerekçeli karar ile hüküm fıkrasında tereddüte yer bırakmayacak şekilde suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma biçiminde vasıflandırılması ve temel cezanın teşdiden tayin edildiğinin kararda belirtilmiş olması karşısında, maddi hatadan ibaret bu hususun mahkemesince resen düzeltilebileceği,
Sanık ... hakkında Mersin 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/03/2015 tarihli kararı ile 4 gün gözaltı ve 24/02/2014 ila 08/09/2014 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği sürelerin mahsubuna karar verildiği halde, mükerrer infaza sebebiyet verecek şekilde yeniden mahsup kararı verilmiş,
TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek; örgüt mensubu olmaktan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar hakkında anılan maddesi uygulanmamış ise de, bu hususların infaz aşamasında resen gözetilebileceği,
b- Sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararının, usul ve Kanuna uygun olduğu,
Anlaşıldığından, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar ... ile ... müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2) Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizine gelince;
Mut Sulh Ceza Mahkemesince iletişimin tespiti kararlarının verildiği tarihlerde dolandırıcılık suçunun CMK"nın 135. maddesindeki katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle bu kararlar ile elde edilen telefon görüşme kayıtlarının, dolandırıcılık suçu açısından yasal delil niteliğine haiz olmadığı anlaşılmakla, bu kayıtlar değerlendirme dışı bırakılarak, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a- 22/05/2013 tarihli ve katılanları ..., ... ile ... olan dolandırıcılık eyleminde, sanık ...’in atılı suçlamayı reddederek suçta kullandığı iddia edilen telefon hattının kendisi tarafından kullanılmadığını belirtmesi, sanık ...’ın, nakliyeci olarak katılan ...’e numarasını verdiği kişinin, sanık ... olduğuna dair bir beyanının olmaması, aksine ifadesinde bu kişiyi tanımadığını belirtmesi, katılan ile görüştüğü belirtilen kişinin sanık ... olduğu yönündeki tespite ne şekilde ulaşıldığının dosya kapsamından anlaşılamaması, suçtan elde edilen menfaatin ... hesabına yatırılmış olması ve dosya kapsamında sanık aleyhine değerlendirilebilecek başkaca bir delile ulaşılamaması,
23/12/2013 tarihli ve katılanı ... olan dolandırıcılık eyleminde, sanık ...’in atılı suçlamayı reddederek sanık ...’ın telefonu ile katılanla görüşenin kendisi olmadığını söylemesi, dosya kapsamında bu yönde bir tespitinde bulunmaması, iletişimin tespiti kararlarının verildiği tarihlerde dolandırıcılık suçunun CMK"nın 135. maddesindeki katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle bu kararlar ile elde edilen görüşme kayıtlarının değerlendirme dışı bırakılmış olması, diğer suç faillerininde sanık aleyhine bir ifadelerinin bulunmaması, suçtan elde edilen menfaatin ... hesabına yatırılmış olması ve dosya kapsamında sanık aleyhine değerlendirilebilecek başkaca bir delile ulaşılamaması,
b- 26/06/2012 tarihli ve katılanları ..., ... ile ... olan dolandırıcılık eyleminde, sanık ...’nın atılı suçlamayı reddederek sanık ...’ın yanında yol arkadaşı olarak bulunduğunu, sanık ... ile katılanlar arasında yapılan pazarlığa karışmadığı yönündeki savunması, bu savunmasının hakkındaki dava tefrik edilen diğer suç faili ... ’nun soruşturma aşamasındaki ifadesiyle doğrulanması, katılan ...’ın da sanık ...’ın yanındaki sanık ...’yı kendilerine arkadaşı olarak tanıttığını söylemesi, sanık ...’nın taraflar arasında yapılan pazarlık sırasında sanık ...’ın yanında bulunması dışında başkaca bir eyleminin tespit edilememesi karşısında,
Sanıklar ... ile ...’in dolandırıcılık suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delillerin neler olduğu açıklanmadan CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı olarak mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
3) Kısmi kabule göre de;
a- 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (b) bendi uyarınca, TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve hükümden sonra 24.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile değişik CMK"nın 253. maddesinin 3. fıkrasına, “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresinin eklenmiş olması karşısında, TCK’nın 7/2. maddesi de gözetilerek, sanıklar hakkında atılı dolandırıcılık suçuna ilişkin 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b- Karardan sonra katılanlar ... ile ... tarafından dosyaya sunulan dilekçelerle suçtan doğan zararlarından bir kısmının, katılanlar ..., ... ile ... tarafından dosyaya sunulan dilekçeler ile de suçtan doğan zararlarının tamamının sanık ... tarafından karşılandığının belirtilmiş olması karşısında, sanık ... hakkında bu mağdurlara yönelik eylemlerinden dolayı TCK’nın 168/2. maddesi gereğince bir değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
c- 08/10/2013 tarihli ve katılanı ... olan dolandırıcılık eyleminde, sanık ... hakkında paranın yatırıldığı hesaba bloke konulması nedeniyle haksız menfaatin sanığın uhdesine geçmediği ve suçun tamamlanamadığı gerekçesiyle teşebbüs hükümleri uygulanmış ise de, katılanın, ... adına yatırdığı 5.500 TL’den, bloke konulan hesapta 3.727,70 TL’nin kalması karşısında, yatırılan paranın bir kısmının sanık tarafından çekilerek kullanıldığının ve bu şekilde haksız menfaatin sanığın uhdesine geçtiği anlaşılmasına karşın, şartları oluşmadığı halde sanığın cezasında TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca indirime gidilmesi,
d- Tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanıklar ... ile ... hakkında TCK’nın 58/6. maddesinin uygulanmaması,
e- Sanık ...’ın, hakkında lehe olan yasal hükümlerin uygulanmasının talep edilmesine karşın TCK’nın 50. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi,
f- Kendisini vekille temsil ettiren katılan ... lehine, sanıklar ... ile ... aleyhine, katılan ... lehine, sanıklar ... ile ... aleyhine CMK"nın 325/1 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 13/1 maddeleri uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
g- TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek; örgüt mensubu olmaktan mahkumiyetine karar verilen sanıklar hakkında anılan maddesinin uygulanmaması,
h- Sanık ... hakkında Mersin 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/03/2015 tarihli kararı ile 4 gün gözaltı ve 24/02/2014 ila 08/09/2014 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği sürelerin mahsubuna karar verildiği halde, mükerrer infaza sebebiyet verecek şekilde yeniden mahsup kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ..., ..., ..., sanıklar ..., ... müdafileri ile katılanlar ... ile ... vekillerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.