9. Hukuk Dairesi 2015/30284 E. , 2019/3346 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait restoran işyerinde 15.01.1996’da garson olarak çalışmaya başladığını, 2000 ve 2004 yıllarındaki şube işyeri değişikliklerinden sonra 13.02.2013 tarihinde işten çıkarıldığını, 31.01.2013’de işletme gereklerine dayalı fesih bildiriminde bulunulduğunu, 15.02.2013 tarihli ibraname ile davacıya 43,761.36 TL ödendiğini, bu ibranamenin TBK m.420 uyarınca geçersiz olduğunu, işverenin ödemede giriş tarihini hatalı olarak 05.06.2001 olarak esas aldığı, haftada 6 gün günde 12 saat çalıştığını, çalışmanın genel tatillerde devam ettiğini, 2001-2004 yıllarında yılda 3 olarak ödenen ikramiyenin işverence tek taraflı ikiye indirildiğini, 2001 öncesi dönemde yıllık izin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil ücret alacakları istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının ücretinin işyeri kaydı ile sabit olduğunu, davacının ibraname imzaladığını, buna göre dava konusu yapılan işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak,davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle kıdem tazminatının kabulüne,davacının yıllık izin ücret alacağının zamanaşımına uğradığı, ihbar tazminatının ödendiği ve fazla mesai ve genel tatil ücret alacağının davacı tarafca ispatlanamadığı gerekçesiyle bu taleplerin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Karar başlığında dava tarihinin 24.07.2013 yerine 05.08.2013 tarihi olarak ve fesih tarihinin 13.02.2013 yerine 30.04.2001 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, davalı işyerinde 01.05.1996 - 30.11.1996, 15.01.1997 - 31.01.1998, 15.02.1998 - 11.01.1999, 10.03.1999 - 15.01.2000 ve 22.03.2000 - 30.04.2001, 05.06.2001 - 30.12.2002, 01.01.2003 - 04.06.2004, 09.06.2004 - 13.02.2013 arası davalı nezdinde çalışmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının izin hesabı yapılırken fasılalı çalışmasının olduğu, talebinde belirttiği 2001 ve öncesi yıllık izin ücret alacaklarının zamanaşımı süresinin geçtiği belirtilmiş. Mahkemece söz konusu rapora itibar edilerek yıllık izin ücret alacağının reddine karar verilmiştir.
Yukarıda ilke kararında da belirtildiği üzere davacı, davalı iş yerinde dönemler halinde çalışmış olup, aralıklı çalışmalarda önceki iki dönem arasında zamanaşımı süresini aşan bir kesinti olmadığı sürece birleştirilir. Bu sebeple davacının tüm çalışma süresinin toplamı üzerinden, davacının talep ettiği dönemle bağlı kalınarak davalının dosya içerisine sunduğu yıllık izin formlarıda değerlendirilerek varsa bakiye yıllık izin süresinin ücretinin hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalıdır.
4- Mahkemece, hükmedilen alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun kararda belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.