Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/3611 Esas 2020/1427 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3611
Karar No: 2020/1427
Karar Tarihi: 06.02.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/3611 Esas 2020/1427 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/3611 E.  ,  2020/1427 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı şirketin orman işletmesine ait olan araziye ilişkin olarak tahakkuk eden yıllık arazi izin ve tahsis bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 2004 ila 2010 yıllarına ait toplam 9.155.655 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile ödetilmesini istemiş, birleşen dava ile de, 2001,2002 ve 2003 yılları için toplam 18.939 TL"nin faizi ile ödetilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda mahkemece asıl ve birleştirilen dava yönünden HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ayrıca 6100 sayılı HMK"nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiştir. Mahkemece; gerekçeli karar başlığında birleşen dosya taarflarının da adına, adresine ve vekil bilgilerine yer verilmesi gerekirken, hükmün karar başlığı kısmında ilgililerin yer almaması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.