Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/8531
Karar No: 2022/119
Karar Tarihi: 13.01.2022

Danıştay 4. Daire 2019/8531 Esas 2022/119 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/8531 E.  ,  2022/119 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/8531
    Karar No : 2022/119

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, vergi inceleme raporu dayanılarak re'sen tarh edilen 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/6'ncı maddesi uyarınca kesilen özel usulsuzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; ihracat hizmetlerine aracılık işiyle iştigal eden davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile vergi inceleme raporlarının incelenmesinden; davacının 2008 ve takip eden dönemlerde, tedarikçileri hakkında sahte belge düzenleme yönünde vergi tekniği raporu bulunan ihracatlarının gerçeği yansıtmadığı, davacı şirketin bir sahte belge organizasyonunun merkezinde yer aldığı ve sahte belgeye dayalı alışlarının yurtdışındaki müşterilere hayali olarak satılması suretiyle katma değer vergisi iadesi isteminde bulunmak amacıyla faaliyet gösterdiğine ilişkin yeterli tespitlerin ortaya konulmuş olduğu, ayrıca Yönetim Kurulu Başkanının da yeminli mali müşavir olduğu nazara alındığında, şirkete ilişkin bu tespitlerin vergi mevzuatının bilinmemesi, usulü hatalar ve öngörü eksikliği gibi nedenlerle de açıklanamayacağı dolayısıyla vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, özel usulsüzlük cezası yönünden ise davacının 2010 yılında, yasal defterlerine gerçek olmayan, yabancı para ile gösterilen senetsiz alacak ve borçları kaydedip, dönem sonunda değerleme hükümlerine göre kambiyo kârı ve zararı hesapladığı ve kurum kazancının hesaplanmasına dahil ettiği gerekçesiyle davacı adına özel usulsüzlük cezası kesildiği ancak vergi inceleme raporunda özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirir muhasebe standartları, tek düzen hesap planı ve mali tablolara ilişkin standartlara aykırılığın hangi fiil ile işlendiğinin açıklanmadığı anlaşıldığından, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/6. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihracat işlemlerinin gerçekten yapılmayıp, usulsüz beyanlarla yapılmış gösterildiği ve gümrük memurları şifrelerinin ele geçirilerek onaylandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığı, davacının reel para akışı, milyonlarca dolarlık yıllara sari mal alımı dekontları, yurt içi mal alımları ve yurt dışı mal satışlarına dair dekontlar,döviz alım belgeleri, ihracat beyannamesi, faturalar, ihracat bedellerinin yurt dışından davacıya ödendiğine dair dekont dökümleri ile ihracat yaptığı hususunun resmi evraklarla ve Gümrük İdaresinde emtia muayenesi ile sabit olduğu, mahkemece delillerin toplanması talepleri karşılanmaksızın eksik inceleme ile karar verildiği, … Gümrük Müdürlüğünden alınan 2008,2009,2010,2011 yıllarına dair beyanname ile reel ihracat firması olduklarının kanıtlandığı, Gümrük İdaresinden kırmızı hattan, sıkı kontrol şartlarından geçerek Türk İhracat mevzuatına uygun olarak işlemlerinin gerçekleştirildiği, kötüniyetle hazırlanan raporla; gümrük memurlarının e-imzaları kırılarak ihracat evrakı oluşturulduğu gibi gerçek dışı iddialarla işlem yapıldığı oysa davacı hakkında elektronik şifre çalmak suçlamasıyla şikayet ve açılmış ceza davası olmadığı, gümrük memurunun ifadelerinden asılsız ve dayanaksız suçlamalarla yapılan işlemler nedeniyle faal ve gerçekten ihracat yapan 10 ila 20 arası işçisi olan, 3 katlı binada faaliyet gösteren, mal ve hizmet üreten firma oldukları, kendilerine mal veren tedarikçi alt firmaların bir çoğu hakkında sahte fatura düzenlemediklerine dair mahkeme kararları bulunduğu, 2-3 yıl zarfında yurt dışı alıcılarınca taraflarına 15.547.298,78 TL'lik ihracat bedeli alışına ilişkin 131 tane nakit dekontu, ihracat beyannamesi, döviz alım belgesi ve faturası sundukları dolayısıyla sahte belge organizasyonu merkezinde bir firma olmadıklarının ispatlandığı belirtilerek İstinaf Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Temyize konu Mahkeme kararının, 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisine ilişkin davanın reddi kararı kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Mahkeme kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmına gelince; Anayasanın 141. maddesinde, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. maddesinin (e) bendinde de, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçenin kararlarda belirtileceği hükmüne yer verilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin kimi kararlarında da, kararların makul bir gerekçeye dayandırılması gerektiğine vurgu yapıldıktan sonra, gerekçenin makul sayılması için de gerekçede; ''davaya konu olay ve olgular üzerine yapılan değerlendirme neticesinde mahkemece kurulan hükmün, hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyması, olay ve olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerektiği zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini gösteren, ifadelerin kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunmasının zorunlu olduğu'' açıklanmıştır.
    Buna göre gerekçe, hüküm fıkrasıyla birlikte yargı kararlarının esas unsurlarından olduğundan kararlarda mutlaka, davanın sonucuna etkili olan iddia, olay ve olguların açık bir şekilde ortaya konulması ve gerekçenin, hakkaniyete uygun bir görüntü içermesi, taraflar açısından da özellikle, hem duruma göre istinaf veya temyiz kanun yollarına başvuru sırasında hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp, karşı değerlendirmelerini tereddütsüz sunabilmelerine ve hem de temyiz yerinin hukuka uygunluk denetimini yapabilmesine kolaylık tanıması, bir başka ifadeyle, temyiz hakkının ve hukuki denetimin etkili olarak kullanılabilmesine imkan verecek yeterlilik ve açıklıkta olması mevzuat gereğidir.
    Şu halde, görülmekte olan bir davada; yargısal incelemeyle ulaşılan sonucun hukuki dayanaklarını, herhangi bir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyan, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, hükme esas teşkil edecek ifadelerin özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkrasının oluşturulmaması, anılan İYUK'nun 24. maddesi gereğince bozma nedenidir.
    Dava dosyasının incelenmesinden, davacı adına düzenlenen … tarihli ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu'nda mükellef kurumun 2010 takvim yılında yasal defterlerine gerçek olmayan senetsiz alacak ve borçları kaydettiği, bu kayıtlardan yabancı para ile gösterilenler için dönem sonunda değerleme hükümlerine göre kambiyo karı ve zararı hesaplayıp kurum kazancının hesabına dahil ettiği ve bu eylemi ile Vergi Usul Kanunu'nun 353/6. maddesini ihlal ettiği, bu nedenle ilgili Tebliğ hükümlerine göre davacı adın yapılan cezalı kurumlar vergisi tarhiyatı yanısıra kesilen özel usulsüzlük cezasının da dava konusu edildiği, uyuşmazlıkta, Vergi Mahkemesince, verilen kararda ise; dayanak vergi inceleme raporunda özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirir muhasebe standartları ile tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin standartlara aykırılığın hangi fiil ile işlendiğinin açıklanmadığı dolayısıyla kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmiş ancak hüküm fıkrası ile çelişir şekilde davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
    Bu durumda, temyize konu mahkeme kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının gerekçesi ile sonuç kısmının çelişkili olduğu anlaşıldığından Vergi Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
    2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisine ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Mahkeme kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi