7. Hukuk Dairesi 2015/5182 E. , 2015/8441 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Gaziantep 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 06/11/2013
Numarası : 2012/342-2013/589
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine
2-Davacı, davalı işyerinde uluslararası tır şoförü olarak çalışırken iş akdini emeklilik nedeniyle feshettiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının iş akdini kendisinin feshettiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının emekli olmak suretiyle işten ayrıldığı ve ödenmeyen alacakların olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, hafta tatilinde ve ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
Hafta tatili ve Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatili ve Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının uluslararası tır şoförü olarak çalıştığı sabittir. Davacının, yurt dışı giriş ve çıkış kayıtları Emniyet Müdürlüğünden getirtilmiştir. Yasal düzenlemeler gereği ve tanık beyanları ile de doğrulandığı üzere, yurtdışında bulunduğu zamanlarda hafta tatilinde çalışması bulunmamaktadır. Hafta tatili alacağı sadece Türkiye’de bulunduğu zamanlarda çalışıyorsa mümkündür. Ulusal bayram ve genel tatil alacaklarında ise gerekli tespitler yapılmadan hesaplama yapılmıştır.
Dosya içeriğinden, davacının yurt dışında olmadığı zamanlarda çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa ne iş yaptığı, şehirlerarası ya da şehiriçi nakliye işi yapıp yapmadığı, tespit edilememektedir. Bu husus öncelikle davacıdan, gerekirse de taraf tanıklarından sorularak belirlenmeli, sonra gerek hafta tatili gerekse ulusal bayram ve genel tatil alacakları yönünden ülkeye giriş çıkış kayıtları dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılmalıdır. Kayıtlara hiç itibar etmeden varsayıma dayalı alacak hesabı yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetsiz olup karar bozulmalıdır.
3- Davacının davalı işveren yanında kesintili olarak 10.10.2005 ile 16.02.2007 - 17.02.2007 ile 28.02.2007- 01.03.2007 ile 30.09.2008 ve 18.01 2009 ile 19.04.2011 tarihleri arasında çalıştığı, emeklilik dilekçesinden sonra 27.5.2011—2.8.2011 tarihleri aralığında 5 yıl 6 ay 24 gün çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının 30.9.2008 tarihinde de işyerinden ayrılırken verdiği kendi isteği ile işi bıraktığına dair dilekçesi bulunmaktadır. Bilirkişi tarafından bu ayrılışın kıdem tazminatını hak edecek şekilde olup olmadığının takdiri mahkemeye bırakılarak ikili bir hesaplama yapılmış; ancak mahkemece, bu husus hiç araştırılmadan doğrudan kıdeme esas süreye dahil edilmiş ve kıdem tazminatı, bu süre de dahil edilerek belirlenen süreye göre hüküm altına alınmıştır. Ancak verilen karar eksik araştırmaya dayanmaktadır. Yapılacak iş, dosyadaki 30.09.2008 tarihli ayrılma beyanını içeren belgeyi davacıya göstererek açıklatmak ve bu ayrılmanın kıdem tazminatını hak eder şekilde olup olmadığı kesin olarak belirlendikten sonra çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.