9. Hukuk Dairesi 2015/34273 E. , 2019/3033 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, mağaza sorumlusu olarak çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, bu nedenle davacının iş sözleşmesini 4857 sayılı iş kanunu 24/II-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshettiğini, müvekkiline kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti ödenmediğinden bu belirsiz alacak davasının açılması zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenle fazla ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, fazla mesai alacağının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin davacı tarafından değil davalı şirket tarafından davacının izinsiz ve mazeretsiz işe gelmemesi nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, davacının davalı şirket bünyesinden ayrıldıktan hemen sonra başka bir şirkette çalışmaya başladığını, devamsızlığının gerçek nedeninin bu olduğunu, hizmet sözleşmesi ve personel yönetmeliği gereği aylık 180 saat kanuni süre, 15 saat fazla mesai olmak üzere toplam 195 saat çalışmayı kabul ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, mağaza sorumlusu olarak çalıştığı, iş akdinin davacı işçi tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmadığı, bilirkişi raporu ile tespit edilen fazla çalışma ücreti alacaklarından, yapılan işin niteliği ile davacının çalışmış olduğu süreler göz önüne alınarak takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davalı vekilinin temyizi yönünden ;
6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yine geçici 1. Madde 2. Fıkrasına göre; “Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz.”
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.’nun 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.’nun 426/A maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar 1.323,19 TL olup karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.’nun 426/A, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
B-Davacı temyizi açısından;
a)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b)Davacı iş akdini Bakırköy 9.Noterliği 03.12.2012 tarihli 37025 yevmiye nolu ihtarname ile fazla mesai ödenmemesi sebebiyle haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş yapılan yargılama sonucu yapılan fazla mesailerin ödenmediği anlaşılmaktadır.
Davacı işçinin ücret alacaklarının(temel ücret, fazla mesai, ikramiye, ulusal bayram ve genel tatil ücreti gibi) zamanında ödenmemesi işçi açısından haklı fesih sebebi olup fazla mesaisinin ödenmeyen davacı işçinin iş akdinin feshi haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem tazminatının kabulü yerine soyut ve yerinde olmayan gerekçe ile reddi hatalıdır.
c)Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.