8. Hukuk Dairesi 2016/12662 E. , 2016/17306 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Miras Payının Devri Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptal ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki miras yapının devri sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, davalı ..., babası ..."den arta kalan tüm mal varlığındaki hissesini davacı kardeşlerine satıp parasını da aldığına dair yazılı senedini 12.12.1974 tarihinde şahitler huzurunda imzaladığını, satış tarihinden bu yana davalının babasından intikal eden hissesini malik sıfatı ile kardeşlerinin kullandığını, muris ..."den intikal eden ... parsel, ... parsel numaralı taşınmazlardaki davalıya intikal edecek hissenin üzerindeki irtifak hakkı baki kalmak kaydı ile tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına eşit şekilde tesciline, aksi durumda satış bedellerinin satış tarihinden geçerli olmak üzere faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkillerine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; dava konusu senedin davalının boş bir kağıt imzalattırmak suretiyle elinden alındığını ve üstü sonradan doldurularak kişilere imzalattırıldığını, davalının okuma yazmasının olmadığını, gerek 6100 sayılı Yasa gerekse, 1086 sayılı Yasa"ya göre düzenlenmiş geçerli bir satış senedi bulunmadığını, tapuya kayıtlı gayri menkullerin harici satış senedi ile alınıp satılmasının mümkün olmadığını, zilyetliğin davacılara hiçbir zaman devredilemediğini, müvekkilinin miras hissesi nedeniyle, taşınmazı ekip biçmeye devam ettiğini, satış senedinin geçerli olduğu bir an için kabul edilse dahi davanın zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalının babası ..."den kendisine intikal eden menkul ve gayrimenkul hak ve hisselerinin tamamını davacılara sattığı 12/12/1974 tarihli harici satış senedi ile anlaşıldığından açılan davanın kabulü ile, dava konusu ... parselde bulunan ... adına kayıtlı babaannesi ..."den gelen 1/72 hisse ile babası ...den gelen 1/24 payın ... adına olan hisse tapusunun iptali ile, davacılar ..., ..., ... ve ..."in adına eşit olarak tapuya tesciline, 342 ada, 3 parselde bulunan ... adına kayıtlı 1/24 hissenin tapusunun iptali ile, davacılar ..., ..., ... ve ... adına eşit şekilde tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; miras payının devri sözleşmesine dayalı TMK"nun 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK.m.677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir.
Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; taraflar arasında yapılan davacının dayanağı 12/12/1974 tarihli harici satış senedi, davalı ... tarafından parmak izi basmak suretiyle düzenlenmiş olup, senet altında 2 şahit imzası ile birlikte olması gereken ihtiyar heyeti onayının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Senedin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 297. maddesi ve Yargıtay uygulamalarına göre, yazı bilmeyen kişilerin mühür ya da parmak basmak suretiyle düzenledikleri senedin geçerliliği, iki tanık ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanmasına bağlıdır. Davaya dayanak senette, ...i Köyü ihtiyar heyeti azalarından hiçbirisinin onayı bulunmamaktadır. Bu sebeple, davacının dayandığı haricen satış senedi geçerli olmadığından tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Ancak, davacılar vekili, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmaktadır. Kural olarak, ... sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ve ...sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder.
Ülkemizde yaşanan enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı göz ardı edilmemelidir. Davacıların harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir.
O halde mahkemece yapılacak iş, sözleşmede nakten ödendiği belirtilen satış bedeli tutarının, ödeme tarihinden itibaren belirlenen tefe-tüfe endeksleri ile altın ve döviz fiyatları, memur maaş kat sayıları ve benzeri ekonomik etkenler gözetilerek satış tarihinden dava tarihine kadar uyarlamanın yapılması, isteğin ve fazlaya ilişkin hakların gözönünde tutulması, bu yönde tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın tomarı ile birlikte bir mali müşavir, bir bankacı ve bir mülk sahibinden oluşan bilirkişi kuruluna verilmek suretiyle yapılan açıklamalar doğrultusunda geçersiz sözleşmeye dayalı alacağın uyarlanması sonucu miktarın belirlenmesi, uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık gerekçeli rapor sunulmasının istenmesi, ondan sonra bedel konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 418,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.