9. Hukuk Dairesi 2015/35593 E. , 2018/4239 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, sefer primi ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 16.12.2004-03.08.2011 tarihleri arasında uluslararası tır şoförü olarak asgari ücret+ sefer primi sistemi ile çalıştığını, müvekkilinin 2008 yılına kadar asgari ücret maaşlarının ödenmediğini, 2008 yılından sonra ödenmeye başlandığını, müvekkile ödenen sefer primlerinin 100"er Euro aşağı indirildiğini, çalıştığı dönemde 1,5-2 sefer yaptığını, müvekkiline sefer başına en son 550 Euro sefer primi verildiğini, davacının tüm milli ve dini bayramlarda aralıksız fasılasız istihdam edilmesine rağmen tahakkuk eden bayram ve genel tatil çalışması alacaklarının ödenmediğini, iş akdinin devamının müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini ve iş akdinin 4857 sayılı Yasa"nın 24. maddesi uyarınca haklı nedenle sona erdirildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin, ücret ve sefer primi alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacı işçinin iki dönem halinde müvekkili şirkette hizmet verdiğini, 16.12.2004-24.02.2009 dönemindeki çalışmasına ilişkin olarak kendi rızası ile işten ayrıldığını ve ibraname verdiğini, bu nedenle 24.02.2009 tarihinden önceki çalışmasına ilişkin davacının hak ve alacağının olmadığını, davacının 2. çalışma döneminin ise 17.06.2009-05.08.2011 tarihleri arasında olduğunu, davacı işçinin 03.08.2011 tarihli ... 37. Noterliği"nden göndermiş olduğu ihtarname ile iş akdini hiçbir haklı neden olmaksızın feshettiğini, işçinin yılın her günü ve her hafta tatili mesai yapmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, davacının iş akdini kendi isteği ile feshetmiş olması nedeniyle ile kıdem tazminatı talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının hesaba esas hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı işçi davalı işyerinde 16/12/2004 - 24/02/2009 ile 17/06/2009 - 03/08/2011 tarihleri arasında iki dönem halinde çalışmıştır. Dosya kapsamından davacının ilk dönemde kardeşinin ölümü nedeniyle işten ayrıldığı anlaşılmakta olup, Bu durum mahkemenin de kabulündedir.
Mahkemece ; " Davacının 16/12/2004 -24/02/2009 arasındaki çalışma döneminde kardeşinin ölümü nedeniyle işten ayrıldığı, yine 17/06/2009 tarihinde tekrar davalı işyerinde işe başladığı, bu çalışmasının da 03/08/2011 tarihine kadar sürdüğü anlaşılmaktadır. Davacı işçinin 16/12/2004- 24/02/2009 tarihleri arası dönemdeki çalışmasının davacı tarafından işçilik haklarından vazgeçerek iş akdini sebepsiz yere işçinin sonlandırması Yargıtay kararları gereği hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının istifa dilekçesi olarak sunduğu ibraname başlıklı Ocak 2009 ücreti tutarını içeren matbu yazılı belgedeki işten ayrılış şekli karşında yazan "" kendi isteğimle çıktım"" ibaresi dışında başka bir belgenin bulunmadığı söz konusu belgede işten ayrılmaya ilişkin herhangi bir gerekçenin yer almadığı, davacının ücreti ile ilgili alacağına kavuşmak için söz konusu belgeyi imzaladığı kanaatine ulaşılmıştır. Öte yandan işten ayrılma iradesinin gerçek olması halinde bile ise; davacının hizmet akdinin ücretinin SGK"ya eksik bildirilerek sigortasının eksik ücret üzerinden yatırılması ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi hususlarıda gözönüne alındığında kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde haklı nedenlere feshettiğinin kabulü gerekecektir. Davalı yanca da bu döneme ilişkin kıdem tazminatının ödendiği iddia edilip belgede ileri sürülmediğinden bu dönemin tasfiye edilmediği anlaşılmaktadır. Bu halde dahi hizmet sürelerinin birleştirilmesi gerekecektir. " gerekçesi ile her iki hizmet süresi birleştirilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının ilk çalışma dönemi yönünden kardeşinin ölümü nedeniyle işten ayrıldığı, çalışmasına yaklaşık 4 ay ara verdiği, sonra tekrar davalı nezdinde çalışmaya başladığı, bu halde hizmet sürelerinin yıllık ücretli izne esas çalışma süresi dışında birleştirilmesinin mümkün olmadığı, zira hizmet sürelerinin birleştirilmesi için önceki çalışmaların fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği, oysa kardeşinin ölümü nedeniyle işten ayrılan davacı yönünden bu sebebin kıdem tazminatını ödenmesini gerektirecek haklı sebep teşkil etmediği gözden kaçırılarak ilk dönem çalışmasının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hesabında dışlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Somut uyuşmazlıkta; davacı işe girdiği tarihten 01/01/2008 tarihine kadar asgari ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret alacağı talebinde bulunmuş, mahkemece zamanaşımı def"i gözetilerek talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir
Dosya kapsamında davacının asgari ücret + harcırah usulü çalışacağına ilişkin olarak hizmet sözleşmesi v.s. herhangi bir delil bulunmamakta olup, bilakis tarafların tanıkları 2008 yılına kadar sadece harcırah ile çalışma usulünün uygulandığını beyan etmişlerdir. Bu durumda davalı işyerinde 01/01/2008 tarihine kadar sadece harcırah usulü ile çalışıldığı anlaşıldığından davacının fark ücret talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, bu talebin kısmen kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 26/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.