10. Ceza Dairesi 2019/1428 E. , 2019/2513 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 01/04/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkûmiyetine ilişkin Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2017 tarihli ve 2017/44 esas, 2017/400 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/04/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- 03/07/2012 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle sanık hakkında Bilecik Sulh Ceza Mahkemesinin 22/05/2013 tarihli ve 2012/558 esas, 2013/264 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
2- Bu kararın infazı sırasında, tedbirin ihlal edildiğinin bildirilmesi üzerine yargılamaya devam edilerek, Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 29/06/2015 tarihli ve 2014/1143 esas, 2015/1025 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin 08/09/2015 tarihinde kesinleştiği,
3- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde 15/02/2016 tarihinde işlediği iddia edilen mühür bozma suçuna ilişkin mahkûmiyet kararının kesinleştiğinden bahisle hükmün açıklanması için ihbarda bulunulması üzerine, Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2017 tarihli ve 2017/44 esas, 2017/400 sayılı kararıyla hüküm açıklanarak, sanığın TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelenmesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre;
1-) Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak eyleminden dolayı 6545 sayılı Kanun"la eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği cihetle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanması koşullarının da 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesine tâbi olmadığı, 5237 sayılı Kanun"un 191/4. maddesinde yer alan, "a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması..." hallerinde hükmün açıklanmasına karar verileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde,
2-) Sanık hakkında verilen 22/05/2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı sırasında, sanığın yükümlülüklerine aykırı davrandığının bildirilmesi üzerine, mahkemece yargılamaya devam edildiği, ancak sanığa meşruhatlı davetiye gönderilmeden yokluğunda yargılama yapılarak sanığın mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, takip eden süreçte hüküm açıklanırken de sanığın savunmasına başvurulmadan yargılama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2017 tarihli ve 2017/44 esas, 2017/400 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
(1) numaralı kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
Sanık hakkında 22/05/2013 tarihli ilk kararla 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiş olduğu, ancak sanığın tedbire aykırı davrandığının bildirilmesi üzerine, aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca yargılamaya devam edilerek 29/06/2015 tarihli kararla mahkûmiyetine ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca genel hükümlere göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi kapsamında verilmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunmadığından, bu durumda CMK’nın 231. maddesinde yer alan genel hükümlerin geçerli olacağı, bu nedenle sanığın 5 yıllık denetim süresi içinde işlediği iddia olunan “mühür bozma” suçundan dolayı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesi üzerine CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasına karar verilmesi yasaya uygun olup, (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
(2) numaralı kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
22/05/2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı sırasında, sanığın yükümlülüklerine aykırı davrandığının bildirilmesi üzerine, Mahkemece yargılamaya devam edildiği, ancak sanığa meşruhatlı davetiye gönderilmeden yokluğunda yargılama yapılarak sanığın mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, takip eden süreçte sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediğinin bildirilmesi üzerine hüküm açıklanırken de “gelmemesi halinde yokluğunda yargılamaya devam edileceği” uyarısını içeren davetiye gönderilmeden ve sanığın savunmasına başvurulmadan yargılamanın sonlandırıldığının anlaşılması karşısında,
5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilmesi esnasında; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı olup (2) numaralı kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre,
1- Sanığın denetim süresi içinde işlediği “mühür bozma” suçu nedeniyle hükmün açıklanmasının yasaya aykırı olduğuna ilişkin (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE,
2- Sanığın savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin (2) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2017 tarihli ve 2017/44 esas, 2017/400 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 06.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.