Hukuk Genel Kurulu 2015/1616 E. , 2016/128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “fazla çalışma alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 2. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.04.2012 gün ve 2009/964 E-2012/223 K sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 11.03.2013 gün ve 2012/16601 E., 2013/4997 K sayılı ilamı ile;
(...Davacı işçi, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarını talep ettiğini ve bunun üzerine haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek, ihbar tazminatı, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının fazla çalışma yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda, davacının günde üç, haftada onsekiz saat fazla mesai yaptığının kabulü ve %30 hakkaniyet indirimi ile bilirkişi hesaplamaları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücretlerinin tanık ifadelerine göre belirlenmesi ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak söz konusu alacakların işveren belgelerine göre tespit edilmesi halinde hakkaniyet indirimi yapılması söz konusu değildir.
Somut olayda, fazla çalışma ücretinin davacı ... anlatımlarına göre hesaplandığı, tanık beyanları arasında özellikle mesai bitiş saati konusunda farklı açıklamalar bulunduğu görülmektedir. Davacının yaptığı işin niteliği de dikkate alındığında hesaplanan fazla mesai alacağından %50 den aşağı olmamak üzere indirim yapılması gerekirken daha az oranda indirim ile yetinilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava,fazla çalışma alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 27.11.2006 – 21.08.2009 tarihleri arasında davalı şirkette müdür yardımcısı olarak çalıştığını, ödenmeyen bir kısım alacaklarını talep etmesi üzerine iş aktinin feshedildiğini,davalı şirkette hafta içi 08.00 - 24.00 saatleri arasında çalışıldığını, davacının fazla çalışma yaptığını ancak karşılığının ödenmediğini belirterek fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 1000 TL fazla çalışma alacağının dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş,ıslah dilekçesi ile de 8.067,27 TL fazla mesai alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davalı şirkette fazla mesai yapılmadığını, bir şube müdürünün dava dilekçesinde belirtilen mesai saatleri içinde çalışmasının insan doğasına ve hayatın olağan akşına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda, davacının günde üç, haftada onsekiz saat fazla mesai yaptığını belirten bilirkişi raporunda tespit edilen değer üzerinden % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle fazla çalışma alacağının tahsiline karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçeler ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, davacı tanıklarının işyerinde 21.30-23.00 saatlerine kadar çalışma yapıldığını beyan ettiği, bilirkişinin tanık beyanlarında bildirilen asgari süreyi esas alarak davacının 08.00-21.30 saatleri arasında çalıştığını kabul ettiği, buna göre haftalık 27 saat fazla mesai yapılması söz konusu olduğu halde Yargıtay kararlarına göre günlük fazla mesai süresinin 3 saati geçemeyeceğini gözeterek haftalık 18 saat üzerinden fazla mesai hesabı yaptığı, tanık anlatımlarından çok daha az fazla mesai hesabı yapılmış olduğu, bu durum da dikkate alınarak % 30 takdiri indirim yapıldığı, % 50"den aşağı olmamak üzere takdiri indirim yapılmasının hakkaniyet ve iş hukukunda işçi lehine yorum yapılması ilkesine aykırı olduğu, kaldı ki davalı tarafca takdiri indirim hususunun temyiz konusu yapılmadığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davalı işveren vekili temyize getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tanık beyanlarına göre belirlenen fazla çalışma alacağından yapılan %30 oranındaki hakkaniyet indiriminin az olup olmadıği, % 50 "den aşağı olmamak üzere daha yüksek bir oranda indirim yapılması gerekip gerekmediği,bu hususun temyiz konusu yapılmamış olması gözetildiğinde bozma konusu yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, takdiri delil ile kanıtlanan fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği Yargıtay kararlarında istikrarlı uygulama halini almıştır. Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da bir işçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak, fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmazdır. Böyle olunca fazla çalışma ücretinden bir indirim yapılması gerçek duruma uygun düşer.
Nitekim, fazla çalışma iddiasının takdiri delil ile kanıtlanması durumunda hakkaniyet indirimi yapılması gerekeceği hususu Hukuk Genel Kurulunun 04.02.2009 gün 2009/9-2 E., 2009/48 K.; 04.11.2009 gün 2009/9-419 E. 2009/475 K.; 05.05.2010 gün 2010/9-239 E. 2010/247 K.; 06.04.2011 gün 2010/9-748 E. 2011/60 K.; 27.04.2011 gün 2011/9-41 E. 2011/237 K.; 14.11.2012 gün 2012/9-844 E. 2012/794 K.; 19.06.2013 gün 2012/9-1685 E 2013/852 K. ve 30.10.2013 gün ve 2013/9-254 E 2013/1504 K. sayılı kararlarında da aynen benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tanıklarının beyanlarına göre haftalık 18 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek hesaplanan değer üzerinden % 30 hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulmuş ise de fazla çalışma olgusu yazılı belge ile kanıtlanamamış olup takdiri delillerle kanıtlandığından hakkaniyet indirimi yapılmasında bir yanlışlık yoktur. Ne var ki tanık beyanları ile davacı işçinin yaptığı işin niteliği ve usuli kazanılmış hak gözetilerek uygun bir oranda indirim yapılması gerekir.
Öte yandan davalı işveren vekili ilk karara yönelik temyiz dilekçesinde genel olarak davacı işçinin fazla çalışma yapmadığını ileri sürerek hükmü bu yönüyle de temyiz ettiğini belirtmiştir. Davalı vekili fazla çalışma alacağına ilişkin hükmü temyiz ettiğine göre bu temyizin hakkaniyet indirim oranınından indirimi de kapsadığı kabul edilmelidir. Buna göre mahkemenin hakkaniyet oranının temyiz edilmediğine ilişkin direnme gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce mahkemece yapılan % 30 indirimin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği belirtilmiş ise de bu görüş çoğunluk tarafından benimsenmemiştir.
Mahkemece, açıklanan hususlar gözardı edilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle bozulması gerekir.
S O N U Ç : Davalı işveren vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.01.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı vekili, müvekkilinin 27.11.2006 – 21.08.2009 tarihleri arasında davalı şirkette müdür yardımcısı olarak çalıştığını, ödenmeyen bir kısım alacaklarını talep etmesi üzerine iş aktinin feshedildiğini, davalı şirkette hafta içi mesai saatlerinin 08.00- 24.00 olduğunu, davacının fazla çalışma yaptığını ancak karşılığının ödenmediğini belirterek fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 1000 TL fazla çalışma alacağının dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davalı şirkette fazla mesai yapılmadığını,bir şube müdürünün dava dilekçesinde belirtilen mesai saatleri içinde çalışmasının zaten insan doğasına ve hayatın olağan akşına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece; davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda, davacının günde üç,haftada onsekiz saat fazla mesai yaptığını belirten bilirkişi raporunda tespit edilen değer üzerinden % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle fazla çalışma alacağının tahsiline karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin 11.03.2013 tarih 2012/16601 E.,2013/4997 K sayılı kararı ile;
”...Davacı işçi, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarını talep ettiğini ve bunun üzerine haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek, ihbar tazminatı, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının fazla çalışma yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda, davacının günde üç, haftada onsekiz saat fazla mesai yaptığının kabulü ve %30 hakkaniyet indirimi ile bilirkişi hesaplamaları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücretlerinin tanık ifadelerine göre belirlenmesi ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak söz konusu alacakların işveren belgelerine göre tespit edilmesi halinde hakkaniyet indirimi yapılması söz konusu değildir.
Somut olayda, fazla çalışma ücretinin davacı ... anlatımlarına göre hesaplandığı, tanık beyanları arasında özellikle mesai bitiş saati konusunda farklı açıklamalar bulunduğu görülmektedir. Davacının yaptığı işin niteliği de dikkate alındığında hesaplanan fazla mesai alacağından %50 den aşağı olmamak üzere indirim yapılması gerekirken daha az oranda indirim ile yetinilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. “
gerekçesiyle SADECE TAKTİRİ İNDİRİM ORANINA YÖNELİK OLARAK bozulmuştur.
Mahkemece taktiri indirim oranına yönelik bozma kararına karşı direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta;
Özel Daire’nin davalının sair temyiz itirazlarını yerinde görmeyerek SADECE TAKTİRİ İNDİRİM ORANINA YÖNELİK OLARAK yaptığı bozma kararına karşı Mahkemece yapılan % 30 oranındaki taktiri indirimin yerinde olduğu gerekçesi ile direnilmiştir.
Direnme kararı üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda yapılan müzakerede bizimde katıldığımız azınlık görüşünde olan üyeler, “ bozma ve direnme SADECE TAKTİRİ İNDİRİM ORANINA YÖNELİKTİR, Özel Daire’ nin sair temyiz itirazları reddetmesi karşısında Mahkemenin bozmadan önce belirlediği haftalık 18 saat fazla çalışma süresinin bozma dışı kaldığı, bozma dışı kalan haftalık 18 saat fazla çalışma süresinin davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı, bu nedenle SADECE TAKTİRİ İNDİRİM ORANINA YÖNELİK DEĞERLENDİRME YAPILABİLECEĞİ görüşünü ileri sürmüşlerdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda yapılan müzakerede direnmeye ve temyize konu edilen taktiri indirim oranı ile birlikte, davacının bozma dışı kalan ve sübutu kesinleşen haftalık 18 saatlik fazla çalışma süresi tartışılarak, delil durumuna göre fazla çalışmanın haftalık 9 saat olarak hesaplanması gerektiği yolundaki çoğunluk görüşü doğrultusunda direnme kararı bozulmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere, Yüksek Özel Daire ile arasındaki uyuşmazlık SADECE TAKTİRİ İNDİRİM ORANINA YÖNELİKTİR.
Bu husus Yüksek Hukuk Genel Kurulunun gündeminde de “ Uyuşmazlık: tanık beyanlarına göre belirlenen fazla çalışma alacağından yapılan %30 oranındaki hakkaniyet indiriminin az alup olmadığı, % 50 "den aşağı olmamak üzere daha yüksek bir oranda indirim yapılması gerekip gerekmediği,” şeklinde belirlenmiştir.
Yüksek Özel Daire’nin “ davalının sair temyiz itirazlarını reddetmesi” karşısında fazla çalışmanın haftalık 18 saat olduğu hususu kesinleşmiş, davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Usuli kazanılmış hak hukuk güvenliğinin temelidir.
Yüksek Hukuk Genel Kurulu kamusal nitelik taşımayan bu bozma ve direnme karşısında DİRENME KARARINI SADECE TAKTİRİ İNDİRİM ORANINA YÖNELİK olarak değerlendirmekle yükümlüdür.
Direnme konusu dışında kalan bir olgunun bozma konusu yapılması,yerel mahkemenin bu konuda direnme hakkının elinden alınması anlamına gelir.
Bu nedenlerle, Yüksek Hukuk Genel Kurulu’nun yerel mahkemenin SADECE TAKTİRİ İNDİRİM ORANINA YÖNELİK direnme kararı ile sınırlı olarak bir karar vermesi gerekirken bozma dışı kalan ve davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden haftalık fazla çalışma süresinin sübutuna rağmen “…davacının haftalık 18 saat çalışma yapmadığı, fazla çalışmanın haftalık 9 saat olduğu…” şeklinde değerlendirme yapması usuli kazanılmış hakkın ihlali olup, Yüksek Hukuk Genel Kurulu’ nun değişik gerekçe ile verdiği bozma kararına ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyoruz. 01.02.2016