Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2426
Karar No: 2022/268
Karar Tarihi: 02.02.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2426 Esas 2022/268 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2426 E.  ,  2022/268 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2426
    Karar No : 2022/268

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI):...Birliği-
    VEKİLİ : Av. ...

    2- (DAVALI): ...Bakanlığı
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...

    İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onuncu Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2019/7049, K:2020/7089 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 22/03/2017 tarih ve 30015 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile asıl Yönetmeliğin 49. maddesinin 1. fıkrasına eklenen "merkezi tıbbi arşivin hastane bünyesinde bulunması zorunlu değildir." ibaresinin, aynı maddenin 4. fıkrasının, Ek 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin (5) numaralı alt bendinin ve Ek 8. maddesinin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2019/7049, K:2020/7089 sayılı kararıyla;
    Anayasa'nın 56. maddesi, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 1, 2, 3, 9 ve Ek 15. maddesi ile 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 40. maddesi belirtilerek;
    Dava konusu Yönetmeliğin 49. maddesinin 1. fıkrasına eklenen "merkezi tıbbi arşivin hastane bünyesinde bulunması zorunlu değildir." ibaresi yönünden;
    Dava konusu düzenleme ile tıbbi kayıtların arşivlenmesi ile tıbbi kayıtların toplanmasının, düzenlenmesinin, kaybının engellenmesinin, denetim, bilimsel çalışmalar, istatistiksel değerlendirmeler, adli mercilerce istenmesi, hastaların diğer müracaatları gibi durumlar için hazır bulundurulmasının amaçlandığı, önemli olan hususun merkezi tıbbi arşivin bu amaca hizmet etmesi ve ulaşılabilir olması durumu olduğu göz önünde bulundurulduğunda dava konusu düzenlemede hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı;
    Yönetmeliğin 49. maddesinin 4. fıkrası yönünden;
    Dava konusu değişiklik ile sağlık kuruluşları tarafından kayıt altına alınan kişisel sağlık verilerinin, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na uygun bir şekilde işleneceği ve Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara uygun bir şekilde merkezi sağlık veri sistemine aktarılacağının kurala bağlandığı;
    07/04/2016 tarih ve 29677 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6698 sayılı Kanun'un, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan genel gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, kişisel verilerin korunması konusunun pek çok sektörü ve kamu ya da özel kurumu ilgilendirmesi nedeniyle bir "çerçeve kanun" olarak hazırlandığı;
    Bu Kanun'a duyulan ihtiyacı açıklayan genel gerekçede, Türk Ceza Kanunu'nun 135. ve devamı maddelerinde kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi, kaydedilmesi veya ifşa edilmesi fiillerinin suç olarak düzenlendiği ve yaptırıma bağlandığının, ancak kişisel verilerin işlenmesine yönelik özel bir kanun bulunmaması sebebiyle, bu fiillerin ne zaman hukuka aykırı ne zaman hukuka uygun olduğunun belirlenmesinde tereddütler yaşandığının vurgulandığı;
    Ayrıca 2010 yılında Anayasa'nın 20. maddesinde yapılan düzenlemeyle kişisel verilerin korunmasının temel bir insan hakkı olarak güvence altına alındığı ve konuya ilişkin usul ve esasların kanunla düzenleneceğinin öngörüldüğü;
    Genel gerekçede, kişisel verilerin korunmasına yönelik bir kanunî düzenleme olmamasının uluslararası ilişkiler açısından da sorunlar yarattığının, EUROPOL, EUROJUST gibi Avrupa kurumları ile ilişkilerin sekteye uğradığının, sağlık kuruluşlarınca tutulan kişisel verilerin güvenliğinin sağlanmasında yeterli yasal önlem olmamasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince özel hayatın gizliliğine müdahale olarak kabul edildiğinin ve bu nedenle ihlal kararları verildiğinin belirtildiği ve bu Kanun'un ülkemizin Avrupa Birliğine üyelik süreci açısından da önemine dikkat çekilerek 108 sayılı "Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi"ne de 1981 yılından itibaren taraf olunduğunun da ifade edildiği;
    6698 sayılı Kanun'un gerekçesinde yer alan "Ülkemizde kişisel verilerin işlenmesi sürecini kontrol edecek ve denetleyecek bir kurum bulunmamaktadır. Bunun bir sonucu olarak halen kişisel veriler yeterli düzenleme ve denetime tabi olmaksızın, birçok kişi veya kurum tarafından kullanılabilmekte ve bu durum bazı hak ihlallerinin yaşanmasına sebep olabilmektedir." tespitinin önem arz ettiği;
    6698 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre Kişisel Verileri Koruma Kurulunun oluşturulduğu, Kurulun görev ve yetkilerinin belirlendiği 22. maddenin 1. fıkrasının (h) bendinde ise "Diğer kurum ve kuruluşlarca hazırlanan ve kişisel verilere ilişkin hüküm içeren mevzuat taslakları hakkında görüş bildirmek" hükmüne yer verildiği;
    Uyuşmazlıkta, özel nitelikli kişisel veri olarak kabul edilen sağlık verilerinin işlenmesinde alınması gerekli olan önlemlerin Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenmediği ve 6698 sayılı Kanun'un 22. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendine göre diğer kurum ve kuruluşlarca hazırlanan ve kişisel verilere ilişkin hüküm içeren mevzuat taslakları hakkında Kurulun görüşü alınmadan dava konusu düzenlemenin tesis edildiği görüldüğünden dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı;

    Yönetmeliğin Ek 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin (5) numaralı alt bendi yönünden;
    Dava konusu düzenleme ile kadrolu çalışmanın istisnalarına bir yenisinin eklendiği, bir özel hastanede kadrolu çalışan tabibe, kurumsal sözleşme yapılarak, kadro şartı aranmaksızın başka sağlık kuruluşlarında çalışma imkânı sağlandığı, bu şekilde çalışmanın hekimin muvafakati şartına bağlandığı, ayrıca tabiplere çalıştıkları sağlık kuruluşundaki çalışma saatleri dışında bir özel hastanenin acil servis, klinik servis ve ünitelerinde nöbet tutabilme imkânı getirildiği, böylece planlama kapsamındaki kısıtlı tabip insan gücünün kaliteli ve verimli kullanılabilmesinin amaçlandığı görüldüğünden anılan düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık bulunmadığı;
    Yönetmeliğin Ek 8. maddesi yönünden;
    Dava konusu maddede, 31/05/2019 tarih ve 30790 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve 28/09/2019 tarih ve 30902 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile değişiklik yapıldığı ve yeni düzenlemeye gidildiği anlaşıldığından, davanın konusuz kaldığı ve esası hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı gerekçeleriyle;
    Dava konusu Yönetmeliğin;
    -49. maddesinin 4. fıkrasının iptaline,
    -Ek 8. maddesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
    -Dava konusu diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, arşivin hastane bünyesine bulunmamasının hastane kayıtlarının düzenli tutulmamasına yol açacağı, bu kayıtların talep edildiğinde sunulması gerektiği, hastane ile aynı yerde bulunmaması halinde sunulmasının da zorlaşacağı, sağlık hakkının özüne aykırı olduğu, arşive ilişkin hiçbir standart düzenlenmemesinin hasta haklarını ihlal ettiği, nöbetin kadrolu çalışmaya bağlanmasının hukuka aykırı olduğu, angarya yasağının ihlal edildiği, hekimin kurumsal sözleşmeye muvafakat vermemesi söz konusu olamayacağından işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalacağı, düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmadığı, Daire kararının davanın reddine ve karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, işbu davada dava konusu Yönetmeliğin 49. maddesinin 4. fıkrası yönünden verilen yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin karar sonrasında Kişisel Verileri Koruma Kurumundan görüş alındığı ve bu görüş doğrultusunda 31/05/2019 tarih ve 30790 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile dava konusu fıkranın yeniden düzenlendiği, devam eden süreçte Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmelik'in de yürürlüğe girdiği, temyize konu kararın iptale ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın davanın reddine ve karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısımlarının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu ksımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
    Davacı tarafından, temyize konu kararın iptale ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
    2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen reddi, kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen dava konusu düzenlemenin iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2019/7049, K:2020/7089 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 02/02/2022 tarihinde, dava konusu Yönetmeliğin 49. maddesinin 4. fıkrası yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden ise oybirliği ile karar verildi.


    KARŞI OY
    X-6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 21. maddesinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu oluşturulmuş, 22. maddesinde ise söz konusu Kurulun görev ve yetkileri belirlenmiştir.
    Her ne kadar anılan Kanun'un 22. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde; "Diğer kurum ve kuruluşlarca hazırlanan ve kişisel verilere ilişkin hüküm içeren mevzuat taslakları hakkında görüş bildirmek" Kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmış ise de bu hükmün, diğer kurum ve kuruluşların mevzuat taslağı hazırlarken Kuruldan görüş almalarının zorunlu olduğunu göstermediği anlaşılmaktadır.
    Ayrıca, anılan Kanun'un 6. maddesinin 4. fıkrasında, özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde, ayrıca Kurul tarafından belirlenen yeterli önlemlerin alınması şart olduğu hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükme göre kurum ve kuruluşların, mevzuat taslaklarını hazırlarken, Kurul tarafından belirlenmiş önlemler varsa bunları dikkate alacakları konusunda kuşku yoktur. Ancak maddede sözü geçen önlemler Kurul tarafından bir kereye mahsus kararlaştırılıp daha sonra değiştirilemeyecek önlemler değildir. Kurul her zaman, belirlediği önlemleri değiştirebilir, uluslararası gelişmelere, zamanın gereklerine vb. ihtiyaçlara göre yenilerini ekleyebilir. Kişisel verileri işleyenlerin, Kurul tarafından herhangi bir zamanda belirlenen önlemleri her zaman dikkate alacağı açıktır.
    Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 49. maddesinin 4. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın Yönetmeliğin 49. maddesinin 4. fıkrasının iptaline ilişkin kısmında usul ve hukuka uygun bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi