
Esas No: 2018/371
Karar No: 2022/551
Karar Tarihi: 03.02.2022
Danıştay 4. Daire 2018/371 Esas 2022/551 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/371 E. , 2022/551 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/371
Karar No : 2022/551
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına asıl borçlu ... İnşaat Ticaret Limited Şirketi'ne ait borçların tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; kanuni temsilci adına ödeme emri ile takibe geçilebilmesi için öncelikle vergi borçlusu hakkında tüm takip yollarının tüketilmesi, borçlunun borcu karşılayabilecek düzeyde haczi kabil malı bulunmaması veya bulunan malların satış bedelinin borcu karşılamaması nedeniyle borçlunun aciz halinde olması gerektiği, olayda ödeme emirlerinin ... İnşaat Tic. Ltd. Şti.'ne usulüne uygun olarak tebliğ edilip kesinleştirilerek tüm takip yollarının tüketildiğinden ve kanuni temsilci tarafından ödenmesi gereken safhaya geldiğinden bahsedilemeyeceğinden, söz konusu ödeme emirleri içeriğindeki vergi borçlarının asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; ... İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin tüm borçlarının 6111 ve 6736 sayılı Kanunlar kapsamında yapılandırılmış olup, yapılandırma sonucu şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olduğundan, yapılandırılan borcun süresi içinde ödenmemesi ve yapılandırmanın ihlal edilmesi halinde, vadesi değişen borç için öncelikle şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesinin gerektiği, dava dosyasına sunulan ödeme emirlerinin ise, en son yapılandırma tarihi dikkate alındığında daha önceden düzenlenmiş olduğunun görüldüğü, bu bağlamda da, borcun asıl borçlu şirket yönünden usulüne uygun şekilde kesinleştirildiğinden bahsedilemeyeceğinden, ortak sıfatıyla düzenlenmiş bulunan dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun gerekçeli reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, ... İnşaat Ticaret Limited Şirketi'nin ödenmeyen vergi bocu nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 35. maddesine dayanılarak şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen 23/03/2016 tarih ve ...-...-...-...-...-... sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair karar davalı idarece temyiz edilmiştir.
Vergi tahsilatının hızlandırılması gibi amaçlarla kabul edilen, yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen, geçici bir dönem için uygulanması öngörülen ve belirli aralıklarla çıkarılan bazı özel yasalarla mükelleflere, kimi koşullarla, vergi borcu yeni vade ve tutarlara bağlanıp, bu borcun bir kısmından vazgeçilmesi gibi kolaylıklar sağlanmaktadır.
Dayanağını Anayasa'dan alan ve devletin kamusal gereksinimlerini karşılaması için egemenlik gücüne dayanarak tek taraflı iradesiyle kişilere yüklediği bir kamu alacağı şeklinde tanımlanan verginin, yapılandırmaya konu edilerek yeni vade ve tutarlarda ödenmeye bağlanması işleminin, özel hukuktaki borcun yenilenmesi müessesesine benzetilerek, bu durumun, borcun nitelik değiştirmesine ve vergi ödevine ilişkin yükümlülüğü bulunan sorumlunun da değişmesine yol açtığı söylenemez. Ayrıca, yapılandırıldığı halde ödenmeyen borçların limited şirketlerin ortaklarından (veya kanuni temsilcilerinden) takibi için tekrar şirket adına ödeme emri düzenlenmesine de gerek bulunmamaktadır.
Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin koşulların ihlali nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi sorumluluk, takip/tahsilata ilişkin yasa kuralları gereğidir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu borcun ait olduğu dönemde şirket ortak olduğundan bahisle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, Vergi Mahkemesince, öncelikle ödeme emri içeriği borçların davacının ortak olduğu dönemleri kapsayıp kapsamadığı değerlendirildikten ve kapsadığı sonucuna varıldıktan sonra asıl borçlu şirket tarafından 6111 ve 6736 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen yapılandırma başvurusuna istinaden herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve davacının takip edilebilmesi için Kanunda aranan diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususu değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
