
Esas No: 2021/3415
Karar No: 2022/283
Karar Tarihi: 03.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3415 Esas 2022/283 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3415 E. , 2022/283 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3415
Karar No : 2022/283
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...Derneği
VEKİLİ : Av. ...
2- ...KARŞI TARAF (DAVALI) : ...
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2021/1164, K:2021/2143 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:06/01/2021 tarih ve 31356 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile değişik Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Taşınır Mal Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 3. fıkrasına eklenen (ğ) bendinin ve 21. maddesinin 2. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2021/1164, K:2021/2143 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi ve 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi hükümlerine yer verilerek,
İptal davalarının, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören kanun koyucunun, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak getirdiği;
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerektiği;
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü gerektiği, aksi halde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmenin, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğuracağı;
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığının, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlendiği, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunmasının dava açma ehliyeti için gerekli sayıldığı;
Bu bağlamda; dava konusu Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Taşınır Mal Yönetmeliği'nin iptali istenilen kısımlarıyla getirilen düzenlemelerin, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına neden olacağı iddia edilerek ve davacı Dernek ile Dernek başkanının insan hakları savunucusu oldukları belirtilerek, davanın açılmasında menfaatlerinin olduğu ileri sürülmüş olmakla birlikte; dava konusu düzenleyici işlemin iptali istenilen kısımlarının doğrudan temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik olmadığı ve davacıların menfaat ilişkisine yönelik iddiasının da, esasen temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ihtimaline dair varsayımlardan kaynaklandığı görüldüğünden, davacıların güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, davacı Derneğin, kuruluşlarla görüşmeler yaparak hak ihlallerinin giderilmesi hususunda düşüncelerini kamu otoriteleriyle paylaştığı; davaya konu Yönetmeliğin iptali istenen maddelerinin uygulanmaya başlamasıyla birlikte kişi, kurum ve kuruluşların toplantı ve gösteri yürüyüş hakları ile yaşam hakkı, özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği gibi hakları ulusal ve uluslararası mevzuatlara aykırı olarak engelleneceği; dolayısıyla Yönetmelik değişikliği ile birlikte davacı Derneğin, doğrudan ve dolaylı olarak mağdur sıfatını haiz olup, iş bu davayı açmada menfaati bulunduğu; Anayasa'nın 13. maddesi gereğince kamusal bir yetkiyle güç kullanan görevlilerin ancak Anayasa'da belirtilen amaçlara ulaşmak adına başka bir çarenin kalmadığı mutlak zorunlu durumlarda ve karşı karşıya kalınan güce nispeten ulaşılmak istenen amaç doğrultusunda orantılı bir biçimde silahlı güç kullanabilmelerine izin verildiği, ancak Yönetmeliğin iptali istenen maddeleri ile Anayasa hükümlerinin dışına çıkılarak amacı ile orantılı olmayan ağır silahların kamuya karşı kullanımına olanak sağlanarak, temel hak ve hürriyetlerin yönetmelik hükümlerince kısıtlanmasına neden olunacağı; Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS'nin 13. maddesi uyarınca, mahkemeye erişim hakkı gereği doğrudan doğruya davacı Derneğin çalışma alanını ilgilendiren ve dernek başkanı olması sebebi ile her türlü hak ihlali ile ilgilenmek durumunda olan genel başkanın kendi adına dava açabilmesinin, mahkemeye erişim hakkı kapsamında kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemlerin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 28/04/2021 tarih ve E:2021/1164, K:2021/2143 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 03/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
