Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/3274
Karar No: 2022/325
Karar Tarihi: 03.02.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/3274 Esas 2022/325 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/3274 E.  ,  2022/325 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2020/3274
    Karar No : 2022/325

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

    KARŞI TARAF (DAVALI) :...Kurulu
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 12/12/2019 tarih ve E:2016/58737, K:2019/6507 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ve 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin) 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 12/12/2019 tarih ve E:2016/58737, K:2019/6507 sayılı kararıyla;
    Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
    "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
    Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
    Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan .... Ağır Ceza Mahkemesinin E:...sayısına kayden devam eden bir yargılama olduğunun UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda görüldüğü,
    ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"ndan, davacının, ...ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı almak suretiyle bu ağa dahil olduğunun anlaşıldığı,
    Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
    YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
    Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
    Öte yandan davacı tarafından, davalı idarece birinci savunma dilekçesinin yasal cevap verme süresinden sonra verildiğinden bahisle söz konusu dilekçenin dikkate alınmaması gerektiği ileri sürülmekte ise de, dava dilekçesinin 22/05/2018 tarihinde davalı idareye tebliğ edilmesi üzerine 25/05/2018 tarihinde davalı idarece cevap verme süresinin uzatılması isteminde bulunulduğu ve Dairelerinin 05/06/2018 tarihli ara kararı ile verilen ek süre içerisinde 12/07/2018 tarihinde davalı idarece savunma dilekçesinin sunulduğu anlaşıldığından, davacının söz konusu iddiasının yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, meslekten çıkarılmasına ilişkin işleme ilişkin E:...sayılı dosya ile işbu dosyanın birleştirilmesi gerekirken, her iki dava hakkında ayrı ayrı karar verilmesinin usule aykırı olduğu, meslekten çıkarılmasına ilişkin ikinci olarak açtığı işbu dosya yerine, ilk açtığı dava olan E:...sayılı dosyada derdestlik nedeniyle incelenmeksizin ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hukuki belirsizlik nedeniyle ve hukuki yararını korumak amacıyla ikinci davayı açmasına davalı idare sebebiyet verdiğinden, derdestliğin kabulü halinde dahi yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılması gerektiği, adli yardım talebinin kabul edilmesine rağmen yargılama giderlerinden muaf tutulmamasının ve davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, Anayasa'da yer alan sağlık yönüyle yetersizlik halleri ve mesleki yetersizlik halleri dışında meslekler çıkarılması mümkün olmadığından, 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin) 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu ve iptali edilmesi amacıyla somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, olağanüstü hal döneminde, olağanüstü halin gerektirdiği ölçüde, olağanüstü hale neden olan konularla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceğinden, olağanüstü halin sona ermesi ile birlikte mesleğinden çıkarılmasına ilişkin işlemin dayanağının kalmadığı, 667 sayılı KHK ile getirilen düzenlemenin suç ve ceza içeren düzenleme mahiyetinde olmasına rağmen geçmişe etkili olarak uygulanması nedeniyle suç ve cezaların kanuniliği ile suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği, hakim ve savcıların meslekten çıkarılmaları sonucunu doğuracak iş ve işlemlerin 2802 sayılı Kanun kapsamında yapılması gerektiği, Anayasa'nın 139. maddesinde düzenlenen hakimlik ve savcılık teminatının ortadan kaldırılmasına sebebiyet verecek 2802 sayılı Kanun'u işlevsiz hale getiren düzenlemeler ihdas edilmek suretiyle başta savunma hakkı olmak üzere usuli güvence haklarının ihlal edildiği, bu durumun adil yargılanma hakkının gereklerine aykırı olduğu, Daire kararında, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan devam eden yargılaması olduğunun belirtilmesinin masumiyet karinesinin ihlali sonucunu doğurduğu, dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgeler tarafına tebliğ edilerek etkili beyanda bulunma imkanının sağlanmadığı, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihten sonra ortaya konulan fiillere dayanılarak anayasal düzene sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği sonucuna varılamayacağı, ByLock uygulamasını indirmediği ve kullanmadığı, kolluk tarafından hazırlanan ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı'nın delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, anılan programı kullandığına ilişkin adli veya idari merciler tarafından alınmış teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren bilirkişi raporu bulunmadığı gibi bu programı kullandığına ilişkin olarak tespit edilen bir mesaj içeriğinin dahi olmadığı, ByLock deliline ilişkin elde edilen veriler yasadışı delil niteliğinde olduğundan hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, gerekçeli kararda yer verilen beyanların hiçbirisi tanık sıfatıyla alınmadığından hükme esas alınamayacağı, lehine olan beyana yer verilmemesi nedeniyle tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiği, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, ayrıca söz konusu tanıkların kendisinin hazır bulunduğu bir duruşmada ifadelerinin tekrarlanmadığı, tanığa soru sorma ve tanığı sorgulama hakkı ile lehe olan tanık ifadelerinin, aleyhine olan tanık ifadeleriyle aynı şartlarda dinletme hakkının ihlal edildiği, YARSAV'ın bağımsız yargıçların kendi aralarında oluşturduğu bir oluşum olduğu, hiçbir bağımsız yargıcın özgür iradesi ile faaliyetine katıldığı bağımsız bir oluşumun faaliyetleri nedeniyle cezai sorumluluğa tabi tutulamayacağı, dava konusu işlemin Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu, bu işlemle masumiyet karinesinin, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, şeref ve itibara saygı hakkının, ayrımcılık yasağının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Öte yandan, Daire kararının "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" kısımının "Davacıya İlişkin Süreç" bölümünde, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan .... Ağır Ceza Mahkemesinin E:...sayısına kayden devam eden bir yargılama olduğunun UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda görüldüğü belirtilmişse de; temyiz aşamasında UYAP ortamında yapılan incelemede, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması sonucunda .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ...Bölge Adliye Mahkemesi .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla esastan reddedildiği ve anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
    Diğer yandan, davacı tarafından, Dairece derdestliğin özünü oluşturan dava açılma sıralamasında hatalı değerlendirme yapılarak; meslekten çıkarılmasına ilişkin ikinci olarak açtığı işbu dosya yerine, tarih yönünden ilk açtığı dava olan E:...sayılı dosyada derdestlik nedeniyle incelenmeksizin ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu iddia edilmekteyse de, E:...sayılı dosyanın konusunun "davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali" olmasına karşın, işbu davanın konusunun, "davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı kararın iptali" olduğu dikkate alındığında, işbu davada daha geniş kapsamlı istemlerde bulunulduğu anlaşılmış olup, Dairece istem olarak daha geniş kapsamlı olan dava dosyasında davanın esasının incelenmesinin davacının hukuki yararına olduğu sonucuna varıldığından söz konusu iddia bozma sebebi olarak görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 12/12/2019 tarih ve E:2016/58737, K:2019/6507 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
    4. Kesin olarak, 03/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi