Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6797
Karar No: 2019/1199
Karar Tarihi: 08.02.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6797 Esas 2019/1199 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/6797 E.  ,  2019/1199 K.

    "İçtihat Metni"

    I-TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.12.2018 tarih ve 2018/98167 sayılı ihbarnamesi ile,
    Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama neticesinde sanığın beraatine dair Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.10.2017 tarihli ve 2016/645 esas, 2017/1915 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesince mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı anlaşıldığından bahisle sanığın beraatine karar verilmiş ise de, sanığa isnat edilen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğu, bu suçun kovuşturulmasının ise aynı maddenin 3. fıkrası gereğince Adalet Bakanının iznine tâbi olduğu, bahse konu suçla ilgili olarak şikâyet veya başkaca bir soruşturma veya kovuşturma şartının aranmadığı, Adalet Bakanlığının 24.03.2016 tarihli “Olur”u ile de sanığın, www...com adlı internet sitesinde yayımlanan ""Cumhurbaşkanı ...; Özür Dilemeyeceğiz" başlıklı habere, ""Evet bop proje partisi projesini tamamladı."" kullanıcı adıyla yazdığı yorumda yer alan, ""Arkasında yalakalık yaptığı amerika nato arkasında mı? müslüman kanından beslenenler ülkemin kanını emip paraları lüks heva saraylara yatıran var olanı da satanı halamı görmez bu koyun millet? ahlak kin ve nefretten başka ne getirdi ülkeye? yol yaptı ulan başınıza yollar düşsün duple yollar. Hala işin dalgasındasınız adam israilin ingilizin abd nin en iyi kulu. Üstün cesaret ödüllüsü hemde" şeklindeki sözlerin Cumhurbaşkanına hakaret eylemi olarak değerlendirilerek Türk Ceza Kanunu’nun 299/3. maddesi uyarınca kovuşturma izni verildiği, sanığın sayın Cumhurbaşkanına yönelik, bahse konu sözleri sarf ederek üzerine atılı bulunan suçu işlediği anlaşılmakla, mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 28.11.2018 gün ve 94660652-105-06-11320-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ile mevcut evrak, Dairemize gönderilmiştir.
    II-OLAY
    02.12.2015 tarih ve 6888 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin Adalet Bakanlığına yaptığı suç duyurusuna istinaden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, IP adresinin temin edilmesini müteakip yapılan araştırmalar sonucunda kullanıcısı sanık olduğu saptanan Ip adresinin ""Cumhurbaşkanı ...; Özür Dilemeyeceğiz" başlıklı www...com adlı internet sitesinde yayımlanan "Putin Türkiye"den özür isteyince ,konuyla ilgili soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı ... "Hava sahamızı ihlal eden Rusya"dan özür dilemeyeceğiz" dedi şeklindeki 26 Kasım 2015 tarihli habere, "Evet bop proje partisi projesini tamamladı."" kullanıcı adıyla ""işin sonunda 3 dünya savaşına gidiyoruz.ne için?abd siyon hizmetçiliğine,ırakda saddam gitsin huzur gelsin dediler ilk kürdistanı bunlar tanıdı,suriyeye huzur gelsin esad gitsin derken sıra ülkemize geldi rusya silah yığdığının farkındamı bu koyun troller? ""Arkasında yalakalık yaptığı amerika nato arkasında mı? müslüman kanından beslenenler ülkemin kanını emip paraları lüks heva saraylara yatıran var olanı da satanı hala mı görmez bu koyun millet? ahlak kin ve nefretten başka ne getirdi ülkeye? yol yaptı ulan başınıza yollar düşsün duple yollar. Hala işin dalgasındasınız adam israilin ingilizin abd nin en iyi kulu. Üstün cesaret ödüllüsü hemde" şeklinde yorumda bulunulduğu tespit edilmiştir.
    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunca 19.02.2016 tarihinde tanzim edilen fezleke kapsamında 24.03.2016 tarihinde verilen kovuşturma izni sonrasında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2016/448 soruşturma no, 2016/316 numaralı iddianamesi ile
    adli sicil ve arşiv kaydı olmadığı anlaşılan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nun 299/1,2 ve 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Ankara 31.Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır.
    Müdahil Cumhurbaşkanlığı vekilince sunulan 04.08.2016 havale tarihli dilekçe ile şikayetten vazgeçilmiştir.
    Sanık savunmasında özetle;yurt dışından yeni döndüğünü, belirtilen siteyi soruşturma aşamasında öğrendiğini, iddiaya konu yazıları kendisinin yazmadığını, evine gelen misafirlerine internet hattını kullandırdığını, internet şifresinin suç tarihinde belki de açık olabileceğini beyan etmiş, sanık müdafiileri de, internet hattını 2 engelli çocuğu nedeni ile şifresiz kullanan sanık hakkında suçu işlediğine yönelik kesin delilin bulunmadığını, aksi düşünülse dahi yazı içeriğinin siyasi eleştiri mahiyetinde olduğunu, eylemi gerçekleştiren kişilerin tespit edilerek cezalandırılmalarını savunmuşlardır.
    Ankara 31.Asliye Ceza Mahkemesi 01.12.2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleşen 25.10.2017 tarihli 2016/645 esas, 2017/1915 sayılı kararı ile özetle; sanığın cezalandırılmasını gerektirir nitelik ve yoğunlukta, her türlü kuşkudan uzak açıklıkta yeterli delilin mevcut bulunmadığı, iddianın soyut sınırlamada kaldığı, kabul edilebilir yeterlikte tanık anlatımı veya başkaca somut delillerle desteklenemediği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun atfedilen kararları da dikkate alınarak yazışma bütünlüğünde mağdur şahsın yerine getirdiği kamu görevi ve mesleki sıfatı birlikteliğinde hedef alınmadığı ve dolayısıyla da hâkir görülmediği, mağdur şahsı doğrudan doğruya hedef alır türden hakaret içerir söz veya tanımlamalara yönelmediği, hakaret tipindeki suçun açık veya üstü kapalı biçimde oluşum göstermediği, bu düşüncenin de dosyaya intikal eden şikayetin geri alındığına dair dilekçe kapsamında doğrulandığından bahisle cezalandırılmayı gerektirir nitelik ve yoğunlukta, her türlü kuşkudan uzak açıklıkta yeterli delilin mevcut bulunmadığından CMK"nun 223/2-e düzenlemesi uyarınca beraatine karar verildiği görülmüştür.
    III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Sanığın sosyal medyadaki "Evet bop proje partisi projesini tamamladı."" kullanıcı adıyla ""işin sonunda 3 dünya savaşına gidiyoruz.ne için? abd siyon hizmetçiliğine, ırakda saddam gitsin huzur gelsin dediler ilk kürdistanı bunlar tanıdı,suriyeye huzur gelsin esad gitsin derken sıra ülkemize geldi rusya silah yığdığının farkındamı bu koyun troller? ""Arkasında yalakalık yaptığı amerika nato arkasında mı? müslüman kanından beslenenler ülkemin kanını emip paraları lüks heva saraylara yatıran var olanı da satanı hala mı görmez bu koyun millet? ahlak kin ve nefretten başka ne getirdi ülkeye? yol yaptı ulan başınıza yollar düşsün duple yollar. Hala işin dalgasındasınız adam israilin ingilizin abd nin en iyi kulu. Üstün cesaret ödüllüsü hemde" şeklindeki paylaşımının TCK 299. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin ise de,öncelikle kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı delil takdirine ilişkin değerlendirme ve kanaatler yönünden kanun yararına bozma yasa yoluna gelinip gelinemeyeceğinin tartışılması gerekmektedir.
    IV-HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    Ayrıntıları, 26.10.1932 tarih, 29/12 sayılı ve 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararları ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır. Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
    Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yoluna bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
    Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Ancak Dairemizce de benimsenen Yüksek Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 tarih,260/281 sayılı kararında ve istikrar kazanmış Daire içtihadlarında da (Yargıtay 2.CD.06.4.2011 t.9121-7140, 06.10.2010 t. 25731-27609, 03.03.2010 t. 5498-6483, 27.01.2010 t. 2009/53798-2010/1580 15.04.1996t. 4141-4120, 05.05.2008 t. 2760-8061, 28.02.2008 t. 168-3664 4.CD 20.01.2009 t. 377-599, 27.05.2008 t. 1341-11361, 11.CD 04.04.2006 t. 4179-6321, 12.04.2006 t. 4100-5264 10.CD 13.10.2004t. 11481-10312) açıklandığı üzere; olaya ilişkin tüm kanıtların toplanıp değerlendirmesi yapıldıktan sonra verilen kararlarla ilgili olarak, kanıtların takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma imkanı bulunmamaktadır.
    Bu itibarla münhasıran somut olay bakımından, toplanan delillerin eylemin sübutu için yeterli olup olmadığına dair takdirin hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesine yasal imkan yoktur.
    Şu hale göre, sanığın inkara dayanan savunmasını da değerlendiren mahkemenin mevcut deliller itibariyle suç teşkil ettiği ileri sürülen paylaşımın doğrudan sanık tarafından yapıldığının ispatlanamadığı yönünde oluşan takdiri kanaatine göre verdiği incemeye konu kararın, yukarıda açıklanan sebeplerle kanun yararına bozma yasa yoluna konu olamayacağı anlaşılmakla, talebin reddine karar vermek gerekmektedir.
    V-SONUÇ VE KARAR:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.12.2018 tarih ve 2018/98167 sayılı Kanun Yararına Bozma talebinin 5271 sayılı CMK. 309 maddesi gereğince REDDİNE.
    Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi