Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı lehtar borçlu keşideci aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçmiştir. Takibe dayanak alınan bononun arka yüzünde sözleşme gereğince çek karşılığında cam işi bitimi (teslimatı) sonunda senet iade edilecektir.” İbaresi yer almış ve bu ibarenin altı borçlu keşideci tarafından  imza  edilmiştir. Borçlu doğrudan bononun arkasına neyin teminatı olduğunu belirtikten sonra imzalayıp bu bonoyu alacaklıya teslim etmiş, alacaklı da bu hali ile bunu kabul etmiştir. Bu durumda takip konusu bono TTK.nun 688/2. maddesinde yer alan koşulu taşımamaktadır. Buna dayalı alacağın varlığı genel mahkemede yargılamayı zorunlu kılmaktadır. (HGK. 29.11.2000 tarih 2000/12-1685 E. 2000/1749 K. 14.03.2001 T. 2001/12-233 E. 2001/257 K.sayılı kararları)
Borçlunun İİK.nun 170/a-son maddesinde öngörülen şekilde bir kabule de rastlanılmadığından mahkemece, şikayetin kabulü ile İİK.nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.