
Esas No: 2022/703
Karar No: 2022/1319
Karar Tarihi: 09.02.2022
Danıştay 6. Daire 2022/703 Esas 2022/1319 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/703 E. , 2022/1319 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/703
Karar No : 2022/1319
DAVACILAR : 1- … 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … Valiliği
DAVANIN KONUSU : Diyarbakır İli, Sur ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın görev yönünden reddi ile dosyanın yetkili ve görevli … İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin raporu ile sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere ilişkin idari davaları, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'ın karara bağlayacağı düzenlenmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 5. maddesinde; idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalar ve ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki dava ve işlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözümleyeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; dava dilekçeleri üzerine yapılan ilk inceleme sonunda; idari yargının görevli olduğu konularda, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek, dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği, hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Aynı Kanun'un "Taşınmaz Mallara İlişkin Davalarda Yetki” başlıklı 34. maddesinde; "İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir." hükmüne, 43. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; "Görevsizlik sebebiyle gönderilen dosyalarda Danıştay, davayı görevi içinde görmezse dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir." hükmüne, aynı maddenin 3. fıkrasında ise; "Danıştay ve bölge idare mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile ilgili olarak verilen kararlar kesindir." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun "Acele Kamulaştırma" başlıklı 27. Maddesinde; "3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.
Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El koyma kararından sonra taşınmaz mal 20 nci madde uyarınca boşaltılır.
Bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir." hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; … İdare Mahkemesince; dava dilekçesi ve ekleri ile UYAP kayıtlarının incelenmesinden; Diyarbakır ili, Sur ilçesinde ilan edilen riskli alan içerisinde bulunan taşınmazların mülga Bakanlar Kurulunun 21.03.2016 tarih ve 8659 sayılı kararıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi gereğince acele kamulaştırılmasına karar verildiği ve Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede davacıların maliki olduğu Diyarbakır ili Sur ilçesi, … mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın da yer aldığı, akabinde, mülga Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı) tarafından anılan taşınmaz hakkındaki acele kamulaştırma kararına istinaden taşınmaza acele el koyma kararı verilmesi istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:… sayılı Değişik İş dosyasında açılan davada, anılan taşınmaza el konulmasına kararı verildiği, devam eden süreçte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından anılan taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi talebiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin … esasına kayıtlı dava dosyasının açıldığı, anılan dosyaya ilişkin tensip zaptının davacılara tebliğ edilmesi üzerine acele kamulaştırma işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma kararı alma yetkisinin Cumhurbaşkanında (mülga Bakanlar Kurulu) olması ve Cumhurbaşkanı kararlarına karşı 2575 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da dava açılması gerektiği, mülga Bakanlar Kurulunun 21/03/2016 tarih ve 2016/8659 sayılı acele kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılan işbu davanın görüm ve çözümünün, 2575 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'ın görevine girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın Danıştaya gönderildiği anlaşılmaktadır.
Acele kamulaştırma, olağan dışı ve acele durumların varlığı halinde, olağan kamulaştırma sürecinden ayrılarak taşınmaza kamulaştırma süreci tamamlanmadan el koyabilme imkanı sağlayan bir kurumdur. Yukarıda yer verilen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde acele kamulaştırma süreci düzenleme altına alınırken, Kanun'un olağan kamulaştırma usulünü düzenleyen diğer maddelerine de atıf yapılmıştır. Dolayısıyla acele kamulaştırma sürecini kamulaştırma sürecinden bağımsız olarak irdelemek mümkün değildir.
Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, bir taşınmazın acele kamulaştırılmasının gerekip gerekmediğinden önce, kamulaştırılmasının gerekip gerekmediğinin tespit edilmesi gerekir. Zira kamulaştırılması gerekmeyen bir taşınmazın acele kamulaştırılmasından da söz edilemez. Bu itibarla, taşınmazın önce kamulaştırılmasına karar verilmesi, sonrasında acelelik halini gerektiren olağan dışı bir durumun varlığı halinde acele kamulaştırma yoluna gidilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, acelelik kararının varlığı, kamulaştırma kararının varlığı şartına bağlıdır. Kamulaştırma kararı, özel mülkiyette bulunan taşınmazın kamu mülkiyetine geçmesiyle sonuçlanan kamulaştırma sürecinin kurucu unsuru niteliğini taşımaktadır. Yetkili idare tarafından hukuka uygun bir şekilde verilen bir kamulaştırma kararı bulunmadan kamulaştırmanın sonraki aşamalarına geçilmesi mümkün değildir. Kamulaştırma kararının gerekliliği bakımından her iki usul açısından hiçbir fark bulunmamaktadır. Nitekim yukarıda yer verilen Kamulaştırma Kanunun (Kanun) 27. maddesinde de, acele kamulaştırma usulünde, gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemlerin sonradan tamamlanacağı belirtilmiştir. Bu durumda, öncelikle Kanun'un 3. maddesi uyarınca, kamulaştırma işlemi için yeterli ödeneğin temin edilmesi gerekmektedir. Ardından, kamulaştırma konusu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin bakanlıkça onaylı plan ya da proje veya imar planı yoksa Kamulaştırma Kanununun 5. ve 6. maddeleri uyarınca kamu yararı kararının alınması, daha sonrasında ise, Kanunun 7. maddesi uyarınca en uygun taşınmaz belirlendikten sonra kamulaştırılacak taşınmaz malların sınırını, yüz ölçümünü ve cinsini gösterir ölçekli planın yapılması ve kamulaştırmaya konu taşınmaz maliklerinin, tapuda taşınmaz kaydının bulunmaması halinde zilyetlerinin ve bu kimselerin adreslerinin tespit edilmesi gerekmektedir. İzleyen süreçte ise, kamulaştırma kararının alınmasını müteakip satın alma usulü denenmeden önce olağan kamulaştırma usulünden sapılarak acele kamulaştırma süreci işlemeye başlamaktadır. Diğer bir ifadeyle, olağan kamulaştırma ile başlayan süreçte, istisnai ve olağan dışı bir yöntem olan acele kamulaştırmaya geçiş aşaması, Kanun'un 8. maddesinde öngörülen satın alma usulünün denenmesinden hemen önceki aşamada söz konusu olmaktadır.
Cumhurbaşkanınca acelelik kararının alınması, idare tarafından acele el koyma davası açılması ve mahkeme tarafından verilen acele el koyma kararından sonra taşınmazın tahliye edilmesi sonrasında, olağan kamulaştırma sürecinden sapılan aşamaya geri dönülmesi, bu süreçte atlanılan aşamaların tamamlanması, nihayetinde ise, taşınmazın gerçek ve kesin değerinin tespit edilerek idare adına tapuda tescil edilmesiyle mülkiyetin idareye geçirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, taşınmaza el koyma kararı alan idarenin, bu aşamadan sonra, Kanun'un 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın idare adına tescili davası açması gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen süreçten de anlaşılacağı üzere, olağan kamulaştırma süreci ile başlayan süreçte Cumhurbaşkanınca acelelik kararının alınması, kamulaştırma sürecini ortadan kaldırmamakta, yalnızca durumun aceleliği gereği bazı işlemlerin sonradan tamamlanmasına imkan vermektedir. Bu durumda, idare tarafından alınan kamulaştırma kararı ve Cumhurbaşkanınca alınan acelelik kararı iki ayrı karar olup, yargısal denetimleri de ayrı ayrı yapılmaktadır. Nitekim Cumhurbaşkanınca alınan acelelik kararının yargı mercilerince iptal edilmesi, olağan kamulaştırma sürecini ortadan kaldırmamaktadır.
Görüleceği üzere acele kamulaştırma usulünün olağan kamulaştırma usulünden tek farkı, henüz kamulaştırma süreci bitmeden idareye taşınmaza el koyma imkanı tanımasıdır. Olağan kamulaştırma usulünde idarenin taşınmaza el koyması ancak taşınmazın idare adına tescilinden sonra mümkün olabilmekte iken acele kamulaştırma usulünde ise idare, kamulaştırma kararının alınmasından hemen sonra diğer aşamaların (bedel tespiti, satın alma usulünün denenmesi, bedel tespiti davası açılması ve tescil hükmü kurulması) tamamlanmasını beklemeden taşınmaza el koyabilmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; idare tarafından açılan bedel tespiti ve tescili davasında yapılan tebligat üzerine davacı tarafından kamulaştırma işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, dava dilekçesinde, taşınmazın kamulaştırılmasında acelelik hali bulunduğuna ilişkin 21.03.2016 tarihli, 2016/8659 sayılı mülga Bakanlar Kurulu kararının iptalinin talep edilmediği, davanın konusunun acelelik kararı değil, kamulaştırma işlemi olduğu sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın çözümünde ilk derece mahkemesi olarak Danıştay görevli olmayıp, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 34/1. maddesi uyarınca Diyarbakır İdare Mahkemesi görevli ve yetkili bulunmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
2- 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca dava dosyasının yetkili ve görevli … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 09/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 38. maddesinde, "Aynı maddi veya hukuki sebepten doğan ya da biri hakkında verilecek hüküm, diğerini etkileyecek nitelikte olan davalar bağlantılı davalardır.
İdare mahkemesi, vergi mahkemesi veya Danıştaya veya birden fazla idare veya vergi mahkemelerine açılmış bulunan davalarda bağlantının varlığına taraflardan birinin isteği üzerine veya doğrudan doğruya mahkemece karar verilir.
Bağlantılı davalardan birinin Danıştayda bulunması halinde dava dosyası Danıştaya gönderilir.
Bağlantılı davalar, değişik bölge idare mahkemesinin yargı çevrelerindeki mahkemelerde bulunduğu takdirde dosyalar Danıştaya gönderilir.
..." hükmüne;
Aynı Kanun'un 39. maddesinde, "Danıştayın dava konusu uyuşmazlığı incelemeye yetkili dairesi, bağlantılı dava dosyalarını öncelikle ve ivedilikle inceler ve karar verir.
Danıştay bağlantının bulunduğuna karar verdiği takdirde:
a) Davalardan biri Danıştayda açılmış ve çözümlenmesi Danıştayın görevine dahil bir uyuşmazlıkla ilgili ise, davaların tümü Danıştayda görülür ve durum ilgili mahkemelere ve taraflara bildirilir.
b) Davaların çözümlenmesi, ayrı bölge idare mahkemesinin yargı çevresindeki idare veya vergi mahkemelerinin görevlerine giren uyuşmazlıklarla ilgili ise Danıştayın ilgili dairesi yetkili mahkemeyi kararında belirtir ve dosyaları bu mahkemeye göndererek diğer mahkemeye veya mahkemelere durumu bildirir. Yetkili mahkeme de durumu ilgililere duyurur.
..." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin birinci fıkrasında; “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.” hükmü yer almaktadır. Madde gerekçesinde, acele ve istisnai hallerde, kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği göz önüne alınarak, kamunun büyük zararlara uğramasının önüne geçebilmek amacıyla acele kamulaştırma kurumunun getirildiği belirtilmiştir.
Olağan kamulaştırma süreci ile başlayan süreçte Cumhurbaşkanınca acelelik kararının alınmasıyla birlikte olağan kamulaştırma usulü yerini acele kamulaştırma usulüne bırakmaktadır. Bir başka ifadeyle, olağan kamulaştırma ve acele kamulaştırma süreci birbirinden bağımsız süreçler olmayıp tek bir süreci ifade etmektedir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanınca acelelik kararının alınmasıyla birlikte başlayan acele kamulaştırma süreci, olağan kamulaştırma süreci ile bir bütündür ve bu iki sürecin birbirinden ayrılması söz konusu değildir.
Uyuşmazlık konusu olayda; idare tarafından açılan bedel tespiti ve tescili davasında yapılan tebligat üzerine davacı tarafından kamulaştırma işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmışsa da, 21.03.2016 tarihli, 2016/8659 sayılı mülga Bakanlar Kurulu kararıyla taşınmazın mülga Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildiği, dolayısıyla olağan kamulaştırma sürecinin acele kamulaştırma sürecine dönüştüğü, olağan kamulaştırma işleminin acele kamulaştırma işleminden ayrı bir yargısal denetime konu olamayacağı, kamulaştırmanın iptali istemiyle açılan işbu dava ile taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin davanın yukarıda yer verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 38. maddesinde tanımlanan şekliyle bağlantılı davalar olduğu, kamulaştırmanın iptali istemiyle açılan davada verilecek hüküm acele kamulaştırma davasında verilecek hükmü etkilediğinden uyuşmazlıkların aynı yargı merci tarafından görülerek karara bağlanması gerektiği, bu nedenle kamulaştırmanın iptali istemiyle açılan işbu davanın da ilk derece mahkemesi olarak acele kamulaştırma kararının yargısal denetimini yapmakla görevli olan Danıştay'da görülmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde ilk derece mahkemesi olarak Danıştay görevli olduğu oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
