17. Hukuk Dairesi 2016/10177 E. , 2019/4548 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... A.Ş."ye trafik sigortalı, diğer davalı araç sürücüsü ..."ın kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını tedavi giderlerinin müvekkilince karşılandığını açıklayıp 7.438,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı ... A.Ş. yönünden davanın husumet nedeni ile reddine, 2.520,50 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm; davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazası sonucu cismani zarar sebebi ile tazminat talebine ilişkindir.
1186 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası"nın 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkeme tarafından hükmün gerekçesinde maddi tazminata ilişkin olarak “...davalı ..."ın sorumlu olduğu maddi tazminatın 3.479,61 TL...” yazıldığı, manevi tazminata ilişkin olarak hükmün gerekçesinde “...davacının 10.000,00 TL manevi tazminatın aynen kabulüne...” yazıldığı halde hükümde 2.520,50 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."dan tahsiline denilerek gerek kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile hüküm fıkrası ve hükmün gerekçesi arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre; davacı vekili müvekkilinin meydana gelen kaza nedeni ile tedavi gideri talebinin bulunduğunu açıklayıp maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece davalı ... şirketi yönünden tedavi giderlerinden 6111 sayılı Yasanın 59 ve geçici 1. maddesi gereğince SGK"nın sorumlu olduğu gerekçesi ile davalı ... şirketi aleyhine açılan tedavi gideri talebinin reddine karar verilmiştir. 6111 sayılı Yasanın 59 ve geçici 1. maddesi gereğince 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk "Sosyal Güvenlik Kurumu"na ait ise de davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalan kısmının davacının tedavi gördüğü hastane tarafından davacıya iade edildiği, buna göre davaya, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamı dışında kalan SGK"nın sorumluluğunda bulunmayan paramedikal belgeli/belgesiz tedavi giderleri yönünden yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır.
2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamı dışında kalan tedavi giderleri yönünden aracın sürücüsünün ve trafik sigortacısının sorumluluğu devem etmektedir.
Her ne kadar davacı tarafça talep edilen bakiye tedavi gideri yönünden davalı ... A.Ş."nin sorumluluğu devam etmekte ise de bu davalı yönünden davanın reddine dair karar davacı tarafça temyiz edilmediğinden ve davalı araç sürücüsünün bu konuda temyiz etmeye hukuki yararı bulunduğundan mahkemece hükmedilecek tedavi gideri yönünden icrai nitelikte olmayacak şekilde iç ilişkide gözetilecek tespit mahiyetinde olmak üzere davalı ... A.Ş. yönünden de sorumluluğuna olacak şekilde karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin tazminat miktarlarına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.