
Esas No: 2021/5040
Karar No: 2022/403
Karar Tarihi: 14.02.2022
Danıştay 13. Daire 2021/5040 Esas 2022/403 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2021/5040 E. , 2022/403 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/5040
Karar No:2022/403
TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVACI) … İletişim A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … Av. …
2.(DAVALI) … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
3. (DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER) 1. … Eğitim
Organizasyon ve Sosyal Hizmetler Ltd. Şti.
2. … İletişim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü'nce 26/03/2021 tarihinde açık ihâle usulü ile gerçekleştirilen … ihâle kayıt numaralı "Alo 184 Sabim Çağrı Merkezi Hizmetleri Alımı” ihâlesine ilişkin olarak davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusu üzerine düzeltici işlem belirlenmesine dair 09/06/2021 tarih ve 2021/UH.I-1141 sayılı Kamu İhâle Kurulu (Kurul) kararının, davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 14. iddialar yönünden reddine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 2. iddiası yönünden; 4734 sayılı Kamu İhâle Kanunu ve İhâlelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik'in ilgili hükümleri uyarınca itirazen şikâyet başvurusunun başvuru sahibinin iddiaları ile idarenin şikâyet üzerine aldığı kararda belirtilen hususlar yönünden ayrıntılı şekilde incelenmesinin ve Kamu İhâle Kurulunca gerekçeli olarak karar verilmesinin gerektiği, davacı şirket tarafından davalı idareye yapılan itirazen şikâyet başvurusu neticesinde, davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesinde yer verdiği "İhâle üzerinde bırakılan iş ortaklığının özel ortağı … İletişim A.Ş. tarafından idareye sunulan iş deneyim belgesi kapsamında sunulan sözleşmede, birden fazla sözleşmenin bir araya getirilerek bu sözleşmeler üzerinden hesaplanan toplam tutar ile idarece aranılan oranın sağlanmaya çalışıldığı, ancak bir araya getirilen birden fazla sözleşmenin benzer iş kapsamında kullanılamayacağı, yine benzer iş kapsamında olmayan faturaların iş deneyim tutarı hesabında dikkate alınamayacağı hâlde çağrı hizmetinin sunulmasına ilişkin olmayan faturaların hesaplamada dikkate alındığı" şeklindeki 2. iddiasının incelenmesi gerekirken davalı idarece bu hususta inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, dolayısıyla davalı davalı idarece eksik inceleme yapılarak karar verildiği anlaşıldığından, dava konusu Kamu İhâle Kurulu kararında bu kısım yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı,
Davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 3. ve 4. iddiasının birlikte incelenmesinden; dava konusu Kamu İhâle Kurulu kararında bu hususa yönelik olarak "Üzerinde söz konusu sözleşmede belirtilen birim fiyat bilgisi yer aldığı anlaşılan 7 fatura incelendiğinde, fatura tutarlarının ihâle ilan tarihine kadar güncellenmesi neticesinde elde edilen tutarın sağlanması gereken iş deneyim tutarını sağlamadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır." değerlendirmelerine yer verildiği, dolayısıyla davacı şirketin iddialarının kabul edildiği, anılan karar ile müdahil iş ortaklığının teklifinin değerlendirme dışı bırakılması ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi şeklinde düzeltici işlem belirlenmesine karar verildiği, bu karara karşı müdahil iş ortaklığı tarafından açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla Kamu İhâle Kurulu kararının bu kısmının iptal edildiği, karara karşı yapılan temyiz başvurusunun da Danıştay 13. Dairesinin 06/10/2021 tarih ve E:2021/4021, K:2021/3185 sayılı kararıyla reddedildiği, dolayısıyla davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 3. ve 4. iddialarının tekrar dava konusu edilmesinin kesin hüküm nedeniyle mümkün olmadığı anlaşıldığından, bu kısımlar yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-d ve 15/1-b maddeleri uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı,
Davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 5. iddiasına ilişkin olarak; ihâle üzerinde bırakılan müdahil iş ortaklığının özel ortağı … İletişim A.Ş. tarafından iş deneyim belgesi kapsamında idareye sunulan sözleşmenin 22/03/2021 tarihinde … Noterliği tarafından onaylandığı, faturaların meslek mensubu tarafından imzalanıp kaşelendiği ve TÜRMOB kaşesini barındırdığı, davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesinde e-faturaların "xml" uzantılı e-fatura veri dosyasına sahip olmadığından teyit edilemeyeceği ileri sürülmekte ise de, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca bilgilerin teyidinin yapılabilmesi durumunda belgeler için belgelerin sunuluş şekline ilişkin şartların aranmayacağı, ancak hâlihazırda e-faturaların meslek mensubu tarafından imzalanıp kaşelendiği ve TÜRMOB kaşesini barındırdığı, dolayısıyla belgeler sunuluş şekline ilişkin şartları taşıdığından bilgilerinin internet sayfası üzerinden teyidinin yapılabilip yapılamamasının durumu değiştirmeyeceği anlaşıldığından, dava konusu Kamu İhâle Kurulu kararında bu kısım yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 6. iddiası yönünden; Hizmet Alımı İhâleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 39’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, “İlk ilan veya davet tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan hizmet alımlarıyla ilgili iş deneyimini gösteren belgelerin” iş deneyimini tevsik için sunulabileceğinin kurala bağlandığı, burada önemli olanın faturaların tarihi değil, işin kabul tarihi olduğu, ihâle üzerinde bırakılan iş ortaklığının özel ortağı … İletişim A.Ş. tarafından bu şartın sağlandığı açık olduğundan, dava konusu Kamu İhâle Kurulu kararında bu kısım yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 7. iddiası yönünden; 4734 sayılı Kanun ve İhâlelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik'in ilgili hükümleri uyarınca itirazen şikâyet başvurusunun başvuru sahibinin iddiaları ile idarenin şikâyet üzerine aldığı kararda belirtilen hususlar yönünden ayrıntılı şekilde incelenmesi ve Kamu İhâle Kurulunca gerekçeli olarak karar verilmesinin gerektiği, davacı şirket tarafından davalı idareye yapılan itirazen şikâyet başvurusu neticesinde, davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesinde yer verdiği "iş ortaklığının özel ortağı … İletişim A.Ş. tarafından sunulan sözleşmede iş artışına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, mevzuata aykırı süre uzatımı verilerek iş artışı yapıldığı, bunun ise ilk sözleşmeden farklı bir sözleşme olarak değerlendirilmesinin gerektiği, dolayısıyla uzatılan süreye ilişkin tutar farklı bir sözleşmenin tutarı olduğundan bu tutarın özel ortak tarafından sunulan sözleşmenin bedeline dâhil edilemeyeceği" şeklindeki 7. iddiasının incelenmesi gerekirken davalı idarece bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadığı, dolayısıyla davalı idarece eksik inceleme yapılarak karar verildiği anlaşıldığından, dava konusu Kamu İhâle Kurulu kararında bu kısım yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı,
Davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 14. iddiası yönünden; ihâle üzerinde bırakılan müdahil iş ortaklığının pilot ortağı olan … Eğitim Organizasyon ve Sosyal Hizmetler Ltd. Şti. tarafından teklif dosyası kapsamında SGK Başkanlığı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen … tarih ve … sayılı iş bitirme belgesinin sunulduğu, anılan belgede işin adının “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ortak İletişim Merkezi ALO 170 Çağrı Merkezi” olduğu anlaşıldığından, dava konusu Kamu İhâle Kurulu kararında bu kısım yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 2. ve 7. iddiaların reddi yönünden dava konusu işlemin iptaline, 3. ve 4. iddiaların reddi yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine, diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, taraflarca aleyhlerine olan kısımlar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kesin hükmün mevcut olmadığı, davalı idare tarafından incelenmeyerek reddedildiği iddia olunan hususun fiyat farkı dâhil faturaların ayrıştırma yapılmaksızın dikkate alınması nedeniyle iş deneyim tutarının doğru hesaplanmamasından ibaret olduğu, bu konuda davalı idare tarafından herhangi bir inceleme veya değerlendirme yapılmadığı, kesin hüküm oluşturduğu belirtilen … İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında yalnızca faturalarda birim fiyatların yer alması gerekip gerekmediği hususu ile sınırlı olarak hukuki denetimin yapıldığı, işbu davanın ise faturalara yönelik olarak yapılan birim fiyat unsuru dışındaki itirazlarının değerlendirilmeden reddine ilişkin olduğu, faturaların birim fiyat üzerinden düzenlenip düzenlenmediğine bakılmaksızın fiyat farkının iş deneyiminde dikkate alınıp alınmayacağının ayrı bir uyuşmazlık konusunu oluşturduğu, e-faturaların mali müşavir tarafından onaylanmasının yeterli olmadığı, bu faturaların "xml" uzantılı olarak sunulması gerektiği, ilk ilan tarihinden geriye dönük 5 yıl içerisinde düzenlenmeyen faturaların dikkate alınamayacağı, pilot ortağın iş deneyim belgesine konu işte birden fazla idareye hizmet sunulduğu, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, işbu davada iptali istenen 09/06/2021 tarih ve 2021/UH.I-1141 sayılı Kurul kararının gerekçesine aynen yer verilmek suretiyle işlemin hukuka uygun olduğu ve İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısımlarının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Müdahiller tarafından, dava konusu işleme karşı … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında dava açıldığı ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacının iddialarını söz konusu davada ileri sürdüğü, bu nedenle derdestlik ve kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiği, davalı idare tarafından davacının başvurusunun 2. maddesinde yer alan iddianın incelendiği, davalı idare tarafından sözleşmenin öncelikle şekil ve sunuluş koşullarına uygun belge olup olmadığının tespit edileceği, bunun dışında bir inceleme veya araştırma yapmasının mümkün olmadığı, davalı idare tarafından davacının başvurusundaki 7. iddianın da incelendiği ve 01/07/2015-30/06/2017 tarihleri arasındaki faturaların dikkate alındığının açıkça belirtildiği, davacının tüm iddiaları incelenerek karar verildiği, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosaysında irdelenen hususlar ile işbu davada ileri sürülen iddiaların birbirinden farklı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olduğu, temyiz talebinin hukukî dayanaktan yoksun ve soyut olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Müdahiller tarafından, davacının fiyat farkı ile ilgili iddialarının gerçeği yansıtmadığı, özel ortak olan şirkete ait faturaların mevzuata uygun olarak düzenlendiği ve ilgili firmadan teyit edilebileceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kısmen reddi ve kısmen kabulüyle, Mahkeme kararının; davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 2. ve 7. iddiaların reddi yönünden dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı ile 5, 6 ve 14 numaralı iddiaların reddi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının onanmasına; 3 ve 4 numaralı iddialar yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü'nce 26/03/2021 tarihinde açık ihâle usulü ile gerçekleştirilen "Alo 184 Sabim Çağrı Merkezi Hizmetleri Alımı” işi ihâlesine dört (4) istekli katılmış, 12/04/2021 tarihli ihâle komisyonu kararı ile müdahil şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı en avantajlı teklif sahibi, davacı şirket ise ikinci en avantajlı teklif sahibi olarak belirlenmiştir.
Anılan karara karşı davacı şirket tarafından yapılan şikâyet başvurusunun reddi üzerine 14 ayrı iddia ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuş, davalı idare tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının iddiaları 4 başlık altında toplanmış ve 1 numaralı iddia bakımından yapılan inceleme sonucunda "müdahil iş ortaklığının özel ortağı olan … İletişim A.Ş.'nin sunmuş olduğu faturalardan birim fiyat bilgisinin yer aldığı faturalar dikkate alındığında sağlanması gereken iş deneyim tutarının sağlanamadığı" gerekçesiyle müdahil iş ortaklığının teklifinin değerlendirme dışı bırakılması ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi yönünde düzeltici işlem belirlenmesine karar verilmiş, diğer iddiaların bir kısmı yönünden (Kurul kararında 2, 3 ve 4 numaralı iddialar olarak belirtilen) ise başvuru reddedilmiş, bunun üzerine davacı tarafından itirazen şikâyet dilekçesindeki iddialarının bir kısmının reddedildiği, bir kısmının ise inceleme yapılmayarak reddedildiği belirtilerek dava konusu işlemin itirazen şikâyet dilekçesindeki 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 14. iddialar yönünden reddine ilişkin kısımlarının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava şartları" başlıklı 114. maddesinde, "(1) Dava şartları şunlardır:... (i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması." kuralı, "Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesinde, "(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." kuralı, "Kesin hüküm" başlıklı 303. maddesinde ise "(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait
talep sonucunun aynı olması gerekir. (2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder...." kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" alt başlıklı 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendinde, dava dilekçesinin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, davaya konu edilen işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde bulunmaması durumunda davanın reddedileceği kuralı yer almıştır.
2577 sayılı Kanun'un "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihâleden yasaklama kararları hariç ihâle işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar hakkında ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; ikinci fıkrasının (i) bendinde, "Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1. Temyize konu Mahkeme kararının, davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 2 ve 7 numaralı iddiaların reddi yönünden eksik inceleme nedeniyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı ile 5, 6 ve 14 numaralı iddiaların reddi yönünden davanın reddine ilişkin kısmı incelendiğinde:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihaî kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın anılan kısımları usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Temyize konu Mahkeme kararının, davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 3 ve 4 numaralı iddialarının reddi yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı incelendiğinde:
Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekmektedir.
Yargılama sonucunda ulaşılan kesin hüküm, yargı yerince kanunda gösterilen usûllerle verildikten ve olağan kanun yollarından geçerek veya kanun yollarına başvurma süreleri geçirilmek suretiyle, uyuşmazlık nihaî olarak sonuçlanıp şekli anlamda kesinleştikten sonra, anılan kararın, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan başka bir davada verilecek bir kararla değiştirilemeyeceğini ifade etmekte ve maddi anlamda kanuni bir gerçeklik olarak kabul edilmektedir.
Kesin hüküm müessesesinin kabul edilmesinin temel amacı, kesin olarak karara bağlanmış bir uyuşmazlığın tekrar incelenmesini ve aynı uyuşmazlık için farklı yönde kararlar verilmesini önlemek ve nihayetinde hukuki güvenliği ve istikrarı sağlamaktır.
Nitekim kesin hükme ilişkin kuralları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 114. maddesinin gerekçesinde de, "... Maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde ise aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasının bir dava şartı olduğu hususuna yasal çerçevede açıklık kazandırılmıştır. Kesin hüküm itirazı, maddî anlamda kesin hükmün menfi etkisiyle ilişkili bir itiraz konumundadır. Burada sözü edilen maddî anlamda kesin hükmün menfi etkisinden maksat, karara konu kılınan uyuşmazlığın yeni bir davanın konusunu oluşturamaması; oluşturmuşsa böyle bir davanın dinlenmeyip usulden reddedilmesidir. Bir davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın, daha önce kesin bir hükümle çözümlenmiş olması nedeniyle, mahkemece yeniden inceleme konusu yapılamayacağını öngören bir usulî itiraz biçiminde tanımlanan kesin hüküm itirazı, maddî anlamda kesin hükmün müspet değil; menfi etkisiyle ilişkilidir. Zaten maddî anlamda kesin hüküm de, müspet değil, menfi etkisi itibarıyla bir dava şartı konumundadır. Kesin hüküm itirazını da, menfi etkiyle ilişkili konumda bulunduğundan, dava şartına ilişkin bir itiraz olarak nitelemek gerekir. Bu suretle, maddî anlamda kesin hükmün, kesin hükümle mahkemenin ve davanın taraflarının bağlı olması, özellikle lehine karar verilen kişinin hakkının inkâr edilememesi biçiminde tanımlanan müspet etkisi itibarıyla, dava şartı niteliği vurgulanmış olmaktadır." açıklamasına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda ise; "kesin hüküm" müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun'un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükme karşın tarafları, konusu ve sebepleri aynı olan ikinci bir dava bulunması durumunda, bu davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Yeni açılan bir davaya karşı, o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunu söyleyebilmenin ilk şartı, iki davanın konusunun aynı olmasıdır. Bu hususun anlaşılması için, eski davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni davada ileri sürülen talep sonucunun karşılaştırılması gerekmekte olup, ikisinin aynı olması hâlinde iki davanın konusunun aynı olduğu sonucuna varılabilecektir. Kesin hükmün diğer şartları ise, birinci dava ile ikinci davanın sebepleri ve taraflarının aynı olmasıdır. (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, İstanbul 2001, C.V, s.4987 vd.).
Talep sonucunun belirlenmesinde ise, dava dilekçesinin bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. "Davacı, iddiasının (davasının) dayanağı olan bütün vakıaların (olayların) sıra numarası altında açık özetlerini dava dilekçesine yazmalıdır. Bunlar dava dilekçesindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye elverişli bulunan vakıalardır. Hukukumuzda dava sebebi, davacının davasını dayandırmış olduğu vakıalardır. Talep sonucunun çok açık olmaması hâlinde, onu dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığı altında bir yoruma tâbi tutarak, davacının bu dava ile neyin hüküm altına alınmasını istediği tespit edilmelidir." (KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Şubat 2001, İstanbul, Cilt II, s. 1363, 1364,1577, 1588, 1590, 1608)
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ihâleye ilişkin 12/04/2021 tarihli ihâle komisyonu kararı ile müdahil şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının en avantajlı teklif sahibi, davacı şirketin ise ikinci en avantajlı teklif sahibi olarak belirlenmesi üzerine davacı şirket tarafından müdahil iş ortaklığının teklifinin uygun olmadığı iddialarıyla şikâyet başvurusunda bulunulduğu, başvurusunun reddi üzerine davalı idareye yapılan itirazen şikâyet başvurusunda 14 ayrı iddiaya yer verildiği, davalı idare tarafından yapılan incelemede müdahil iş ortaklığının özel ortağı tarafından sunulan iş deneyim belgesine yönelik 1-7 ve 12 numaralı iddiaların dava konusu işlemde 1 numaralı başlık altında, diğer iddialarının ise 2, 3 ve 4 numaralı başlıklar altında incelendiği, yapılan inceleme neticesinde itirazen şikâyet dilekçesinde 3 numaralı iddia kısmında yer alan ve dava konusu işlemde 1 numaralı başlık altında incelenen "birim fiyatsız faturaların iş deneyimini tevsik etmek amacıyla kullanılamayacağı" şeklindeki iddiaya yönelik olarak "üzerinde söz konusu sözleşmede belirtilen birim fiyat bilgisi yer aldığı anlaşılan 7 fatura incelendiğinde, fatura tutarlarının güncellenmesi neticesinde elde edilen tutarın sağlanması gereken iş deneyim tutarını sağlamadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır." gerekçesine yer verilerek müdahil iş ortaklığının teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiği, dava konusu işlemde 1 numaralı başlık altında yer alan diğer iddiaların bir kısmı yönünden değerlendirme yapıldığı, bir kısmı yönünden ise herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği, davacı şirketin dava konusu işlemde 2, 3 ve 4 numaralı başlıklar altında incelenen diğer iddialarına ilişkin başvurusunun ise reddedildiği, bunun üzerine müdahiller tarafından dava konusu işlemin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla … İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında görülen davanın açıldığı, bakılan davanın ise davacının itirazen şikâyet başvurusunda yer alan ve dava konusu işlem ile reddedildiği ya da incelenmediği ileri sürülen iddialara (itirazen şikâyet dilekçesindeki 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 14. iddialar) ilişkin olduğu görülmektedir.
Müdahil iş ortaklığı tarafından 09/06/2021 tarih ve 2021/UH.I-1141 sayılı Kurul kararının teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile dava konusu işlemin anılan kısmının iptaline karar verilmiş, söz konusu karara karşı yapılan temyiz başvuruları ise Dairemizin 06/10/2021 tarih ve E:2021/4021, K:2021/3185 sayılı kararı ile reddedilerek anılan Mahkeme kararı onanmıştır.
Diğer yandan, davacı şirketin itirazen şikâyet dilekçesindeki 3 ve 4 numaralı iddialarında özetle, "birim fiyatsız faturaların iş deneyimini tevsik etmek amacıyla kullanılamayacağı, sunulan faturalar ilk sözleşme birim fiyatları ile yaygın döneme ait fiyat farkları toplamından oluştuğundan bu faturalar esas alınarak iş deneyimi hesabı yapılamayacağı ve sözleşme sürecinde birim fiyatlardaki artışla oluşacak fiyat farkı dâhil faturaların kullanıldığı" şeklinde iddialara yer verildiği, müdahil iş ortaklığının teklifinin ise bu iddialardan yalnızca "birim fiyatsız faturaların iş deneyimini tevsik etmekte kullanılmayacağı" şeklindeki iddia yönünden incelenerek teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, temyize konu Mahkeme kararı ile, davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 3 ve 4 numaralı iddialarına ilişkin kısmının dava konusu işlem ile kabul edilerek düzeltici işlem belirlendiği, bu işleme karşı açılan davada ise işlemin bu kısmının iptaline karar verildiği ve anılan kararın Dairemizce onanarak kesinleştiği, dolayısıyla söz konusu kısımların dava konusu edilmesinin kesin hüküm nedeniyle mümkün olmadığından bahisle bu kısım yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş ise de; itirazen şikâyet dilekçesindeki 3 ve 4 numaralı iddiaların, "birim fiyatsız faturaların iş deneyimini tevsik etmek amacıyla kullanılamayacağı, sunulan faturalar ilk sözleşme birim fiyatları ile yaygın döneme ait fiyat farkları toplamından oluştuğundan bu faturalar esas alınarak iş deneyimi hesabı yapılamayacağı ve sözleşme sürecinde birim fiyatlardaki artışla oluşacak fiyat farkı dâhil faturaların kullanıldığı" şeklindeki iddialardan ibaret olduğu, müdahil iş ortaklığının teklifinin ise bu iddialardan yalnızca "birim fiyatsız faturaların iş deneyimini tevsik etmekte kullanılmayacağı" iddiası yönünden incelendiği ve birim fiyat yer almayan faturaların iş deneyimi hesabında dikkate alınmaması sonucunda tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı, bu işleme karşı açılan ve kesin hükme esas alınan … İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında görülen davada uyuşmazlığın konusunu yalnızca bu kısmın oluşturduğu; dava dilekçesi ile dosyada yer alan beyanlar bir bütün olarak incelendiğinde ise işbu davada, davacı tarafından, itirazen şikâyet dilekçesindeki 3 ve 4 numaralı iddialardan "fiyat farkı" hususuna ilişkin iddialarının incelenmediği ve eksik inceleme sonucu karar verildiği yönünde beyanlarda bulunularak bu kısmın hukuka aykırı olduğunun ifade edildiği, dolayısıyla işbu davanın konusunun … İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında görülmüş olan davanın konusu ile aynı olmadığı; kaldı ki bu dava ile … İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında görülen davanın tarafları ve sebeplerinin de aynı olmadığı göz önüne alındığında, … İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasının işbu dava açısından kesin hüküm teşkil etmediği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafından itirazen şikâyet dilekçesindeki 3 ve 4 numaralı iddiaların "fiyat farkı" hususuna dair iddiaları yönünden incelenmeyerek reddine ilişkin kısmının iptali istemiyle dava konusu Kurul kararına karşı açılan davada, İdare Mahkemesi'nce uyuşmazlığın esası hakkında bir inceleme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, ilk inceleme üzerine 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının ve müdahillerin temyiz isteminin reddine; davacının temyiz isteminin kısmen reddine,
2. … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 2 ve 7 numaralı iddiaların reddi yönünden dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı ile 5, 6 ve 14 numaralı iddiaların reddi yönünden davanın reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının bu kısımları ile ilk derece yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin kısımlarının ONANMASINA,
3. Davalı ve müdahiller tarafından sarf olunan temyiz giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne;
5. Temyize konu Mahkeme kararının, davacının itirazen şikâyet dilekçesindeki 3 ve 4 numaralı iddialar yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
6. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
7. Davacı tarafından sarf olunan ve aşağıda ayrıntısı gösterilen … -TL temyiz yargılama giderlerinin yarısı olan … -TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; kalan … -TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına;
8. Kullanılmayan … -TL yürütmeyi durdurma harçlarının istemleri hâlinde davalı, davacı ve müdahillere ayrı ayrı iadesine,
9. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 14/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
