
Esas No: 2019/7191
Karar No: 2022/380
Karar Tarihi: 15.02.2022
Danıştay 9. Daire 2019/7191 Esas 2022/380 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/7191 E. , 2022/380 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7191
Karar No : 2022/380
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sağlık ve Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, …Mevkii, … pafta, … ada, …parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili inşai faaliyet nedeniyle proje inceleme ve onay hizmeti bedeli, katılma payı ve kazı ruhsat bedeli adı altında ihtirazi kayıtla ödenen toplam 257.852,09-TL'nin terkin edilerek iade edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;dava konusu ücretlerin davacının bünyesinde olan …Üniversitesi Hastanesi binası ile ilgili olarak alındığı ve bu binanın üniversiteye ait hastane binası olduğu konusunda taraflar arasında da ihtilaf bulunmadığı gibi aksi yönde de bir tespitin bulunmadığı anlaşılan üniversite hastane binası ile ilgili olarak alınan inşai faaliyete ilişkin proje inceleme ve onay hizmeti bedeli, katılma payı ve kazı ruhsat bedelinin kamu hizmeti amacıyla kurulan ve davacının bu amaçla bünyesinde faaliyet gören üniversite hastanesine ilişkin mali kolaylıklardan ve muafiyetlerden yaralanması gerektiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek başvurunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu iadesi istenilen bedellerin dayanaığının İSKİ Tarifeler Yönetmeliği olduğu ve davacının yönetmelikte belirtilen muafiyet kapsamındaki abonelerden olmadığından tahsil edilen bedellerin hukuka uygun olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Davacı şirket tarafından ödenen proje inceleme ve onay hizmeti, rabıt (atıksu bağlantı kanalı) bedeli, katılma payı ve kazı ruhsat bedelinin istenilmesine ilişkin işlem dayanağının İSKİ Tarifeler Yönetmeliği olduğu, Anayasa Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere idareyle kişi arasında abonman sözleşmesiyle kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre idarece belirlenen tarifeye dayanılarak alınan bedellere ilişkin davaların görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği, öte yandan İSKİ Tarifeler Yönetmeliği ile abone gruplarının belirlendiği ve abonelerden alınacak bedellere ilişkin düzenlemeler yapıldığı, yani yönetmelik ile abonelere yönelik uygulama esaslarının düzenlendiği hususları bir arada düşünüldüğünde, dava konusu olayda ödeme tarihinde henüz abonman sözleşmesi imzalanmamış olsa dahi anılan bedeller İSKİ Tarifeler Yönetmeliği uyarınca, abone olacaklardan ve yapılcak abonman sözleşmesi nedeniyle alınmakta olup, sonucu itibarıyla bir abonman sözleşmesi gereğince alındığından uyuşmazlığın çözümünde adli yargı görevli olması sebebiyle, davanın görev yönünden reddi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:Davacı tarafından, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, … Mevkii, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili inşai faaliyet nedeniyle proje inceleme ve onay hizmeti bedeli, katılma payı ve kazı ruhsat bedeli adı altında ihtirazi kayıtla ödenen toplam 257.852,09-TL'nin terkin edilerek iade edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un "İdare Mahkemelerinin görevleri" başlıklı 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalar ile ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki: İptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği, "Vergi Mahkemelerinin görevleri" başlıklı 6. maddesinde; vergi mahkemelerinin genel bütçeye ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konularda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uygulanmasına ilişkin davaları, çözümleyeceği belirtilmiştir.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün kurulduğu, 9. maddesinin (k) bendinde, Genel Müdürlükçe hazırlanan su satışı ve kullanılmış suların boşaltılmasına ilişkin tarifeleri tespit ederek Genel Kurulun onayına sunmanın yönetim kurulunun görevlerinden olduğu, 13. maddesinde, Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca su ve kanalizasyon tesislerinden yararlananlardan ilgili belediye adına alınacak katılma paylarının yanı sıra, su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık, tarifesine göre abonelerden alınacak ücretlerin de İSKİ’nin gelirleri arasında sayıldığı, 23. maddesinde, su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için ayrı tarifeler yapılacağı, bu tarifelerin tespitinde, yönetim ve işletme giderleri ile amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme, ıslah ve tevsi masrafları ve bir kâr oranının esas alınacağı, tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esasların bir yönetmelik ile belirleneceği düzenlenmiştir.
Anılan Yasa'nın 23. maddesindeki yetkiye istinaden yayımlanan İSKİ Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliği'nin 1. maddesinde, Yönetmeliğin amacının; Yasa'nın 23. madde hükmü gereği su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılması ile ilgili tarifelerin hangi kriterlere göre tespit edileceğini ve bu şekilde tespit edilen bedellerin hangi usul ve esaslara göre tahsil edileceğini belirlemek olduğu belirtilmiştir.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği'nde Proje inceleme ve onay bedeli, "Yapı izin belgesine esas olmak üzere hazırlanarak idareye ibraz edilen; mimari ve/veya su ve atık su sıhhi tesisat projelerinin incelenmesi, gerektiğinde yerinde tespit yapılması, projelerin onaylanması ve kurum görüşünün düzenlenmesi iş ve işlemleri karşılığında alınan ücret " olarak tanımlanmış; sözkonusu yönetmelikte, proje inceleme ve onay bedeli; kanal iştirak bedeli, su iştirak bedeli, abonelik teminat bedelleri ve diğer ücretlerle ilgili uygulamaya ilişkin çeşitli kurallar belirlenmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun “Harcamalara Katılma Payları” başlıklı Üçüncü Kısmının 87. maddesinde “Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı”, 88. maddesinde de “Su Tesisleri Harcamalarına Katılma Payı” düzenlenmiş; devamı maddelerde ise, payların hesaplanma ve tahakkuk şekilleri, tahakkuk zamanı ve ilanı ile tahsil şekilleri detaylı olarak düzenlenmiştir. Anılan kısımda son olarak, 94. Maddenin olay tarihinde yürürlükte olan halinde, harcamalara katılma paylarının uygulanmasına ilişkin usûl ve esasların Maliye, Bayındırlık ve İmar ve İskan Bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte belirtileceği ifade edilmiş; buna ilişkin olarak da, 01/07/1981 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere İçişleri Bakanlığınca "2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Harcamalara Katılma Payları İle İlgili Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik" çıkarılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Belediyece alınacak bedelin harcamalara katılma payı olarak vergi benzeri mali bir yüküm olabilmesi için, kamu hizmeti karşılığı olarak ve kamu gücüne dayanılarak, tek taraflı iradeyle salınıp alınmalarının yanı sıra, yasa ile düzenlenmesi gerekmektedir. Yukarıda anılan Belediye Gelirleri Kanunu hükümlerine göre, harcamalara katılma payından bahsedebilmek için “Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı”nda, (a) yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması, (b) mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi; “Su Tesisleri Harcamalarına Katılma Payı” için ise, (a) yeni bir içmesuyu şebeke tesisi yapılması, (b) mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı gerekmektedir. Görüleceği üzere söz konusu paylar, kanunla ve anılan hizmetler karşılığı olarak belirlenmiştir. Kanun, bununla da yetinmeyip payların hesaplanma şekliyle birlikte, tahakkuk ve tahsil şekillerini de açıkça belirtmiş, çeşitli usûl ve esasları da İçişleri Bakanlığınca çıkarılan bir Yönetmelikle belirlemiştir.
İhtilaf konusu olayda, 2464 sayılı Yasa'nın açıkça öngördüğü şekliyle bir kanalizasyon veya içmesuyu şebeke tesisi yapılması, yahut varolan bu tesislerin tevsi ve ıslahı durumu bulunmadığı, proje inceleme ve onay hizmeti bedeli, katılma payı ve kazı ruhsat bedeli adı altındaki tahsilatın, varolan su ve kanalizasyon tesislerinin davacı inşaat şirketince inşa olunan konutlarda kullanıma açılması için yapıldığı, dolayısıyla Belediye Gelirleri Kanunu'nda belirtilen türden bir yatırım ve harcama bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu tahsilatın dayanağı, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 94. maddesine göre İçişleri Bakanlığınca hazırlanan Yönetmelik olmayıp, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 23. maddesinde verilen yetkiye istinaden hazırlanıp, İSKİ Genel Kurulunca onaylanan, İSKİ Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliğidir. Dayanağı Belediye Gelirleri Kanunu olmayan ya da dayanağını bu Yasa'nın ilgili maddesinden almayan bir işlemin belediyelerce tahsili kararlaştırılan vergi ve benzeri bir mali yüküm ya da bunlarla ilgili bir tarife olarak nitelenmesine imkan bulunmamaktadır. Nitekim, 2560 sayılı Kanun'un 23. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…%10’dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınır.” ibaresinin Anayasa’ya aykırılığı itirazını değerlendiren Anayasa Mahkemesi, 26/01/2012 tarih ve E:2011/6; K:2012/16 sayılı kararında, atık sular karşılığı alınacak bedelin niteliğini irdelemiş ve kararda, Mahkemelerince verilen 14/02/1991 tarih ve E:1990/18, K:1991/4 sayılı karara da atıf yapmak suretiyle, "su bedelinin su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılması karşılığında yapılan tarifeye ve abonman sözleşmesine göre alındığı, bu şekilde idare ile birey arasında özel hukuk ilişkisi kurulduğu ve ödenecek bedelin maliyet-kâr esasına göre belirlendiği, dolayısıyla idarece verilen bir hizmet karşılığında tarifeye göre saptanarak alınan bedelin vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olmadığı" belirlenmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından da, 26/09/2016 tarih ve E:2016/94, K:2016/382 sayılı karar ile, "... davacı adına kanalizasyon harcamalarına katılma payı bedeli, gecikme zammı bedeli ile KDV bedelinin ödenmesine ilişkin işlemin; gerek su ve kanalizasyon hizmetleri özel bir kanun ile düzenlenmiş olan Denizli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından tesis edilmiş olması, gerekse taraflar arasında bir abonelik ilişkisinin bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu katılma payının, idareyle kişi arasında abonman sözleşmesiyle kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre idarece belirlenen tarifeye dayanılarak alınan bir ücret olduğunun görüldüğü" gerekçesiyle, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır.
Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin kamu hizmeti karşılığında, kamu gücüne dayanılarak, tek taraflı yükletilmeleri ve yasayla konulmaları gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda, ihtilaf konusu olayda tahsil edilen bedellerin; vergi ve benzeri mali yükümlülükten, yahut buna ilişkin tarife veya ücretten, başka bir ifadeyle Belediye Gelirleri Kanunu'nda tanımını bulan neviden bir yatırım harcamasından veya hizmet karşılığından değil, yukarıda da açıklandığı şekliyle su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık olarak alınan bedel olduğu ve özel görevli olan vergi mahkemelerinin sadece Kanun'da sayılan uyuşmazlık türlerini çözmekle görevli olduğu da göz önüne alındığında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük olmayıp, İSKİ Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliği uyarınca tahsil edilen bedellerin iadesi istemiyle açılan işbu davanın görüm ve çözüm yerinin vergi mahkemesi olmadığı onucuna varılmıştır.
Bu durumda, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, abonman sözleşmesine dayanan bir alacak-borç ilişkisi kapsamında tesis edilerek tahsili talep edilen işlemlerden kaynaklanan davaların adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesi, abonman sözleşmesi yapılmadan önce, idarenin tek taraflı, kamu gücüne dayanarak alacak-borç ilişkisi kapsamında tahsili talep edilen işlemlerden kaynaklanan davaların ise idari yargı yerinde, genel görevli olan idare mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurularak, dava konusu olayda abonman sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, yani tahsilatların abonman sözleşmesine dayanıp dayanmadığının araştırılması ve oluşacak sonuca göre görev yönünden bir karar verilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 15/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
