Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2764
Karar No: 2022/625
Karar Tarihi: 23.02.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2764 Esas 2022/625 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2764 E.  ,  2022/625 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2764
    Karar No : 2022/625

    TEMYİZ EDEN : I- (DAVALILAR) :
    1- ...
    2- ... Bakanlığı
    VEKİLLERİ: Av. ...
    II- (DAVALI İDARELER YANINDA MÜDAHİL): ... Turizm ve Yatırım A.Ş.
    VEKİLİ: Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ... İnşaat Turizm Petrol Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2019/2585, K:2021/6211 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Belek, Göksu Deltası ve Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sınırlarında değişiklik yapılması hakkındaki 04/06/2018 tarih ve 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2019/2585, K:2021/6211 sayılı kararıyla;
    Davalı idarelerin süre ve ehliyete yönelik iddialarının yerinde görülmediği,
    Davalı idare tarafından, sınır ve koordinatları belirlenen alanın Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) olarak tespit ve ilan edilmesine ilişkin 22/10/1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararname'nin 4. maddesinde; "Ekli haritalarda belirtilen yerlerde, bu kararın yayımı tarihinden önce tasdikli imar planlarına veya usulüne uygun olarak ruhsatı alınmış ve inşaatı subasman seviyesinde tamamlanmış olan yapıların inşaatına, ruhsat ve eklerine göre devam edilir" hükmüne yer verildiği, bu çerçevede sınırlar belirlenirken üzerinde yapılaşma bulunan parsellerin sınır dışında bırakıldığı, bu itibarla da sınır değişikliğinin dava konusu edilen parsele ilişkin kısmının anılan Kararname hükmü uyarınca ÖÇK sınırı dışında tutulmaması gerekirken hatalı şekilde sınır içerisinde bırakıldığı belirtilerek, dava konusu işlemlerin gerekçesi olarak koordinat hatası olduğu ve idarenin hatalı işlemini düzelttiğinin ifade edildiği,
    Ancak, anılan Kararname hükmü incelendiğinde; söz konusu hükmün kazanılmış hakları korumak maksadı ile usulüne uygun şekilde ruhsatı alınmış olan inşaatların devamına izin verdiği, sınır belirlenirken hangi parsellerin sınır içerisinde bulunup bulunmayacağının tespitine ilişkin kural içermediği ve ilk sınırın belirlendiği tarihte üzerinde yapılaşma bulunan bir kısım parselin sınır dışında bırakılmasının, dava konusu alanın sınır dahilinde kalmasının hatalı olduğu anlamına gelmeyeceği,
    Öte yandan, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda; yapılan yeni Özel Çevre Koruma Bölgesi sınır belirleme çalışmalarının, bu çalışmaların dayanağı olan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” hükümlerine uygun yapılmadığı, ayrıca “Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği”ne göre koordinat verisinin nasıl üretilmesi gerektiği, hangi verileri içermesi gerektiği açık olarak tanımlanmış olmasına rağmen bu mevzuata da aykırı olarak çalışma yapıldığı, koordinat kayıklığı ve yanlışlığı gibi nedenlere dayandırılan, hatalı olduğu iddia edilen eski sınırların (2 nolu sınır eski sınır noktası hariç) kayma ya da hata içermediği, bu ifadelerin yeni sınırların belirlenmesine gerekçe olarak kullanıldığı, yeni sınırların yeni noktalar eklemek veya çıkarmak suretiyle oluşturulduğu, eski ve yeni Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarına ait koordinatların ilgili mevzuatına uygun tam ve doğru tanımlanmadığı, koordinat verisinin kimliği sayılan “Datum” bilgilerini içermediği, bu nedenle ileride yaşanması muhtemel tartışma ve itirazların önünü açabileceğinin ifade edildiği,
    Bu itibarla, dava konusu işlemlerin, idare tarafından yapılan hatanın düzeltilmesi ve/veya geri alınmasına ilişkin olmayıp, özel çevre koruma bölgesi sınır değişikliği, bir başka ifadeyle korunan alan statüsünün yeniden değerlendirilmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği,
    Bu durumda; Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırının tespiti aşamasında düzenlenmesi gereken belgelerin usulüne uygun olarak düzenlenmediği, bilimsel veri ve incelemelerin yapılmadığı, öte yandan, Özel Çevre Koruma Bölgesinin önceki sınırlarının (2 nolu sınır eski sınır noktası hariç) kayma ya da hata içermediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işlemi ile Bakanlar Kurulu Kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından; dava konusu işlemlerin "Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi Sınırlarına İlişkin Hazırlanan İnceleme Raporu" çerçevesinde tesis edildiği, yapılan incelemeler neticesinde 21/11/1990 tarih ve 20702 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 22/10/1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilen koordinatlar ile kararname eki krokide belirtilen 2 numaralı noktanın enlem koordinatının hatalı olduğunun belirlendiği, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında tahsisi yapılarak gerekli izinler alınarak inşa edilmiş ve işletmeye alınmış tesislerin bulunduğu alanların; 90/1117 sayılı kararname eki koordinatlar ile sınırları belirlenen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kalması gerekirken, coğrafi koordinatların hatalı belirlenmesi nedeni ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığının anlaşıldığı, dolayısıyla dava konusu işlemin bu yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla tesis edildiği,
    Davalılar yanında müdahil tarafından ise; dava konusu işleme ilişkin alan üzerinde 1983 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğünce lehlerine 49 yıl süreyle irtifak hakkı tesis edildiği, irtifak hakkı tesis edilen taşınmaz üzerinde bulunan turizm tesisinin 1989 yılında faaliyete başladığı ve kendileri tarafından işletildiği, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında tahsisi yapılarak gerekli izinler alınarak inşa edilmiş ve işletmeye alınmış tesislerin bulunduğu alanların; 90/1117 sayılı kararname eki koordinatlar ile sınırları belirlenen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kalması gerekirken, coğrafi koordinatların hatalı belirlenmesi nedeni ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığı, daha önce 4. derece deprem bölgesi olarak belirlenmiş olan Antalya bölgesinin yapılan çalışmalar neticesinde 2.derece deprem bölgesi olarak belirlendiği, söz konusu tesisin 4.derece deprem bölgesi yönetmeliklerine göre inşa edilmiş olması nedeniyle 2.derece deprem bölgesi yönetmeliklerine göre tesiste yenileme, güçlendirme vs. çalışmaları yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ancak taşınmazın bulunduğu Özel Çevre Koruma Bölgesinin yapılaşma koşullarının farklı olmasından dolayı belediye ile sorun yaşandığı, bu sebeple koordinat hatalarının düzeltilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurulduğu, dava konusu işlemlerin hatalı koordinatların düzeltilmesinden ibaret olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idareler ve davalılar yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
    2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2019/2585, K:2021/6211 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Davalılar yanında müdahil tarafından mükerrer olarak ödendiği anlaşılan ... TL harcın istemi hâlinde davalı idareler yanında müdahile iadesine,
    4. Kesin olarak, 23/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi