
Esas No: 2019/909
Karar No: 2022/1033
Karar Tarihi: 23.02.2022
Danıştay 4. Daire 2019/909 Esas 2022/1033 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/909 E. , 2022/1033 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/909
Karar No : 2022/1033
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Emlak Turizm İnşaat Otomotiv Ticaret Limited Şirketi'nin 2010 ila 2017 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu … sayılı ödeme emri yönünden; içeriği vergi borçlarının asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen … sayılı ödeme emirlerinin 13/04/2015 tarihinde şirketin bilinen adresinde şirket müdürü …'nin eşi …'ye tebliğ edildiği, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, tüzel kişinin başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, bunların bulunmaması halinde iş yerinde bulunan memur ya da müstahdemlerinden birine yapılabileceği, bu haliyle şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ yapılabilecek kimselerden olmayan şirket müdürünün eşine tebliğ edilmesi usule uygun olmadığından söz konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emri yönünden; içeriği vergi borçlarının asıl amme borçlusu şirketten tahsili amacıyla şirket adına tanzim olunan … ve … sayılı ödeme emirlerinin 24/05/2016 tarihinde şirketin bilinen adresinde çalışanı …'ye tebliğ edildiği, bu ödeme emirlerinin şirkete tebliğinin usule uygun olduğu, dava konusu … sayılı ödeme emri yönünden; içeriği vergi borçlarının asıl amme borçlusu şirketten tahsili için şirket adına düzenlenen … sayılı ödeme emirlerinin ise 16/05/2017 ve 17/05/2017 tarihlerinde davacının elektronik tebligat adresine gönderildiği, bu tarihleri izleyen 5. günün sonunda 21/05/2017 ve 22/05/2017 tarihlerinde tebliğ edilmiş sayıldığı, elektronik tebligat adresi edinmiş olan asıl borçlu şirkete elektronik ortamda yapılan bu tebliğ işleminin de usulüne uygun olduğundan dava konusu … sayılı ödeme emirlerinde ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 07/11/2011 tarihli ara kararına verilen cevapta; istinaf başvurusuna konu mahkeme kararı ile iptal edilen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin dayanağı vergi borçları için, asıl borçlu şirket tarafından 6111 sayılı Kanun kapsamında borçların yapılandırılması suretiyle ödeme yapıldığı, daha sonra 6736 ve 7143 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırma başvurusunda bulunulduğu, koşulların ihlal edilmesi üzerine iptal edilen yapılandırmalar sonucu ödenmeyen vergi borçlarının şirket nezdinde takibinin yapıldığına dair bir bilgi veya belgenin dosyada bulunmadığı, bu durumda, şirket adına yapılan yapılandırma sonrasında ödenmeyen amme alacağının tahsili için, öncelikle asıl borçlu şirketin takibi gerektiğinden, bu takipler tamamlanmadan şirket kanuni temsilcisi olan davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirketin 29/03/2006 tarihinde işe başladığı ve hâlen faaliyetine devam ettiği, öte yandan aynı tarihte davacının şirket müdürü olarak atandığı ve görevinin devam ettiği, asıl borçlu şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete usulüne uygun tebliğ edildiği, yapılan mal varlığı araştırmasında hacze kabil herhangi bir mal varlığı unsuruna rastlanılmadığı, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi .. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen kimi özel yasalar kapsamında yükümlülere, vergi borcunun, miktarı ve vadesi değiştirilip yeni bir ödeme planına bağlanarak, ödenmesi konusunda kimi koşullarla kolaylıklar sağlanmaktadır. Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi yasa gereğidir.
Amme alacağının özel yasalara göre ödenmek üzere başvuruda bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması, zamanaşımına olan etkisi dışında, asıl borçluya ait amme borcunun ödenmemesi halinde kanuni temsilcinin/ortağın sorumluluğunu düzenleyen kurallar gereğince, borcun takibinde gelinen aşamayı değiştirmeyeceği gibi matematiksel bir işlem mahiyetinde olduğu, kaldı ki borcun kısmen ödenmesi durumunda bile ortak veya temsilcinin bir hak kaybının olmadığı, bu hususun her zaman düzeltilebileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esasının diğer kısımlar yönünden incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
