
Esas No: 2018/4917
Karar No: 2022/764
Karar Tarihi: 28.02.2022
Danıştay 3. Daire 2018/4917 Esas 2022/764 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/4917 E. , 2022/764 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4917
Karar No : 2022/764
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… ,K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … İnşaat İş Güvenliği Taahhüt ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2015 ile 2016 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirketin usulüne uygun biçimde takip edilmesine karşın kamu alacağının alınamayacağı anlaşıldığından, söz konusu alacağın tahsili amacıyla dava adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ödeme emriyle istenen alacağın, asıl borçlu şirketten veya şirketin kanuni temsilcisinden tahsil edilemediği ortaya konulmaksızın kendisinin takip edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan ve borcun ait olduğu dönemde şirketin ortağı olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ:Davalı idare tarafından savunma dilekçesine ek olarak sunulan belgelerden, dava konusu ödeme emriyle istenen kamu alacağının, davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra asıl borçlu tarafından yapılandırıldığı görüldüğünden, bu husus dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, asıl borçlu … İnşaat İş Güvenliği Taahhüt ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2015 ile 2016 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla … tarih ve … takip numaralı ödeme emri düzenlenmiştir.
Öte yandan davacının şirketteki hisselerini devrettiği hususunun 18/08/2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği ve şirketin 26/10/2016 tarihli dilekçeyle 6736 sayılı Yasa'dan; 29/06/2017 tarihli dilekçeyle 7020 sayılı Yasa'dan faydalanmak amacıyla yaptığı başvuru üzerine tecil dosyalarının oluşturulduğu anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan şeklinde limited şirket ortaklarının,
şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin bakılan davaya konu yapılmasından önce 6736 sayılı Kanun; dava konusu yapıldıktan sonra ise 7020 sayılı Kanun kapsamındaki başvurular üzerine tecil dosyalarının oluşturulduğu ve dava konusu ödeme emriyle istenilen kamu alacağının yapılandırma öncesi borçları da içerdiği olayda, yapılandırmalar sonucu kamu alacağıyla ilgili olarak gerek dava öncesinde gerek dava açıldıktan sonra oluşan her bir yeni hukuki durumun uyuşmazlığın çözümüne etkisi değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere davayı yazılı gerekçeyle reddeden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 28/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
6183 sayılı Kanun'un 5766 sayılı Kanunla değişik 35. maddesinin birinci fıkrasında; limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacağı, ikinci fıkrasında; ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı, üçüncü fıkrasında ise amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı kurala bağlanmıştır.
Kamu alacağının ilgili olduğu dönemde şirket ortağı olduğu ihtilafsız olan davacıdan yukarıda yazılı yasa uyarınca söz konusu alacağın tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
