1. Hukuk Dairesi 2016/7814 E. , 2019/5329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 1140 parsel sayılı taşınmazını maddi sıkıntıları nedeniyle dava dışı eşiyle satılığa çıkardıklarını, emlakçılık yaptığını söyleyen dava dışı ...aracılığıyla tanıştığı davalı ...’in kendisini zengin bir iş adamı olarak tanıtıp hileli davranışlarla eşinin güvenini kazandığını, adı geçen davalı ile aralarında imzaladıkları 18.03.2008 tarihli satış protokolü uyarınca satış bedelinin 95.000,00 TL’sinin peşin alındığını, geriye kalan miktar için ise Caria Hastanesi sahibi ... ’ın şirketine ait 5 adet çek verildiğini, aynı gün tapuda taşınmazın devredildiğini, ilk çekin ödeme gününde karşılıksız çıkması sonucu kendisini oyalayan davalı ... hakkında başlattığı icra takibinin kesinleştiğini, ancak haciz işlemleri sırasında taşınmazın daha önce diğer davalı ...’a, onun tarafından da diğer davalı ...’e temlik edildiğini öğrendiğini, yaptıkları araştırmalarda davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket edip bir çok kişiyi bu şekilde dolandırıp mağdur ettiklerinin ortaya çıktığını, 18.11.2013 tarihinde davalılardan şikayetçi olduklarını ileri sürerek tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa 215.000,00 TL tazminatın protokol tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı ..., zamanaşımı itirazını ileri sürmüş, taşınmazı 310.000,00 TL bedelle davacıdan satın aldığını, satış bedelinin 95.000,00 TL"sini peşin ödediğini, geri kalan kısmı için ortağı olduğu hastanenin 5 adet çekini verdiğini, çeklerden üçünü kendi imkanlarıyla haricen davacının eşine ödediğini, ikisini ise hastane işlerinin kötüye gitmesi nedeniyle ödeyemediğini ve hastanenin faaliyetini devam ettirebilmesi için kaynak yaratmak amacıyla taşınmazı diğer davalı ..."e sattığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davalılardan Turgay"ı hiç tanımadığını, davacının aradan 6 yıl geçtikten sonra davayı açmakta kötü niyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş; davalı ..., Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma neticesinde 01.12.2009 tarihinde hakkında dolandırıcılık suçundan takipsizlik kararı verildiğini, taşınmazı tapu siciline güvenerek ve bedelini ödeyerek iyiniyetle satın alıp 3 yıl sonra diğer davalı ..."a bedeli karşılığında temlik ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ise, zamanaşımı itirazında bulunmuş, taşınmazı tapu siciline güvenerek iyi niyetle edindiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ..."in satış bedelinin bir kısmına karşılık davacıya verdiği çeklerin karşılıksız çıkması ve hakkında yapılan icra takiplerinin sonuçsuz kalması ile davacının 2008 yılında aldatmayı öğrendiği, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından duruşma istekli, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.10.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine dair verilen karar davalı vekiline 18.02.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili UYAP üzerinden gönderdiği 04.03.2016 UYAP havale tarihli dilekçesi ile kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasını talep etmiş ise de temyiz harcı yatırılmadığından davalının temyiz dilekçesinin reddine. Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince;
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davanın reddedilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ne var ki, davanın reddi halinde alınması gereken harç maktu olup davacıdan dava açılırken alınan 170,80 TL peşin harç ile yargılama sırasında 30.10.2014 tarihinde yatırılan 5.294,05 TL tamamlama harcının maktu harçtan mahsubu ile artan kısmın davacıya iadesi gerekirken tamamlama harcı dikkate alınmaksızın 141,60 TL harcın davacıya iadesine karar verilmesi doğru değildir.
Anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 3. bendinde yazılı “Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 29,20 TL harcın peşin alınan 170,80 TL harçtan düşümü ile geriye kalan 141,60 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,” cümlesinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 3. bent olarak “Alınması gerekli 29,20 TL ret harcının 170,80 TL peşin harç ve 5.294,05 TL tamamlama harcından mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 5.435,65 TL harcın istek halinde davacıya iadesine” cümlesinin yazılmasına, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davacı vekili için 2.037.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.