
Esas No: 2019/3933
Karar No: 2022/633
Karar Tarihi: 28.02.2022
Danıştay 9. Daire 2019/3933 Esas 2022/633 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/3933 E. , 2022/633 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/3933
Karar No : 2022/633
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı-...
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: ...İnşaat Taah. Tur. Tic. San. Ltd. Şti'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ...tarih ve ...ve ...sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; davacının kanuni temsilci olduğu dönem, dava konusu ödeme emri içeriğindeki amme alacaklarının dönemi, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirleri, tebliğ alındıları, haciz varakaları, mal bildirimleri, araç hacizleri ve yapılandırmalar dikkate alındığında; dava konusu ödeme emirlerinin düzenlenmesi aşamasından önceki aşamanın usulüne uygun olarak tamamlandığı ve tahsil zamanaşımını ihlal edilmediği, diğer yandan, davacı tarafından ileri sürülen "...asıl borçlu şirketin kanuni temsilcilik (müdürlük) vasfından 10/05/2001 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ayrıldığı ve bu kararın 22/05/2009 tarihinde tescil ve 12/06/2009 tarihinde ilan edildiği, dolayısıyla dava konusu ödeme emrinin içeriğindeki borçlardan sorumlu olmayacağı..." yolundaki iddia da limited şirketi müdürlerin tescil edilip ticaret sicil gazetesinde yayımlanıncaya kadar üçüncü kişiler nezdinde hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmaması karşısında, üçüncü kişi konumunda bulunan vergi dairesi yönünden, davacının kanuni temsilciliği tescil ve ilanın yapıldığı 12/06/2009 tarihine kadar devam edeceğinden yerinde görülmeyerek davacının asıl borçlu şirketin 12/06/2009 tarihine kadar kanuni temsilcisi olduğu sonucuna varılmış ise de davacının asıl borçlu şirketteki kanuni temsilcilik ilişkisinin sona ermesinden sonra, 04/04/2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun ve 17/10/2014 tarihinde 6552 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılmak suretiyle söz konusu vergi borçlarının asıl borçlu şirketin yeni kanuni temsilcisi ... tarafından yapılandırıldığı, yapılandırma sonrası amme borçlarının ödenmediği görülmüş olup, yapılandırmaya ilişkin 6111 ve 6552 sayılı yasaların koşulları yerine getirilmediği için ortaya çıkan yeni hukuki durum dolayısıyla borcun nevi değiştiğinden, kanuni temsilci olmadığı dönemde oluşan yeni hukuki durum sebebiyle davacının takibe tabi tutulmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Yapılandırıldığı halde ödenmeyen borçlar yönünden yapılandırma öncesi hale geri dönüldüğü, bu kapsamda borcun dönemi ve yasal temsilcileri dikkate alınarak davacı hakkında ödeme emri düzenlenebileceği, davacının, şirketin kanuni temsilcilik görevinden 10/05/2001 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ayrıldığı ve bu kararın 22/05/2009 tarihinde tescil ve 12/06/2009 tarihinde ilan edildiği, aynı kararda yeni müdür de atanmadığından, ilgili dönemdeki mevzuata göre ortakların birlikte şirketi temsili söz konusu olduğu dikkate alındığında, davacının dava konusu ödeme emri içeriğindeki borçlardan sorumlu olduğu, ödeme emri içeriğindeki vergi borçlarının dönemi, şirket hakkında düzenlenen ödeme emirleri ve tebliğ alındıları, haciz varakaları, mal bildirimleri, araç hacizleri ve yapılandırmalar sonrası borçların ödenmediği hususları bir arada değerlendirildiğinde, ödeme emirlerinin düzenlenmesi aşamasından önceki aşamaların usulüne uygun olarak tamamlandığı ve tahsil zamanaşımını ihlal edilmediği görülmekle, şirketten tahsil edilemeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yapılandırma ile yeni hukuki durum ortaya çıktığından yapılandırmanın ihlali üzerine yapılandırma başvurusunda bulunan ve ödeme tarihinde kanuni temsilci olanların sorumlu olması gerektiği, ...'nun kanuni temsilcilik görevi devam ettiğinden sorumluluğunun bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ:Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
...İnşaat Taah. Tur. Tic. San. Ltd. Şti'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ...tarih ve ...ve ...sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrasında, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları hâlinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği; 2. fıkrasında ise yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un "Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları" başlıklı 3. maddesinde, bu Kanun'un yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmâlen, re'sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine, bu Kanun'un yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanun'da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği, bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanun'da belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği; aynı Kanun'un "Süresinde ödenmeyen taksitler" başlıklı 19. maddesinde ise, bu Kanun'a göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksidi izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılacağı, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksidin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği, bu Kanun'un 15 ve 16. maddeleri ile 17. maddesinin 7. fıkrası hariç olmak üzere bu Kanun kapsamına giren alacakların 1. fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde, bu Kanun'un 3. maddesinin 9. fıkrası ve 14. maddesinin 3. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla, borçluların ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanacağı ifade edilmiştir.
6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un 73. maddesi ile; maddede sayılan ve kesinleşmiş olup bu Kanun'un yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacakları yerine bu Kanun'un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece ferî alacaktan ibaret olması hâlinde ferî alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacaklarının tahsilinden vazgeçileceği kuralı getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacının ve dava dışı ...'nun 23/07/1997 tarihinde, asıl borçlu şirkete kanuni temsilci olarak atandığı, 15/09/1998 tarihinde kanuni temsilci olarak görevlendirilen Fevzi Kılıçaslan'ın görevinin ise 19/11/1998 tarihinde sona erdiği, davacının, şirketin kanuni temsilcilik görevinden 10/05/2001 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ayrıldığı ve bu kararın 22/05/2009 tarihinde tescil, 12/06/2009 tarihinde ilan edildiği, asıl borçlu ...İnşaat Taah. Tur. Tic. San. Ltd. Şti. tarafından, vadesinde ödenmeyen vergi borçları için 04/04/2011 tarihli dilekçe ile 6111 sayılı Kanun, 17/10/2014 tarihli dilekçe ile de 6552 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanmak suretiyle yapılandırma talep edildiği, yapılandırılan borçlara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle, yapılandırmaya ait tecilin iptal edildiği, davalı idare tarafından şirkete ait borçların tahsili amacıyla cebri takibata geçilerek 2002 ilâ 2008 yıllarına ait vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ...tarih ve ...ve ...sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Olayda, Bölge İdare Mahkemesince, davacının, şirketin kanuni temsilcilik görevinden 10/05/2001 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ayrıldığı ve bu kararın 22/05/2009 tarihinde tescil ve 12/06/2009 tarihinde ilan edildiği, aynı kararda yeni müdür de atanmadığından, ilgili dönemdeki mevzuata göre ortakların birlikte şirketi temsili söz konusu olduğu gerekçesiyle davacının sorumlu olduğu sonucuna varılmışsa da kanuni temsilcilik sıfatının kazanılmasında veya kaybedilmesinde ortaklar kurulu kararının esas olduğu ve davacının da 10/05/2001 tarihli ortaklar kurulu kararıyla kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı, ticaret siciline tescil ve ilanın ise açıklayıcı mahiyette olduğu dikkate alınarak davacı ile aynı tarihte kanuni temsilci olarak atanan ve davacının kanuni temsilcilik görevinden ayrılmasından sonra 6111 sayılı Kanun kapsamında şirket adına yapılandırma talebinde bulunan ...'nun kanuni temsilcilik görevinin devam edip etmediği hususunda araştırma yapılarak, yapılandırma başvuruları esnasında ...'nun kanuni temsilcilik sıfatının devam etmediğinin tespiti hâlinde, davacının kanuni temsilciliğinin devam edip etmeyeceği belirlendikten sonra, anılan Kanun hükümleri ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olduğu hususu gözetilerek Bölge İdare Mahkemesince yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkmesi .... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 28/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
