9. Hukuk Dairesi 2018/123 E. , 2018/2647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı-karşı davalı, kıdem tazminatı ile ücret farkı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine, davalı-karşı davacı karşı davada ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, müvekkilinin davalı işyerinde 26/09/2003-04/01/2009 tarihleri arasında döner ustası olarak çalıştığını, şirket müdürü ... tarafından devamlı olarak yüzüne karşı söylenen yoğun hakaretlere maruz kalması nedeni ile dayanamayıp, .... 10. Noterliğinin 26/01/2009 tarihli ihtarnamesi ile İş Kanununun ilgili hükümleri uyarınca iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ücret alacağı farkı,yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı,davacının 12/12/2008-05/01/2009 tarihleri arasında ücretli yıllık izin hakkını kullandığını, izin dönüşü işbaşı yapması gereken 06-07-08/01/2009 tarihlerinde işe gelmediğini, tutanak tutulduğunu, 09/01/2009 tarihli ihtarname ile 3 gün içinde mazeretini sunmak suretiyle işe davet edildiğini, aksi halde yasa gereği iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshedileceğinin ihtar edildiğini, 19/01/2009 tarihinde iş akdine haklı nedenle derhal tazminatsız olarak son verildiğini, asgari ücretle çalıştığını,Ocak 2009 ayı maaşının 03/02/2009 tarihinde banka hesabına yatırıldığından ücret alacağı olmadığını, kıdemine denk gelen yıllık izinlerinin hepsini kullandığını, fazla çalışmalar ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmaların karşılığı olan ücretlerin ödendiğini, davacı tarafınca iş akdinin haksız olarak sonlandırıldığını savunarak ihbar tazminatı taleplerinin olduğunu tüm bu nedenlerle asıl davanın reddi ile karşı taleplerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar, bozma ilamı, bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirilerek davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı (karşı davacı)ve davacı (karşı davalı) vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının(karşı davalı) tüm davalının (karşı davacı) aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda verilen kararda fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti talebi üzerinden uygulanan taktiri indirim oranın düşürülmesi ve karşı davanın reddi nedeniyle bozmadan sonra davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin davalının usulü müktesep hakkını ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş bozma gereklerini yerine getirmektir. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar, bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
Usuli kazanılmış hakkın hukukumuzdaki yeri; 04.02.1959 gün ve 1957/13-E. 1959//5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında (R.G. 28.04.1959 gün sayı:10193) “Temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usuli hükümdür. Bir cihetin bozma kararının şümulü dışında kalması da iki şekilde olabilir. Ya o cihet, açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş fakat dairece itiraz reddedilmiştir, yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen dosyanın Temyiz Dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde o cihet dairece bozma sebebi sayılmamıştır. Her iki halde de o konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulması taraflardan birisi lehine usuli bir müktesep hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme, ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Zira umumi müktesep hakkın tanınması da amme intizamı düşüncesiyle kabul edilmiş bir esastır.” şeklinde açıklanmıştır.
Mahkemece bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş bozma gereklerini yerine getirmektir. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar, bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra bozma kararı gereğince işlem yapılarak fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretinde uygulanan taktiri indirim oranın bozma kararından önceki oranda kalması ve karşı davanın reddi nedeniyle bozmadan önce davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğinden "hükmedilmesine yer olmadığı" yönünde karar verilmesi gerekirken bozma kararı lehine olan davalının usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.02.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.