
Esas No: 2021/2679
Karar No: 2022/714
Karar Tarihi: 03.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2679 Esas 2022/714 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2679 E. , 2022/714 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2679
Karar No : 2022/714
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 07/04/2021 tarih ve E:2017/7251, K:2021/910 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 07/04/2021 tarih ve E:2017/7251, K:2021/910 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule yönelik itirazları yerinde görülmeyerek ve davacı tarafından ileri sürülen Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak uyuşmazlığın esasına geçilmiş;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamından yapılan inceleme sonucunda anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, üniversite döneminde örgüte ait evlerde kaldığına ve abilik yaptığına, hakim adaylığı döneminde örgüte ait evlerde kaldığına, örgüt içerisinde etkin olduğuna, örgüt içerisinde mezun sorumlusu görevini yürüttüğüne, örgüt toplantılarına katıldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Yıllık kurulu üyeliği/sınıf başkanlığı yönünden, davacının örgütün yargıda etkin olduğu dönemde Adalet Akademisinde sınıf temsilciliği (başkanlığı) yapmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
HTS iletişim kayıtları yönünden, davacının, haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan soruşturma yürütülen kişilerle görüşme ve irtibatının bulunduğu tespitinin, davacı hakkında yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
MASAK Raporu yönünden, 17/08/2016 tarihli MASAK raporuna göre; sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olma suçu kapsamında haklarında soruşturma yürütülen ..., ..., ..., ..., ..., ... ile para transferlerinde bulunduğu, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisakı veya irtibatı bulunduğu gerekçesi ile kapatılan "Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği" üyesi ... ile arasında para transferi olduğu tespitine yer verdiği görüldüğünden; davacının, haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan soruşturma yürütülen kişilerle arasında para transferi bulunduğu tespitinin, davacı hakkında diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Öte yandan, davacı tarafından dava açma süresi geçtikten sonra verilen ve 07/08/2018 tarihinde kayda giren davalı tarafın savunmasına cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki istemin yanında meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin karar nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi ile parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyanın tekemmül aşaması dikkate alındığında ayrı bir davanın konusunu oluşturabilecek nitelikte olan ve davanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan istemin incelenme imkanının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlem disiplin cezası niteliğinde bir idari işlem olduğundan, OHAL şartlarında dahi 2802 sayılı Kanun hükümlerine göre soruşturma yürütülmesi gerektiği, oysa meslekten ihraç kararından önce savunma hakkı verilmediği, yeniden incelemenin bir kanun yolu olduğu ve savunma niteliğinde bulunmadığı; işlem tarihi itibarıyla kişiselleştirme yapıldığı ileri sürülmekle birlikte buna dayanak olarak gösterilen belgelerin işlem tarihinde olmadığı, dolayısıyla kişiselleştirme yapıldığının kabul edilemeyeceği; makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği; tanıkların soyut, birbiriyle çelişkili ve hayatın olağan akışına uygun düşmeyen beyanlarının esas alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 07/04/2021 tarih ve E:2017/7251, K:2021/910 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
