
Esas No: 2019/2045
Karar No: 2022/714
Karar Tarihi: 03.03.2022
Danıştay 9. Daire 2019/2045 Esas 2022/714 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/2045 E. , 2022/714 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2045
Karar No : 2022/714
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla;Dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … sayılı ödeme emri muhteviyatı 2016/Ocak-Aralık dönemine ilişkin damga vergisi ve … damga vergileri yönünden yapılan incelemede; ödeme emri içeriğinde yer alan vergi alacaklarının davacının beyanından kaynaklanıp vadesinde ödenmeyen vergi alacakları olduğu anlaşılmış olup, mükelleflerin kendi beyanları üzerine tahakkuk eden vergilere dava açamayacağı hususu göz önünde bulundurulduğunda, beyana bağlı tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … sayılı ödeme emri muhteviyatı 2014/Kasım dönemine ait özel usulsüzlük cezası, 2015/Mart dönemine ait özel usulsüzlük cezası, 2016/Ocak ila Nisan dönemlerine ait özel usulsüzlük cezaları yönünden yapılan incelemede; ödeme emri içeriği borçlara ilişkin düzenlenen … ....… ila … sayılı ihbarnamelerin 1/11/2016 tarihinde davacıya elden tebliğ edildiği anlaşılmış olup, söz konusu tarhiyatların dava konusu edilmeyerek kesinleştiği, borç kesinleşmeden evvel ileri sürülmesi gerektiği halde ödeme emri safhasında iddia olunan itirazların, 6183 sayılı Kanun'un 58'inci maddesinde yer verilen hallerin (böyle bir borcu olmadığı, borcunu kısmen ödediği veya borcun zamanaşımına uğradığı) kapsamına girmediği görüldüğünden, davacı adına içeriği borçlara ilişkin olarak usulünce tebliği gerçekleştirilen ihbarnameler üzerine tahakkuk ettirilen borçlara ilişkin olarak düzenlenen ödeme emrinin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … sayılı ödeme emri muhteviyatı 2011/Ocak, Eylül-Aralık,Temmuz-Eylül, Ekim-Aralık dönemlerine ait vergi ziyaı cezaları yönünden yapılan incelemede; … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin düzenlenen … sayılı ve … ...… sayılı ihbarnamelerin farklı tarihlerde davacının bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak söz konusu ihbarnamelerin davacının bilinen adresinde tebliğ edilemediği, tebliğ edilemediğine dair bu hususun tebliğ evrakının arka kısmının muhtar tarafından imzalanmak suretiyle sabit olduğu, posta yoluyla tebliğ edilemeyen bu ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği anlaşılmış olup, söz konusu tarhiyatların dava konusu edilmeyerek kesinleştiği, borç kesinleşmeden evvel ileri sürülmesi gerektiği halde ödeme emri safhasında iddia olunan itirazların, 6183 sayılı Kanun'un 58'inci maddesinde yer verilen hallerin (böyle bir borcu olmadığı, borcunu kısmen ödediği veya borcun zamanaşımına uğradığı) kapsamına girmediği görüldüğünden, davacı adına içeriği borçlara ilişkin olarak usulünce tebliği gerçekleştirilen ihbarnameler üzerine tahakkuk ettirilen borçlara ilişkin olarak düzenlenen ödeme emrinin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … sayılı ödeme emri muhteviyatı 2011/Ocak- Aralık dönemine ait gelir vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, 2011/Ocak-Mart dönemine ait vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ,2011/Ağustos, Eylül, Aralık dönemlerine ait katma değer vergileri, vergi ziyaı cezaları ve gecikme faizleri ile yönünden yapılan incelemede; ödeme emri içeriği borçlara ilişkin düzenlenen … ila … sayılı ihbarnamelerin öncelikle davacının bilinen adresinde … tarihinde tebliğ edilmeye çıkarıldığı, tebliğ edilemeyen söz konusu bu ihbarnamelerin akabinde davacının mernis adresine 10/08/2017 ve 16/08/2017 tarihlerinde tebliğ edilmeye çalışıldığı, muhatabın adreste bulunmadığı şerhi düşülerek iade edildiği ve en nihayetinde ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği görülmekte ise de, 213 sayılı Yasanın 102. maddesinin son fıkrasında belirtilen "komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak" yolu işletilmeksizin, diğer bir ifadeyle, yasa metninde belirtildiği şekilde ilgililer nezdinde keyfiyet tebliğ alındısına yazılmadan ve yine bu kişiler tarafından imzalanmadan, yani fiili durum tutanak haline dönüştürülmeden, sadece dağıtıcının iade şerhiyle tebliğ yapılamadığının tevsikine çalışıldığı hususu göz önünde bulundurulduğunda kanunun açık hükmüne aykırı şekilde gerçekleştirilen tebligat nedeniyle ilanen tebliğ şartları oluşmadığından ve bu nedenle usulüne uygun olarak kesinleşen bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu ödeme emrinin bu kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden yapılan incelemede; ödeme emri içeriği 2010/Temmuz dönemine ait katma değer vergisi ve gecikme faizine ilişkin düzenlenen … sayılı ihbarnamenin davacının bilinen adresinde bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanunun 21.maddesi uyarınca kapıya yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiği ve ihtilafa esas borçların ödenmemesi nedeniyle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği görülmekteyse de, vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden tüm tebliğlerin "tebligat konusunda" genel kanun olan 7201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca değil, özel kanun olan 213 sayılı Kanun'un tebliğe ilişkin hükümleri uyarınca yapılması gerektiği açık olduğundan, 213 sayılı Kanun'un 102. maddesinde öngörülen tebliğ usullerine uyulması gerekirken, bu yöndeki emredici düzenlemelere uyulmadan 7201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan tebliğin usulsüz olduğu sonucuna varılmış olup, dolayısıyla davacı yönünden usulune uygun kesinleşmiş bir kamu alacağından söz edilemeyeceğinden, ortada usulune uygun kesinleşmiş bir alacak bulunmaksızın ihbarname içeriği vergi ve cezaların kesinleştiğinden söz edilerek alacağın vadesinde ödenmediğinden bahisle davacı adına tanzim edilen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır denilerek davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin ve … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 2011/Ocak- Aralık dönemine ait gelir vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, 2011/Ocak-Mart dönemine ait vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, 2011/Ağustos, Eylül, Aralık dönemlerine ait katma değer vergileri, vergi ziyaı cezaları ve gecikme faizleri kısmı yönünden davanın kabulüne ve bu kısımların iptaline, geriye kalan kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık olmadığından kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
