
Esas No: 2017/421
Karar No: 2022/1363
Karar Tarihi: 03.03.2022
Danıştay 8. Daire 2017/421 Esas 2022/1363 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2017/421 E. , 2022/1363 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/421
Karar No : 2022/1363
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Köyü Muhtarlığı
… Köyü - …
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma yapılmamıştır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacının Karabük ili, Merkez ilçe, … Köyü, … Mahallesi'nde bulunan evinin içme suyu ihtiyacını karşılayan dikmen deposu içme suyu aboneliğinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının kullandığı evine yukarıda depodan suyun bağlanması için istekte bulunduğu ve gerekli bedeli yatırdığı görüldüğünden, eski aboneliğinin iptali yönünde zımni bir isteğinin varlığının kabulü gerekmekte olup, eski aboneliğin iptaline dair görevin de davalı idarede olduğu hususu dikkate alındığında eski aboneliğinin devamına dair herhangi bir isteği bulunmayan davacının kullandığı evin aboneliğinin iptaline yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
2577 sayılı Yasanın ''Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik'' başlığını taşıyan 26. maddesinde; dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, temyize konu kararın 19.06.2015 günü kayda giren dilekçe ile davalı idare tarafından temyiz edilmesine karşın, temyiz dilekçesinin davacıya değil davalı idareye tebliğ edildiği, MERNİS'ten alınan 15.02.2022 günlü nüfus kayıt örneğinden de davacı …'ın 13.11.2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Mahkemece 2577 sayılı Yasa'nın yukarıda anılan hükmündeki usul kuralları takip edilerek, yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinde; dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği kurala bağlanmış olmakla birlikte, kanun yolu incelemesi sırasında bu madde kapsamında taraf değişikliği olduğu takdirde dosyanın işlemden kaldırılması kararının hangi yargı mercii tarafından verileceği açık şekilde düzenlenmemiştir. Böyle durumlarda, Kanunun diğer maddeleri ile usul hukuku prensipleri ve idare hukukunun kendisine özgü kuralları çerçevesinde bir karar verilmesi zorunludur.
2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde temyiz incelemesi üzerine, onama, düzelterek onama ve bozma kararları verileceği, bozma kararının ise görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata eksikliklerin bulunması halinde verilebileceği belirtilmiş, bu hususlar dışında kanunun ne bu maddesinde ne de başka maddelerinde temyiz merciinin bozma kararı verebilmesine imkan tanıyan bir kural yer almamıştır.
İlk derece mahkemesi ya da istinaf dairesince hukuka uygun karar verilmesinden sonra 26. madde kapsamında, davacının ölümü, söz konusu kararı hukuka aykırı hale getirmeyeceği gibi usuli bir bozma kararı verilebilmesine imkan tanıyan bir yasal düzenleme de yoktur.
Öte yandan, bozma kararı üzerine kararların taraflara tebliği, karar düzeltme süreci, mahkemece ilk verdiği kararda taraf değişikliği dışında işin esası bakımından farklı bir karar verilip verilmeyeceği sorunsalı, yeniden temyiz sürecine ilişkin usuli işlemler gibi süreçler nedeniyle idare hukukunun özenle korunan ve gözetilen usul ekonomisi ilkesine aykırı bir tablo ortaya çıkmaktadır.
Bu durumda, gerek hukuka aykırı olmayanı bozma yasağı gerek usul ekonomisi gereği, temyiz safhasında 26. madde uygulanırken; bozma kararı verilmeksizin "dosya esas kaydının kapatılması ile" anılan madde gereğince "dosyanın işlemden kaldırılması" kararı verilmek ve diğer usuli işlemleri tamamlamak üzere "mahkemesine gönderilmesine" kararı verilmesi ya da temyiz merciince 26. madde gereğince "dosyanın işlemden kaldırılmasına" usul işlemlerinin tamamlanması için "mahkemesine gönderilmesine" karar verilmesi, yahut da dosyanın işlemden kaldırılması kararının temyiz merciince verilmekle usul işlemlerinin de bu mercii tarafından yürütülmesinin uygun olacağını değerlendirdiğimden, hukuka uygun olduğu hususunda bir müzakere yapılmamış olan ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırılığı tespit edilen kararlarla aynı kavramla (bozma) değerlendirilmesi sonucunu doğuran çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
