
Esas No: 2020/2957
Karar No: 2022/744
Karar Tarihi: 07.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2957 Esas 2022/744 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2957 E. , 2022/744 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2957
Karar No : 2022/744
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına vasi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 18/09/2019 tarih ve E:2017/9612, K:2019/4827 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali ve yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 18/09/2019 tarih ve E:2017/9612, K:2019/4827 sayılı kararıyla;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin anlaşıldığı,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"nın "Abone Tespit Kayıtları" başlığı altında tespit edilen GSM numarasının "0532.....36", "ID'yi Kullanan Kullanıcılar" başlığı altında davacının adı ve TC kimlik numarasına yer verildiği, ID numarasının "…" olduğunun belirtildiği; "SGK Kayıtları" başlığı altında davacının Konya İlinde görev yaptığı ve "ID'yi ekleyenlerin verdikleri İsimler" başlığı altında H.İ.D. isimli kişinin davacıyı "…" olarak, Ş.L. isimli kişinin "…" olarak, kaydetmiş olduklarının görüldüğü; anılan tutanağın incelenmesinden davacının … ID numarasıyla bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının, örgüt içerisinde olduğuna yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, 2802 sayılı Kanun'un hâkimlik ve savcılık görevlerinin sona ermesine ilişkin 53. maddesinde tahdidi olarak sayılan hâllerden hiçbiri mevcut olmadığı hâlde ve bu kanun hükümleri bağlamında usulüne uygun olarak başlatılıp yürütülen bir disiplin soruşturması olmaksızın, savunma alınmadan hakkında verilen meslekten çıkarma kararının Anayasa'nın 139. maddesine aykırı olduğu, dava konusu kararda ilgili KHK'ya atıf yapılmasının işlemin Anayasa'ya aykırılığını ortadan kaldırmayacağı; 667 sayılı KHK ile olağanüstü hâlin ilan ediliş amacına ve olağanüstü hâlin nedenlerini ortadan kaldırmaya yönelik olmaktan uzak, olağanüstü hâlin sona ermesinden sonra da geçerli olacak şekilde, ölçülü ve zaruri olmayan düzenlemeler yapılmış olması nedeniyle ilgili temel hukuki düzenlemelere ve içtihatlara aykırılık teşkil edecek mahiyette olduğundan, bu KHK'ya dayanılarak verilen dava konusu kararın hukuka aykırı olduğu; masumiyet karinesi çekirdek haklar kapsamında olmasına rağmen, hakkında kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunmadığı gözetilmeksizin, FETÖ/PDY örgütü ile iltisak ve irtibatı sabit görüldüğü belirtilerek masumiyet karinesine ve lekelenmeme hakkına aykırılık teşkil edecek şekilde karar verildiği; hakkındaki ByLock iddialarının gerçeği yansıtmadığı, el konulan sahsına ait hiçbir materyalde suç unsuruna rastlanmadığı, tespit ve değerlendirme tutanağının gerçeği yansıtmadığı ve çelişkilerle dolu olduğu, kesin tespit içermediği, varsayıma dayalı olduğu, bilirkişiye açıklattırılıp tutarsızlıklar ve çelişkiler aydınlatılmadan, lehine hususlar dikkate alınmaksızın hakkında bu şekilde iddiada bulunulmuş olmasının hukuka aykırı olduğu; tanık beyanlarının şüpheli sıfatıyla alınmış olduğu, etkin pişmanlık hükümleri uyarınca menfaatleri bulunduğu gözetilerek değerlendirilmesi gerektiği, tek başına aleyhe kullanılmasına imkân bulunmadığı, bazı tanıkların ceza yargılamasında lehe beyanda bulundukları hâlde, gerekçeli kararda bu beyanlara yer verilmediği, bu beyanların ... Ağır Ceza Mahkemesinden istenerek dosyaya alınması gerektiği; davaya konu kararın, muhatapları bağlamında kişiselleştirilmesi yapılmadan, hakkında delile yer verilmeyen, genel ve soyut gerekçelere dayalı, mevzuattaki usul ve esaslara uyulmaksızın verildiğinden hukuka aykırı olduğu, adil yargılanma hakkı, etkili başvuru hakkı, özel hayatın gizliliği, özel ve aile hayatına saygı hakkı, kamu hizmetine girme ve çalışma hakkı, mülkiyet hakkı, ayrımcılık yasağı, eşitlik ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, cezaların şahsiliği ilkesi gibi ulusal ve uluslararası hukuk ile güvence altına alınmış haklara ve evrensel hukuk ilkelerine aykırılık teşkil ettiği; dava konusu kararın çok sayıda muhatabı kapsar mahiyeti dikkate alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22. maddesi bağlamında vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği hâlde, fazlaya hükmedildiğinden temyize konu kararın bu yönüyle de hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, Daire kararının "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" kısmının "Davacıya İlişkin Süreç" bölümünde, davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu mahkumiyet kararının kesinleşmediği belirtilmişse de; temyiz aşamasında UYAP kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacının mahkumiyetine ilişkin anılan kararın 04/02/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 18/09/2019 tarih ve E:2017/9612, K:2019/4827 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
