
Esas No: 2021/2387
Karar No: 2022/735
Karar Tarihi: 07.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2387 Esas 2022/735 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2387 E. , 2022/735 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2387
Karar No : 2022/735
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. ...
Hukuk Müşaviri Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 23/03/2021 tarih ve E:2016/4409, K:2021/768 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Uzman doktor olarak görev yapan davacının, eş durumu mazereti nedeniyle Sağlık Bakanlığı 63. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Mazeret Durumu Kurasına katılma isteminin reddine ilişkin işlemin ve 26/03/2013 tarih ve 28599 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (02/03/2018 tarih ve 30348 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile bu Yönetmeliğin adı "Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" şeklinde değiştirilmiştir.) 04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin ve "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 7. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 23/03/2021 tarih ve E:2016/4409, K:2021/768 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 56., 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3/1/(c), Ek 1 ve Ek 3.; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 2 ve 72.; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin (Genel Yönetmelik) 14, 28 ve Geçici 5.; Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 4/1/(m) ve 20. madde hükümlerinin dava tarihindeki hâllerine yer verildikten sonra;
Yönetmeliğin dava konusu 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi yönünden;
Davanın açıldığı tarihten sonra söz konusu maddede değişiklik yapılmış ve stratejik personel tanımı genişletilmiş ise de, davacının dava açmaktaki amacının "Stratejik personel" kavramının kendisi olduğu, bu kavram da hâlâ yürürlükte olduğundan uyuşmazlığın esası incelenerek,
Devletin, Anayasa'nın 17. maddesinde kişilere tanınmış olan yaşam hakkını güvence altına almakla yükümlü olduğu, kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma hakkının, birbirleriyle sıkı bağlantıları olan, devredilmez ve vazgeçilmez haklarından olduğu, bu haklara karşı olan her türlü engelin ortadan kaldırılmasının Devlete ödev olarak verildiği;
Bireylerin sağlıklı yaşam hakkına sahip olmasının, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanmasına bağlı olduğu, Anayasa'nın, sosyal hukuk devleti olmanın gereği olarak Devlete sağlık hizmetlerinin sunumunda pozitif yükümlülük verdiği, Devleti bu haklardan yararlanmayı artıracak önlemleri almakla mükellef kıldığı, bu nedenle Anayasa'nın 56. maddesinde öngörülen sağlık hakkından yararlanma konusunda en geniş ölçekli uygulamaların gerçekleştirilmesinin gerekmekte olduğu,
Sağlık hizmetinin temel hedefi olan insan sağlığı ve yaşamı, mahiyeti itibarıyla ertelenemez ve ikame edilemez özelliğe sahip olduğundan, yurdun her yerine sağlık hizmeti götürülebilmesi adına bir takım düzenlemeler yapmanın, idare açısından bir zorunluluk olduğu,
Bu itibarla, Sağlık Bakanlığınca, 08/06/2004 tarih ve 25486 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 4. maddesine, 24/06/2006 tarihli Yönetmelik ile eklenen (m) bendinde, "Stratejik Personel: Bakanlık tarafından istihdamında güçlük çekilen uzman tabip ve tabip unvanlarındaki personelini ifade eder." kuralı düzenlenerek, ilk kez "stratejik personel" kavramının kullanıldığı, 26/03/2013 tarih ve 28599 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ile 08/06/2004 tarihli Yönetmelik yürürlükten kaldırılmış ise de, "stratejik personel" kavramının mevzuattaki varlığını koruduğu,
04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile "stratejik personel tanımı"nın yeniden yapıldığı ve tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi mevzuatına göre uzman olmuş uzman tabip, uzman (TUTG) ve tabip unvanındaki personelin stratejik personel olarak belirlendiği,
Bu durumda, stratejik personel uygulamasının, Devletin sağlık hizmetlerinin sunumundaki pozitif yükümlülüğü gereği almak zorunda bulunduğu tedbirlerden biri olduğu, zira, istihdamında güçlük çekilen ve insanın en temel hakkı olan sağlıklı yaşam hakkı ile bu yaşamın sürdürülmesindeki yeri tartışmasız olan tabiplerin, yurdun her yerinde görev yapmasını sağlamak için diğer kamu görevlilerinden farklı düzenlemelere tabi tutulmasının kamu yararı ve hizmet gerekleri kapsamında gereklilik arz ettiği sonucuna varıldığı,
Bu sebeple, Devlete yüklenen sağlık hakkının korunması ödevi kapsamında getirilen düzenlemeler ile vatandaşlara etkin, verimli ve hızlı bir hizmet sunumu ile yükümlü olan bir kısım sağlık personelinin "stratejik personel" olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 20. maddesinin 7. fıkrası yönünden; davacının iptalini talep ettiği bu kısma ilişkin düzenleme yürürlükte olmadığından, anılan düzenlemenin iptaline ilişkin istem hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı,
Bireysel işlem yönünden, başvurunun, Yönetmeliğin 20. maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen koşullar çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi ve bunun neticesine göre başvuru ile ilgili bir işlem tesis edilmesi gerekmekte iken, Genel Yönetmeliğe aykırı olacak şekilde, Yönetmeliğin 20. maddesinin 7. fıkrasında yer alan düzenlemeye dayanılarak reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve Bakanlar Kurulu kararı ile Genel Yönetmeliğe eklenen düzenlemeyle Sağlık Bakanlığının Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde diğer kurumlardan farklı düzenleme yapmasına imkân tanınmasının öncesinde, davalı idarenin Genel Yönetmelikte yer alan hususlardan farklı bir düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle,
26/03/2013 tarih ve 28599 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin iptali istemi yönünden davanın reddine; dava konusu diğer düzenlemenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına; bireysel işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, stratejik personel tanımının ve bu tanıma dayanılarak yapılan ayrımın yasal dayanağının olmadığı; memurların ve diğer kamu görevlilerinin tüm özlük işlerinin kanunla düzenlenmesinin zorunlu olduğu; Yönetmelikte stratejik personele yönelik kısıtlamalar getirilmek amacıyla statü ortaya çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu; hangi ölçütlere göre stratejik personel kabul edildiğinin düzenlemede gösterilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, düzenlemenin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve usule uygun olarak tesis edildiği, davacı iddialarının dosyaya sunulan dilekçelerinde ve Daire kararında karşılandığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın reddine, kısmen iptale yönelik Danıştay İkinci Dairesinin 23/03/2021 tarih ve E:2016/4409, K:2021/768 sayılı kararının temyize konu davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
