2. Ceza Dairesi 2017/1490 E. , 2019/5727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
EK KARAR TARİHLERİ : 13/07/2015 - 20/08/2015
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın 09/07/2015 tarihli dilekçesinde eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz itirazı da yapmış olduğundan, 5271 sayılı CMK"nın 42. maddesi uyarınca eski hale getirme isteğini inceleme yetkisi Yargıtay’a ait olup, bu konuda mahkemece verilen 13/07/2015 ve 20/08/2015 tarihli ek kararların hukuki geçerlilikten yoksun olduğu anlaşıldığından, söz konusu ek kararlar kaldırılarak, ayrıca 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35/2. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için, daha önce aynı adrese Kanun"un gösterdiği usullere uygun bir tebligat yapılmış olması ve muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesinin gerektiği, aksi halde aynı Kanun"un 35. maddesine göre tebligat yapılmasının mümkün olmadığı, yokluğunda verilen kararın sanık ..."ın adresine tebliğ edilemeden tebligat evrakının mahkemeye iade edildiği, bunun üzerine daha önce Kanun"un gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmamış adresine aynı Kanun"un 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu, ayrıca sanığın 09/07/2015 tarihli temyiz talebi mahkemece 20/08/2015 tarihli ek karar ile reddedilmiş ise de; söz konusu ek kararın cezaevinde bulunan sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, bu sebeple sanığın asıl karara yönelik 09/07/2015 tarihli ilk temyiz başvurusunun süresinde olduğu ve Dairemizin 11/07/2013 tarihli ve 2012/29039 E, 2013/19349 K sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği belirlenerek yapılan incelemede,
1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Bozma ilamının sanık aleyhine olmadığı, bu nedenle bozma sonrası yargılamada sanığın tekrar savunmasının alınması gerekmediğinden, mala zarar verme suçu açısından tebliğnamedeki 1 no"lu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Bozma üzerine yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
2-Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a-Sanığın kolluk görevlileri tarafından başka bir soruşturma nedeniyle gözaltına alındığında, müştekiye ait ikametten gerçekleşen hırsızlık suçunu da ikrar ederek, suça konu eşyaları evinde sakladığını söylediği ve yapılan aramada suça konu bir kısım eşyanın sanığın evinde ele geçirilerek müştekiye teslim edildiğinin anlaşılması karşısında, müştekiden hırsızlık suçu ile ilgili olarak sanığın kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasına rıza gösterip göstermediği ayrıca sorularak 5237 sayılı TCK"nın 168/1-4. maddelerinde tanımlanan etkin pişmanlık hükmünün uygulama olanağının tartışılması gerektiği halde, bozma sonrası yapılan yargılamada müştekiye yapılan ve usulüne uygun meşruhat içermeyen çağrı kağıtlarının müştekinin "işte" olduğu belirtilerek Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi uyarıca tebliğ edilmesi ve zorla getirme kararının da bila ikmal iade edilmesi nedeniyle, müştekinin etkin pişmanlık hükümleri ile ilgili rızası tespit edilmeden, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
b-Suç tarihi itibariyle, konut dokunulmazlığını bozma suçunun 19/12/2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 253. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi uyarınca; soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaşma kapsamındaki suçlardan olması karşısında, 5271 sayılı CMK" nun 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmadan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 25/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.