Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/3548
Karar No: 2022/755
Karar Tarihi: 07.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3548 Esas 2022/755 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/3548 E.  ,  2022/755 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/3548
    Karar No : 2022/755

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 21/06/2021 tarih ve E:2017/7297, K:2021/2166 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptaline ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 21/06/2021 tarih ve E:2017/7297, K:2021/2166 sayılı kararıyla;
    Davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden işin esasına geçilerek; "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
    Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
    Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca anılan suçu işlediğinin sabit olmadığı (delil yetersizliği) gerekçesiyle beraatine karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bu hükmün kaldırılmasına ve davacının silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
    Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüt içerisinde olduğuna, üniversite döneminde örgüte ait yurt ve evlerde kaldığına, hâkimlik-savcılık yazılı sınavlarını geçenleri mülakata hazırlayan örgüte ait mülakat evlerinde kaldığına, hâkim-savcı adaylığı döneminde örgüte ait staj evlerinde kaldığına, bu dönemde kaldığı evin sorumlusu olduğuna, örgüt sohbetlerine katıldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek, FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
    Çalışma evinde sınava hazırlanma hususu yönünden, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek, örgütün yargı erkine kendisiyle iltisak ve irtibatlı kişileri yerleştirebilmek amacıyla oluşturduğu hâkimlik-savcılık sınavına hazırlık evlerinde anılan sınavlara hazırlanmış olmasının ve bu evlerden sorumlu murakıp/sermurakıp olarak örgüt içerisinde görev yapmış olmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
    Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
    Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kanunlardaki meslekten çıkarılmaya ilişkin hâllerden hiçbirisi vuku bulmadan, usul hükümleri uygulanmaksızın meslekten çıkarıldığı; 667 sayılı KHK'nın, OHAL KHK'sı mahiyetinde olmadığından Anayasa'ya aykırı olduğu; idarenin, soruşturma yapmadan, hangi delile dayandığını bildirmeden, savunma hakkı tanımadan, yargısız infaz yaptığı, hukuki belirlilik ilkesini hiçe sayarak, ne sebeple görevden ihraç edildiğini bilmeden lehine olabilecek delilleri sunması engellenerek, cezai manada hakkında açılmış olan soruşturmanın sonucu beklenmeden meslekten çıkarma işlemi tesis ettiği, terörist olarak zan altında bırakıldığı, bir daha kamu kurumunda çalışmasının yasaklandığı, isminin lekelendiği, masumiyet ilkesi, savunma hakkı, adil yargılanma hakkı, ayrımcılık yasağı ilkesi gibi haklarının ihlal edildiği; gerekçesiz olarak meslekten çıkarılmasına karar verilmesinin, 2802 sayılı Kanun'a, Anayasa'nın 141/3, AİHS'nin 6. maddelerine aykırı olduğu; dava konusu kararda yapılan genel açıklamaların kendisiyle bir ilgisinin bulunmadığı; hakkında görevden uzaklaştırma kararı uygulanmaksızın doğrudan meslekten çıkarılmasına karar verilmiş olduğu, bu durumun gerektirdiği ölçülü bir tedbir olmadığı; Dairenin, idarenin karar tesis edilirken karşı beyanda bulunma imkânı tanımamasının, yargılama aşamasında hakkındaki tespitler bildirilerek bu tespitlere karşı beyanlarının alınması suretiyle giderilmesinin mümkün olduğu değerlendirilmesine katılmanın mümkün olmadığı, olması gerekenin öncelikle adil bir şekilde idari bir soruşturmanın yapılması olduğu, masumiyet ilkesi yok sayılarak ve savunma hakkı tanınmaksızın yapılan bir idari işlemden sonra kişilere dava aşamasında gerekli hakların verildiğini ileri sürmenin mantığa ve hukuka uygun olmadığı, her davanın açıldığı günkü koşullara göre sonuçlandırılması gerektiği; yetki ve nüfuzunu kullanarak örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için kendisine ya da başkalarına yarar sağladığı yönünde tek bir somut delil ileri sürülemediği; irtibat ve iltisak hususunun değerlendirme kriterlerinin ne olduğunun belli olmadığı, belirsiz, keyfiliğe açık, muğlak ifadeler olduğu, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesine aykırı olduğu, bu ifadenin içinin ancak adli yargı yerince doldurulabileceği, bu nedenle hakkında yapılmakta olan ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esası incelendi, gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 21/06/2021 tarih ve E:2017/7297, K:2021/2166 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 07/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi