
Esas No: 2021/3461
Karar No: 2022/748
Karar Tarihi: 07.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3461 Esas 2022/748 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3461 E. , 2022/748 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3461
Karar No : 2022/748
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 07/06/2021 tarih ve E:2018/2923, K:2021/1745 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 07/06/2021 tarih ve E:2018/2923, K:2021/1745 sayılı kararıyla;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay ... Ceza Dairesinin (İlk derece) … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, 2014 yılı HSK üye seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adaylarını desteklediğine ve diğer hususlara yönelik ifadelerin davacının FETÖ ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Unvanlı görev yönünden, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde Danıştay üyesi olarak görevlendirilmesinin diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Örgüt tarafından organize edilen …/… gezisine katılması yönünden, örgüt içi motivasyonu arttırmak amacıyla, 2012 yılında son derece hassas gizlilik kuralları uygulanarak gerçekleştirilen örgüt liderinin bir dönem kaldığı … Dersanesi ziyaretine ait döneme ilişkin davacının telefon baz sinyallerinden elde edilen veriler incelendiğinde bu ziyarete davacının da katıldığı, yine davacının 2016 yılına ait telefon baz sinyallerinin örgütün sivil imamları ile aynı yerden sinyal verdiği hususları, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olarak değerlendirildiği belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 667 sayılı KHK'nın (6479 sayılı Kanun) 3. maddesinin 1. fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülmesi gerektiği; dava ve cevap dilekçelerinde ileri sürdükleri görüşler, deliller ve taleplerin niçin kabul görmediğine dair hukuka uygun gerekçeli bir karar verilmediği; olayda anayasal, kanuni ve içtihadi güvencelere aykırı olacak şekilde savunma imkanı verilmeksizin bir daha kamuda çalışamayacak şekilde mesleğinden çıkarılmasının davalı idarenin ön yargı ile hareket ettiğini gösterdiği; makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği; kişiselleştirme yapılmadan şahsi kusur ortaya konulmadan, nasıl ve ne şekilde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıldığı gösterilmeden karar verilmesinin hukuka ve gerekçeli karar hakkına aykırı olduğu; idari işlemden sonra ihracı haklı kılmaya yönelik dosyaya giren iddialar ve sunulan bilgi, belge ve beyanların peşinen doğruluğu ispatlanmış deliller olarak Dairece kabul gördüğünden, bağımsız ve tarafsız bir yargılamanın gerçekleştirilmediği; tanıkların aşamalarda alınan beyanlarının soyut nitelikte, duyuma dayandırılan atf-ı cürüm niteliğinde ifadeler olduğu, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuka aykırı olduğu, Dairece sadece aleyhe beyanların dikkate alındığı, diğer beyanların görmezden gelindiği, gerçeği yansıtmayan aleyhe beyanları kabul etmemekle birlikte, yasak delil niteliğinde olduklarından hükme esas alınamayacağı; temyize konu kararda delil olarak gösterilen "Çamlıca'da bulunan … dershanesinde yapılan cemaatçi hâkimlerin gezisine katılma" iddiasının da dosyada sübut bulmadığı, bu toplantıya katıldığına dair tek delilin, o toplantının gerçekleştiği günlerde "GSM telefonunun İstanbul'un kimi yerlerinde baz veriyor olması" şeklinde gösterildiği, bunun tek başına toplantıya katılma iddiasını kanıtlamayacağı, toplantıyı doğrulayan ...'nin, şahsının bu toplantıya katıldığına dair beyanının olmadığı; anayasal düzene sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği gerekçesinin Daire tarafından üretildiği, meslekten çıkarma kararının "irtibat ve iltisak" gerekçesiyle alındığı; Dairenin, meslekten çıkarılması suretiyle özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olduğu yönündeki görüşünün isabetsiz olduğu, ceza yargılamasının yapıldığı Yargıtay ... Ceza Dairesinde bulunan dosyadaki bilgi, belge ve ifadelerinin istenip incelenerek karar verilmesi gerektiği ileri sürülmekte ve adli yardım talep edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde talep ettiği adli yardım istemi hakkında, yargılama harç ve giderlerinin davacı tarafından yatırıldığı görüldüğünden bu hususta karar verilmesine gerek görülmeyerek ve Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 07/06/2021 tarih ve E:2018/2923, K:2021/1745 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
