
Esas No: 2022/937
Karar No: 2022/957
Karar Tarihi: 07.03.2022
Danıştay 12. Daire 2022/937 Esas 2022/957 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2022/937 E. , 2022/957 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/937
Karar No : 2022/957
DAVACI : … Birliği Sendikası
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
DAVANIN KONUSU : Davacı Sendika tarafından, hatalı TÜİK verileri kullanılmak suretiyle kamu görevlilerine 2011-2016 yıllarını kapsayan döneme ilişkin maaşlarının bir kısmının ödenmemesi işleminin iptali ile yoksun kalınan özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi …'ün açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı Sendika tarafından, 2011-2016 yılları arasında kamu görevlilerinin maaşlarının tespitinde esas alınan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin, Gelir İdaresi Başkanlığınca gerekli bilgilerin verilmemesi nedeniyle hatalı olarak belirlendiği, bu nedenle anılan döneme ilişkin maaş zam oranlarının yeniden hesaplanarak oluşan maaş farklarının ilgililere ödenmesi gerektiği iddialarıyla dava açılmıştır.
Davacı tarafından verilen 30/11/2021 tarihli ilk dava dilekçesi; TÜİK verilerine ilişkin olarak hangi düzenleyici işlemin iptalinin istenildiğinin açıkça belirtilmediği, davalı idare tarafından tesis edilen ve Sendika ile üyelerinin menfaatlerini etkileyen bireysel işlem olup olmadığının açıklanmadığı ve bu hususlara ilişkin bilgi ve belgelerin tamamının dava dilekçesine eklenmediği anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun bulunmamış ve Dairemizin 09/12/2021 tarih ve E:2021/7772, K:2021/6441 sayılı kararıyla dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Davacı Sendika, 21/02/2022 tarihinde dava dilekçesini yenilemiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde, idarî davaların Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği, dava dilekçelerinin ve bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, dava dilekçeleri üzerinde yapılacak ilk incelemede dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden de inceleneceği; altıncı fıkrasında, ilk incelemeden sonra dava dilekçesindeki eksikliklerin tespiti halinde davanın her aşamasında 15. madde hükümlerinin uygulanacağı; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, 3. maddeye uygun olmayan dava dilekçesinin otuz gün içinde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere reddedileceği; beşinci fıkrasında ise, dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; Cumhurbaşkanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dışında kalan düzenleyici işlemlere, (c) bendinde; Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı, Danıştayda ilk derece mahkemesi olarak dava açılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; dördüncü fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem ya da her ikisine birden dava açabilecekleri belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri de talep ile bağlılıktır. Bu ilke uyarınca iptali istenilen idarî işlemle sınırlı olarak mahkemelerce inceleme yapılması gerekmekte olup, talebin incelemeye elverişli olabilecek nitelikte açık, belirli ve somut olması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu itibarla, düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davalarında, iptali istenilen düzenleyici işlemin tarih ve sayısı ile tebliğ/ uygulama tarihinin gösterilmesi zorunlu olmakla birlikte, idarî işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin eksik düzenleme ya da başka bir nedenle belirli maddelerinin/ibarelerinin hukuka aykırılık sebepleri de belirtilmek suretiyle iptalinin istenebilmesi de mümkündür. Ancak, her durumda iptali istenilen düzenleyici işlemin tarih ve sayısı, tebliğ tarihi ve iptali istenen maddelerinin açıkça belirtilmesi ve bu kısımların davacının menfaatini nasıl etkilediğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Dairemizin 09/12/2021 tarih ve E:2021/7772, K:2021/6441 sayılı dilekçe ret kararı üzerine yenilenen ve 21/02/2022 tarihinde kayda giren dava dilekçesinin "konu" ile "sonuç ve istem" kısımlarında; hatalı TÜİK verileri kullanılmak suretiyle kamu görevlilerine 2011-2016 yıllarını kapsayan döneme ilişkin maaşlarının bir kısmının ödenmemesi işleminin iptali ile yoksun kalınan özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesinin istenildiği, dilekçenin içerisinde ise; davalı idare işleminin hukuk devleti ve devlete güven ilkesine, sosyal devlet ilkesine aykırı olduğu ve işlemin kamu yararı gözetilmeden tesis edildiğinden söz edilmekle birlikte, düzenleyici işlem ya da işlemlerin tarih, sayı ve tebliğ tarihinin gösterilmediği, bu konuda davalı idareye başvuruda bulunularak bir işlem tesis edilip edilmediğinin belirtilmediği, şayet yapılan bir başvuru varsa buna ilişkin belgelerin dava dilekçesine eklenmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda; Dairemizin 09/12/2021 tarihli dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dava dilekçesinde, hangi düzenleyici işlem ya da işlemlerin iptalinin istenildiğinin tarih, sayı ve tebliğ tarihi belirtilmek suretiyle açıklığa kavuşturulmadığı, bu konuda davalı idareye başvuruda bulunularak, Sendika ve üyelerinin menfaatini etkileyen bireysel işlem bir işlem tesis edilip edilmediğinin belirtilmediği, bahsedilen hususlara ilişkin bilgi ve belgelerin dava dilekçesine eklenmediği, diğer bir deyişle; dilekçe ret kararının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği, bu haliyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun düzenlenmediği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin üçüncü fıkrası ve 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren 30 (otuz) gün içinde, 3. maddeye uygun şekilde ve belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden dava açılmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE;
2. 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yeni dilekçe düzenlenerek açılacak dava için ayrıca harç alınmamasına;
3. Yeniden verilen dilekçede de aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde, 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca davanın reddedileceği hususunun davacıya bildirilmesine;
4. Dava dilekçesinin yenilenmemesi halinde, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve posta gideri avansından artan tutarın davacıya iadesine, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
