7. Hukuk Dairesi 2015/7617 E. , 2015/5190 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Davacı, davalı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademesinin tespiti ile yeni derece ve kademesi dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya sözkonusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle geçmişe yönelik olarak talebinin yerinde olmadığını, derece ve kademe tespitinde hata olmadığını, gerekli ödemelerin TİS’lere göre zaten yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem yönünden hak ettiği derece ve kademenin tespitine, yeni derece ve kademeye göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak alması gereken ücret farklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacının kıdeminin doğru belirlenip belirlenmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde, işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
Kıdem tazminatına hak kazanma noktasında en az bir yıllık çalışma koşulu, İş Kanunu sistemi içinde nispi emredici bir hüküm olarak değerlendirilmelidir. Buna göre, toplu ya da bireysel iş sözleşmeleriyle, en az bir yıl çalışma süresi işçi lehine azaltılabilecektir.
İşçinin işyerinde fiilen çalışmaya başladığı tarih, bir yıllık sürenin başlangıcıdır. Tarafların iş ilişkisi kurulması yönünde varmış oldukları ön anlaşma bu süreyi başlatmaz. Yine iş sözleşmesinin imza tarihi yerine, fiilen iş ilişkisinin kurulduğu tarihin, kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yönünden dikkate alınması gerekir. İşçinin çıraklık ilişkisinde geçirdiği süreler de kıdem tazminatına esas alınmayacak, buna karşın deneme süresi kıdemine eklenecektir.
İşçinin en az bir yıllık çalışması aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerinde geçmiş olmalıdır.
Somut olayda davacının 05.12.1994 tarihinde işe girişi bildirilen ve aralıklı olarak çalıştığı 108812 sicil nolu işyerinin davalı işverene ait olmadığı savunulmuş, ancak mahkemece bu işyerinin hangi işverene ait olduğu hususu araştırılmamıştır. Bu işyerinin davalı işverene ya da kapatılan Köy Hizmetleri ya da İl Özel idaresi’ne ait işyeri olmaması durumunda davacının eklenecek derecesi de kademesi de yıllık izin süresi de değişeceğinden bu husus araştırılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalıdır.
2-Kabule göre de:
Taraflar arasında davacının derece kademe tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı hususu tartışmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak 12 yıl 45 gün çalışmasının bulunduğunu, bu çalışmaya karşılık olarak her iki yılda bir derece ve her yıl bir kademe alacağını, davacının eklenmesi gereken derece ve kademesinin 6/12 olduğunu, 2008 yılındaki derecesinin 4 kademesinin 13 olmasına göre yapılacak artışla 2008 yılında 10 derece 25 kademe olacağı, 01.03.2012 tarihinde ise derece ve kademesinin 11/29 olarak tespiti gerektiği belirtilerek zamanaşımı savunması da dikkate alınarak dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için alacak hesabı yapılmıştır. Ancak bu hesaplama tarzı hatalıdır.
Davalı işyerinde yürürlükte bulunan TİS."nin "Kademe İlerlemesi" başlıklı 98. maddesinde en az bir yıl iş sözleşmesi ilişkisi bulunmak, bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmak, bulunduğu derecede ilerleyeceği kademe bulunmak..... şartıyla her yıl Şubat ayı içerisinde işçilere bir kademe ilerlemesi yaptırılacağı ve izleyen Mart ayı başından itibaren uygulanacağı, "Derece Terfi" başlıklı 99. maddesinde ise işçilerin çok dereceli pozisyonlarda, alt derecelerden üst dereceye terfi edebilmeleri için;
a) Bulundukları derecede 2 yıl çalışmış olmaları,
b) Kademe ilerlemesine hak kazanmalarının şart olduğu bildirilmiştir.
İşyerinde uygulanan TİS gereği olarak davacının tam bir yıl çalışmasının karşılığı 1 kademe, 2 yıl çalışmasının karşılığı da 1 derecedir. Davacının mevsimlik işçilikte geçen çalışma süresine göre eklenen derece ve kademe doğrudur. Ancak bilirkişi tarafından düz işçi olan davacının, 2008 yılında yürürlükte olan TİS düzenlemesi gereği pozisyonun üst sınırı olan “8” dereceyi aşarak “10” derece olduğunun tespiti ile hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.