
Esas No: 2020/5914
Karar No: 2022/727
Karar Tarihi: 08.03.2022
Danıştay 9. Daire 2020/5914 Esas 2022/727 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2020/5914 E. , 2022/727 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/5914
Karar No : 2022/727
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Haddecilik San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İzmir ili Aliağa ilçesinde bulunan taşınmazlarının, 6360 sayılı Kanun'a göre köy tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülen Bozköy ve Horozgediği mahallesinde bulunduğu ve 6360 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin 15. fıkrası kapsamında muafiyet kapsamında olduğu ileri sürülerek, ihtirazi kayıtla ödenen, 2019 yılı birinci taksit tutarı olan 202.104,56-TL emlak (arsa) vergisinin yasal faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 22. maddesinde, emlak vergilerine ilişkin muafiyet ve istisna hükümlerine anılan Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle yer verileceği kurala bağlanmış ise de 6360 sayılı Kanun hükümlerinin sonraki kanun ve özel kanun olması itibarıyla önceki tarihli ve emlak vergisi yönünden genel kanun niteliğine haiz 1319 sayılı Kanun hükümleri ile çatışması hâlinde uyuşmazlığın çözümlenmesinde özel ve sonraki tarihli Kanun hükümlerinin esas alınması, yani uyuşmazlığın 6360 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, 6360 sayılı Kanununun Geçici 1. maddesinin 15. fıkrasına göre tüzel kişiliği kaldırılan köyler için beş yıl süre ile emlak vergisi muafiyeti getirildiği hususunun açık olduğu, her ne kadar davalı idare tarafından, davacının anılan Kanunun yürürlüğe girmesinden önce de emlak vergisi mükellefi olduğu ve geçici maddedeki düzenlemenin yeni mükellefleri kapsadığı iddia edilmiş ise de, 6360 sayılı Kanunda mükellefiyet konusunda herhangi bir ayrım yapılmadığından davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmediği, anılan Kanunla tüzel kişiliği kaldırılarak İzmir İli, Aliağa İlçesinin bir mahallesi haline gelen taşınmazlarla ilgili olarak 2017/1 taksidi ile 2014 ve 2015 yılları için aynı nedenle açılan davalarda iptal kararı verildiği ve anılan kararların Bölge İdare Mahkemesince onandığı, dolayısıyla 2019 takvim yılına ilişkin olarak yapılan tahakkuk işleminde de hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı hususu da belirtilerek davanın kabulüne, tahakkukun iptaline, tahsil edilen toplam 202.104,56-TL tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kararın kaldırılmasını gerektiren başka bir neden de bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davanın öncelikle süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, davacının kendi iradesi ile ödemiş olduğu vergiler için faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, 6360 Sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin 15. bendi ile getirilen muafiyetin geçiş hükmü niteliğinde olduğu, halihazırda emlak vergisi mükellefi olmayan ve köy tüzel kişiliğinin kaldırılmasından sonra emlak vergisi mükellefi haline gelecek olanları kapsadığı, davacının 6360 sayılı yasanın yürürlük tarihinden önce de emlak vergisi mükellefiyeti bulunduğu, Emlak Vergisi Kanunun 22. maddesine göre muaflık ve istisna hükümlerinin ancak Emlak Vergisi Kanununda düzenleme yapılmak suretiyle uygulanabileceği, somut olayda Emlak Vergisi Kanununda bir değişiklik yapılmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz isteminde bulunandan … -TL maktu harç alınmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 08/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.