8. Hukuk Dairesi 2014/13170 E. , 2015/1021 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve ... ile ... ve dahili davalı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair .Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 04.07.2012 gün ve 322/307 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ile dahili davalı taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ortak muristen intikal eden 109 ada 130 parselin yaklaşık 30 yıl önce mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda müstakil üç parsel halinde davacılar ve davalı tarafından kullanılmakta iken kadastro çalışmalarında tek bir parsel numarasıyla 1/3"er payı davacılar ve davalı adına tespit ve tapuya tescil edildiğini açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptaliyle taksim sonucu oluşan fiili kullanıma göre ayrı parsel numaralarıyla tesciline karar verilmesini istemiş, 08.06.2012 tarihli keşifte aynı taksime dayanarak 109 ada 130 parsel ile birlikte dahili davalı ... adına kayıtlı 131 parselinde tapusunun iptaliyle fiili kullanıma uygun olarak tescilini istemiştir.
Davalı ... usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemiş, dahili davalı ... ise açılan davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... ve dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu .. sayılı taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda davacılar ve davalı adına muristen intikal ve taksim gereğince paylı olarak tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Dahili davalı ...adına kayıtlı bulunan 109 ada 131 parsel ise, dahili davalının beyanlarına göre kadastro öncesinde 130 parsel ile bütün halinde murise aitken murisin ölümünden sonra kendisi ve davanın tarafları arasında yapılan taksime konu olmuştur. Ne var ki, 109 ada 131 parsele ilişkin usulüne göre harç yatırmak suretiyle açılan bir dava bulunmadığı gibi, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"a göre dahili davalı olarak davada taraf sıfatıyla yer almak da mümkün bulunmamaktadır.
Mahkemece, 131 parsele ilişkin usulüne uygun olarak harç yatırılarak açılan bir dava bulunmadığı dikkate alınarak, dava konusu 130 parsel yönünden taraflara delillerini ibraz etmeleri için süre ve imkan verilip, bildirilmesi halinde taraf tanıkları ile resen
belirlenecek yerel bilirkişilerin 6100 sayılı HMK"nun 243. ve 244. (1086 sayılı HUMK m. 258 ve 259.) 245. maddeleri uyarınca keşif yerine davetiye ile çağrılması, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesine göre 130 parselin zeminde fiilen ne şekilde kullanıldığına ilişkin detaylı beyanlarına başvurulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK"nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilerek, keşfe iştirak edecek teknik bilirkişiden taşınmazdaki fiili kullanımı gösterecek şekilde ayrıntılı ve denetime elverişli rapor temin edildikten sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda dahili davalı... aleyhine de olacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalı ... ile dahili davalı..."un temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde dahili davalıya iadesine ve 2.378,00 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.