
Esas No: 2018/796
Karar No: 2022/1516
Karar Tarihi: 10.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/796 Esas 2022/1516 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/796 E. , 2022/1516 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/796
Karar No : 2022/1516
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : İflas Halinde … Sağlık Yatırımları Holding Anonim Şirketi ( … İflas Dairesi)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin 2008 ve 2010 vergilendirme dönemlerine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; Sağlık Bakanlığı tarafından asıl borçlu şirket olan ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'ne verilen ... ruhsat nolu özel hastahane açılış ruhsatı ile ... tarih ve ... sayılı özel hastahane faaliyet izin belgelerine, ... tarih ve ... sayılı yazı ile haciz konulduğu ve amme alacağının asıl borçlusu şirket, özel hastahane ruhsatının paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edilemediği ortaya konulmadan ve adına yapılan mal varlığı araştırılması tamamlanmadan kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emrini düzenlendiği olayda, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan takip edilen amme alacağının öncelikle takip edilmesi gereken asıl borçlu şirketten ''mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan'' şartı gerçekleşmediğinden, dava konusu ödeme emrinde sebep yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirkettin vergi borçları için, yeterli mal varlığı araştırılması yapıldığı ve mal varlığının bulunmadığı hususunun tespit edildiği, idarelerince yapılan işlemlerin yerinde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu amme alacağının, doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci sıfatına haiz olmayan davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunduğu haliyle, “Ödeme Emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme Emrine İtiraz” başlıklı 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında yedi gün içinde dava açabileceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriği bilgi belgeler ile Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının birilikte incelenmesinden, dava konusu ödeme emri içeriği, 2008-2010 yıllarının muhtelif dönemlerine ait amme alacaklarının, vade tarihlerinin 2010 yılına ilişkin olduğu, asıl borçlu şirketin, ilk defa 10/02/2011 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla, ... 'nun istifasıyla boşalan yönetim kurulu üyeliğine, toplanacak olan ilk Genel Kurul toplantısına kadar ve Genel Kurul'un onayına sunulmak üzere, asıl borçlu şirketin tüzel kişi ortağı davacı şirketi temsilen ... 'ın atanmasına karar verildiği, söz konusu kararın 01/03/2011 tarih ve 7762 sayılı Türk Ticaret Sicil Gazesinde yayımlandığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği dönemlerde davacının kanuni temsilcilik sıfatını haiz bulunmadığı açık olup, davacı şirketin kanuni temsilci olarak görev yapmadığı döneme ait amme alacağının tahsili amacıyla düzelenen dava konusu ödeme emrinin iptaline dair Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
