Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2017/7032
Karar No: 2022/1630
Karar Tarihi: 11.03.2022

Danıştay 8. Daire 2017/7032 Esas 2022/1630 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2017/7032 E.  ,  2022/1630 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2017/7032
    Karar No : 2022/1630


    DAVACI : …
    DAVALI : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    DAVANIN KONUSU :
    2017 - 2018 eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak istemiyle özel okulda okuyan iki çocuğu adına yaptığı başvuru reddedilen davacı tarafından, işlemin dayanağı olan … tarih ve …. sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan … Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin Ek 2. maddesi ile Yönetmelik eki 12 No'lu formun iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    2017 - 2018 eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak amacıyla özel okulda okuyan iki çocuğu adına Ek 12 Nolu formu doldurmak suretiyle yaptığı başvurunun davalı idare tarafından reddedildiği, buna istinaden,
    1- 5580 sayılı Kanunun Ek 1. maddesi uyarınca, Maliye Bakanlığı ile birlikte müstakil ve ayrı bir Yönetmelik çıkarılması gerekirken, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'ne eklenen madde ile düzenleme yapıldığı,
    2- Ek 2. maddenin 3. fıkrasında desteğin, Yönetmeliğe ekli 12 nolu form esas alınarak tespit edileceğinin belirtildiği, oysa 12 nolu formun Kanuna aykırı kriterler ve puanlama sistemi içerdiği,
    3- 12 Nolu formun 4. maddesinde, "vazife başında vefat etmiş MEB personeli çocuğuna" 70 ek puan verilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu,
    4- Yönetmelik hükmü ve formda, değerlendirme kriterlerinin objektif tanımlanmayıp; değerlendirmeye esas belgelerin ayrıntılı olarak sayılmadığı,
    5- 12 Nolu formda birden fazla çocuğunu özel okulda okutanların durumlarının birlikte değil her çocuk için ayrı ayrı değerlendirildiği ve iki kardeşin aile bütçesine mali yükünün hesaplanmadığı,
    6- Ek 2. maddenin 14. fıkrasında, bilgi ve belgelerin incelenmesi için Ocak ayına kadar süre verilmesinin hak kaybına neden olacağı,
    7- İbraz edilen belgelerin ve gelir beyanlarının doğruluğunun kontrol ve denetiminin etkin şekilde düzenlenmediği,
    belirtilerek dava konusu düzenlemelerin Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine ve 5580 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesine aykırılık teşkil ettiği ve iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.


    DAVALI İDARENİN SAVUNMASI :
    Davacının tercih ettiği okula eğitim öğretim desteği kapsamında en son yerleşen öğrencinin puanının 390, davacının çocuğunun puanının ise 120 olduğu, diğer çocuğunun ise puanı 219,5806 iken son yerleşen öğrencinin puanının 507,245 olduğu, 5580 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinde yer alan hükümlerde geçen ''..eğitim öğretim desteği verilebilir.'', ''..yararlandırılabilir.'' ifadelerinden kanunkoyucunun Bakanlığa geniş bir yetki alanı bıraktığının anlaşıldığı, dava konusu Yönetmelik hükmünün Maliye Bakanlığı ve Sayıştay görüşleri alınarak hazırlandığı ve Kanunda müstakil, ayrı bir Yönetmelik hazırlanmasına dair bir hükmün yer almadığı, vazife başında vefat eden Bakanlık personeli çocuğu kriterinin Anayasanın 10. maddesi uyarınca pozitif ayrımcılık niteliğinde olduğu ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmediği belirtilerek, dava konusu düzenlemelerde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : …
    DÜŞÜNCESİ : Dava; 2017-2018 Eğitim ve Öğretim Desteğinden yararlandırılmak istemiyle özel okulda okuyan iki çocuğu adına yaptığı başvuru reddedilen davacı tarafından, işlemin dayanağı olan MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Kanunun Ek-1 inci maddesi kapsamında eğitim ve öğretim desteği" başlıklı Ek 2. Maddesi ile Yönetmelik eki 12 No'lu formun iptali istemiyle açılmıştır.
    Anayasanın 10. maddesinin 1. fıkrasında “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”, 5. fıkrasında “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.“, 42. maddesinin 1. fıkrasında “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.”, 5. fıkrasında “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.”, 6. fıkrasında “Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.”, 7. fıkrasında “Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar.“ hükmüne yer verilmiştir.
    5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun Ek 1. maddesinin 2. fıkrasında, “Bu Kanun kapsamında örgün eğitim yapan özel ilkokul, özel ortaokul ve özel liselerde öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenciler için, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre her kademede okulun öğrenim süresini aşmamak üzere, eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Bu fıkra kapsamındaki eğitim ve öğretim desteğinden özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim alanlar da, 48-66 ay arasında olmak şartıyla en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince yararlandırılabilir,”; 3. fıkrasında, “Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her hâlükârda derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilir. Eğitim ve öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken belirlenir.”; 4. fıkrasında, “Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    23.10.2012 tarih ve 28450 sayılı R.G.’de yayımlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ne 5.7.2014 tarih ve 29051 sayılı R.G.'de yayımlanan Yönetmelik ile eklenen Ek 2. Maddesinde,
    "(1) Kanunun Ek-1 inci maddesine göre her yıl Temmuz ayında Maliye Bakanlığı ile müştereken hazırlanacak olan tebliğde illere göre belirlenen sayıdaki öğrenciler için (Ek-10) de yer alan okul türleri ve gruplarına göre eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Tebliğde; her bir öğrenci için verilebilecek eğitim öğretim desteği tutarı resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak belirlenir.
    (2) Eğitim ve öğretim desteği, okul öncesi eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden yaşları 48-66 ay arasında olmak üzere en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince, diğer okullarda ise okulun öğretim süresi kadar verilir. Nakil yoluyla gelen öğrenciler için ise eğitim ve öğretim desteği süresi okulun kalan öğretim süresinden fazla olamaz.
    (3) (Değişik:RG-23/7/2015-29423) Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak isteyen okullar ve öğrenciler Ağustos ayı içerisinde MEBBİS ve e-Okul üzerinde oluşturulan modül üzerinden müracaat ederler. Eğitim ve öğretim desteği verilecek asil öğrenciler, Eylül ayı içerisinde Ek-12’ye göre tespit edilir. Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanacak okullar ve öğrenciler Genel Müdürlük internet sayfasında duyurulur.
    (4) (Değişik:RG-23/7/2015-29423) Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanacak öğrenciler, e-Okulda oluşturulan modül üzerinden tercihlerine uygun okula yerleştirilir. Eğitim ve öğretim desteği kapsamında destekten faydalanan öğrenciler, Eylül ayı içerisinde başka bir okula nakil olmaları hâlinde eğitim ve öğretim desteği hakkını kaybederler.
    (5) (Değişik:RG-23/7/2015-29423) Öğrencinin, eğitim ve öğretim desteğinden yararlanabilmesi için, Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama E-Kılavuzunda belirtilen başvuru ve yerleştirme takvimine göre Eylül ayı içerisinde okula kaydının veya naklinin yapılmış olması gerekir. İle ayrılan eğitim ve öğretim desteği alacak öğrenci sayısının tamamının kullanılmaması durumunda Genel Müdürlük iller arasında kontenjan dağılımını düzenleyebilir.
    (6) Eğitim ve öğretim desteği verilecek öğrencinin uzun süreli tedavi gördüğünü sağlık raporu ile belgelendirenler hariç olmak üzere bulundukları sınıfta sınıf tekrarı yapmamış olması gerekir.
    (7) (Değişik:RG-23/7/2015-29423) Bu Yönetmeliğin Ek-1 inci maddesi kapsamında eğitim ve öğretim desteği verilen (Değişik ibare:RG-13/1/2017-29947) öğrenciler ve ücretsiz veya kurumun ilan ettiği yıllık ücretin %51’i ve fazlası oranında burslu okutulan öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği verilmez.
    (8) Tespit edilen okulların dersliklerine göre eğitim ve öğretim desteği verilebilecek öğrenci sayıları, okulun (Değişik ibare:RG-12/4/2016-29682) yerleştirme tarihlerinde dersliklerinde kayıtlı olan öğrenci sayıları esas alınarak belirlenir.

    (9) (Değişik:RG-23/7/2015-29423) Ek-12’deki forma göre yapılacak değerlendirmede eşitlik olması durumunda, öncelikle bir önceki yılın yılsonu başarı puanı yüksek olan, eşitliğin bozulmaması durumunda özürsüz devamsızlığı az olan yerleştirilir. Eşitliğin yine bozulmaması halinde ise yaşı küçük olan öğrenci yerleştirilir.
    (10) Söz konusu eğitim ve öğretim desteğini sunan ve yararlananlardan gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet verenler hakkında Kanunun Ek-1 inci maddesi hükümleri uygulanır.
    (11) Bir eğitim ve öğretim yılı için verilecek eğitim ve öğretim desteğinin % 35’i Kasım, % 35’i Şubat ve % 30’u da Haziran aylarında okula ödenir.
    (12) (Ek:RG-23/7/2015-29423) Eğitim ve öğretim desteği kapsamında inceleme soruşturma geçirip ikinci kez ceza alan özel öğretim kurumları bir yıl süreyle eğitim ve öğretim desteği kapsamı dışında tutulur.
    (13) (Ek:RG-12/4/2016-29682) 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun veyahut Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun yetki alanına giren suç veya suçlardan dolayı haklarında adlî veyahut idarî soruşturma bulunan kurumlar eğitim ve öğretim desteği kapsamına alınmaz.
    (14) (Ek:RG-20/6/2017- 30102) Bu madde kapsamında eğitim ve öğretim hizmetini sunan ve eğitim ve öğretim desteğinden ilk defa yararlananlara ilişkin bilgi ve belgeler ocak ayına kadar il/ilçe millî eğitim müdürlüğünce görevlendirilen maarif müfettişi/şube müdürü veya uygun görülen başka personel tarafından incelenir. Söz konusu bilgi ve belgelerde gerçeğe aykırılığın tespiti hâlinde onuncu fıkra hükmü uygulanmak üzere Bakanlığa bildirilir." hükmü getirilmiştir.
    Davacı, yukarıdaki maddenin iptalini isterken şu iddialara dayanmıştır:
    1- "5580 sayılı Yasanın Ek 1. Maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı ile birlikte müstakil bir Yönetmelikle düzenlenmesi gerektiği" iddiası;
    Her ne kadar bahsi geçen Yönetmelik MEB tarafından hazırlanmış ise de; dava konusu Ek 2. Maddenin eklenmesi aşamasında dosyadaki yazışmalardan, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay'ın görüşüne başvurulduğu anlaşılmakta olup; söz konusu Yönetmeliğin Geçici 3. Maddesinde Eğitim ve Öğretim Desteğine ilişkin tebliğin MEB ve Maliye Bakanlığınca müştereken hazırlanacağı; 72. son maddesinde de, eğitim ve öğretim desteğine ilişkin maddelerin her iki Bakanlıkça birlikte yürütüleceği belirtilmiş olup; düzenlemenin bu şekilde yapılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
    2-"Ek 2. Maddenin 3. Fıkrasınında desteğin, Yönetmeliğe ekli 12 nolu form esas alınarak tespit edileceğini belirtildiği, oysa 12 nolu formun ise Kanuna aykırı kriterler ve puanlama sistemi içerdiği" iddiası,
    3- "12 Nolu formun 4. maddesinde; "vazife başında vefat etmiş MEB personeli çocuğuna" 70 ek puan verilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu" iddiası,
    4- "Yönetmelik hükmü ve formda, değerlendirme kriterlerinin objektif tanımlanmayıp; değerlendirmeye esas belgelerin ayrıntılı olarak sayılmadığı" iddiası,
    5- "12 Nolu formda birden fazla çocuğunu özel okulda okutanların durumlarının bağlantılı olarak değerlendirilmediği" iddiası,
    6- "Ek 2. maddenin 14. fıkrasında, bilgi ve belgelerin incelenmesinin Ocak ayına kadar süre verilmesinde hak kaybının olacağı" iddiası;

    Bahse konu süre; uzun da olsa gerçeğe aykırı belge verenlerin desteği iptal edilerek puan sıralamasına göre kontenjan yetersizliği nedeniyle alamayan sıradaki öğrenciye verilebileceğinden; bu kısımda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    7- "İbraz edilen belgelerin kontrol ve denetimi sürecinin etkin şekilde düzenlenmediği" iddiası,
    Yukarıdaki iddialar; Yönetmeliğin Ek 2. Maddesinin 3 ve 14 nolu fıkraları ile Ek 12 No'lu forma yönelik olduğundan; inceleme bu kısımlara yönelik yapılmıştır.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 07.12.1976 tarihli Kjelden, Busk Madsen ve Pedersen v. Danimarka kararında eğitim hakkının kapsamını “belirli bir zaman zarfında mevcut olan eğitim kurumlarına erişim hakkı”, “bu kişilerin tamamlamış oldukları eğitimlerin resmi olarak tanınması”, ve “alınan eğitimden fayda sağlama imkanı” olarak belirlemiştir.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin anılan içtihadı, Anayasada sosyal devlet ilkesinin benimsenmesi ve zorunlu eğitimin düzenlenmesi dikkate alındığında eğitim hakkının, sadece bir negatif statü hakkı değil, Devlete o alanda kamu hizmeti sunma zorunluluğu getiren bir niteliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır.
    Kamu hizmetlerini yürütmekle görevli olan idareye bu görevini gereği gibi yerine getirebilmesi için belli bir hareket serbestisi olarak tanınan takdir yetkisi idarenin hukuka bağlılığının bir istisnasını teşkil etmemektedir. Başka bir ifade ile idareye sınırsız bir serbesti tanınması şeklindeki bir yaklaşım hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacaktır. Dolayısıyla takdir yetkisinin hukuk devletine bağlı bir idarenin keyfilikten uzak bir şekilde hukuk kuralları içindeki hareket özgürlüğü olarak anlaşılması gerekmektedir.
    Eğitim hizmeti, en önemli kamu hizmetlerinden biri olmakla birlikte, organizasyonu karmaşık ve yürütülmesi pahalı bir faaliyet olması nedeniyle devletin, bireylerin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılama kapasitesi mali kaynaklarla sınırlı olup, bu durum idarenin bu alandaki düzenleme yetkisine ilişkin takdir aralığını genişletmekle birlikte, öğrencilere çeşitli fırsat ve imkanların tanınmasına yönelik tasarruflarının, eğitim hakkı kapsamında kabul edileceği ve buna ilişkin sahip olduğu takdir yetkisini somut kriterler belirlemek suretiyle hakkaniyete ve fırsat eşitliğine göre kullanması gerektiği açıktır.
    Bu bağlamda, öğrencilere, öğrenimlerini özel okulda devam ettirebilmeleri adına eğitim ve öğretim desteği verilmesinin eğitim hakkı kapsamında değerlendirileceği, Devletin mali kaynaklarındaki sınırlılık nedeniyle tüm öğrencilerin bu destekten faydalanmasına imkan olmadığı açık olmakla birlikte, kamu kaynaklarından sağlanan bu destekten faydalanacak öğrencilerin somut kriterler çerçevesinde belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
    Bahse konu Yönetmeliğin Ek 2. maddesinde, öğrenciyle ilgili istenen belgelerin ve özellikle de gelir durumunu tespit eden belgelerin ayrıntılı düzenlenmemesi nedeniyle; uyuşmazlık döneminde yayınlanan Kılavuzda, vergi dairesi, muhasebe birimi, ilgili kişi, kurum ve kuruluşlardan alınacak belge yeterli görülmüş ancak, çeşitli meslek gruplarında farklı zaman ve şekilde yapılan diğer ödemelerin bildirilmediği, bu şekilde haksızlıklar yaşandığı yolundaki şikayetler ve Sayıştayın bu hususta düzenlemiş olduğu rapor da dikkate alınarak; 2018-2019 Eğitim ve Öğretim Desteği Kılavuzunda, "kira geliri, nafaka, bilirkişi ücreti, görev tazminatı, döner sermaye, ek ders ücreti gibi ek ödemeler ve diğer gelirlerin" de aylık toplam gelire dahil edilerek bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

    Dolayısıyla sonraki yıl Kılavuza eklenen bu hususların ve birden fazla çocuğu özel okulda okuyanların değerlendirme kriterlerinin; Ek 2. Maddenin dava konusu edilen 3. Fıkrasında ve 12 Nolu formda ayrıntılı olarak düzenlenmesi ve yine kontrol mekanizmasının da etkin bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
    Bahse konu formda "vazife başında vefat etmiş MEB personeli çocuğuna" 70 ek puan verilmesine gelince;
    Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5580 sayılı yasaya eklenen Ek 1. maddenin gerekçesinde sosyal devlet ilkesi gereği başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencilerin nitelikli eğitim almalarının amaçlandığı ve desteğin nesnel ölçütlere göre verilmesinin öngörüldüğü belirtilmiştir.
    Nitekim Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 11/05/1980 tarihinde kabul edilen İdari Takdir Yetkisinin Kullanılmasına İlişkin R(80)2 Sayılı Tavsiye Kararına Ek Takdir Yetkisinin Kullanılmasında Uygulanacak Temel İlkeler bölümünde, “Takdir yetkisini kullanan bir idari makam; (1) Yetkinin veriliş amacından başka amaç güdemez. (2) Yalnızca olaya ilişkin öğeleri hesaba katarak nesnelliğe ve tarafsızlığa uyar. (3) Hakkaniyete uymayan ayırımcılığı önleyerek yasa önünde eşitlik ilkesini gözetir. (4) İşlemin amacıyla, kişilerin hakları, özgürlükleri veya menfaatleri üzerindeki olumsuz etkileri arasında uygun bir denge sağlar.” ifadelerine yer verilmiştir
    Dolayısıyla idarenin eşitlik ilkesini gözetmesi, idari bir işlem olarak eğitim ve öğretim desteğinin amacıyla, bu destekten istifade etmeye hak kazananların menfaatleri üzerindeki olumsuz etkileri arasında uygun bir denge sağlaması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda; bahse konu ayrıcalığın, gerekçelendirilmesi gerekirken; davalı idarece bu hususta hukuken kabul edilebilir bir gerekçe ortaya konulmadığı görülmekte olup; görevi başında yaşamını yitiren diğer kamu personeli çocukları ve diğer çocuklar açısından olumsuz bir durum yaratacağı açık, eşitlik ilkesine aykırı olan bu düzenlemede de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin Ek 2. maddesinin 3. fıkrası ile Yönetmelik Eki 12 No'lu formun iptali, aynı maddenin 14. fıkrası yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ SÜREÇ :
    Dava; 2017 - 2018 eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak istemiyle özel okulda okuyan iki çocuğu adına yaptığı başvuru reddedilen davacı tarafından, işlemin dayanağı 20.03.2012 tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin Ek 2. maddesi ile Yönetmelik eki 12 No'lu formun iptali istemiyle açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    İlgili Mevzuat:
    5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun Ek 1. maddesinde, "Bu Kanun kapsamında örgün eğitim yapan özel ilkokul, özel ortaokul ve özel liselerde öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenciler için, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre her kademede okulun öğrenim süresini aşmamak üzere, eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Bu fıkra kapsamındaki eğitim ve öğretim desteğinden özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim alanlar da, 48-66 ay arasında olmak şartıyla en fazla bir eğitim öğretim yılı süresince yararlandırılabilir.
    Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her hâlükârda derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilir. Eğitim ve öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken belirlenir.
    Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilir.
    Söz konusu eğitim öğretim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi, yapılacak tebligatla sebebiyet verenlerden istenir. Bu süre içinde ödenmemesi hâlinde bu tutarlar, anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir. Bu fiillerin tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.
    ...
    Bu madde kapsamında Bakanlıkta istihdam edileceklerde aranacak şartlar, eğitim ve öğretim desteğinin verilmesine ilişkin ölçütler, desteğin verileceği eğitim kurumu türleri, eğitim kademeleri ve kurumlar itibarıyla verilecek destek tutarları, eğitim ve öğretim desteğinin kontrol ve denetimi ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.
    20/03/2012 tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin Ek 2. maddesinde, "1) Kanunun Ek-1 inci maddesine göre her yıl Temmuz ayında Maliye Bakanlığı ile müştereken hazırlanacak olan tebliğde illere göre belirlenen sayıdaki öğrenciler için (Ek-10) de yer alan okul türleri ve gruplarına göre eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Tebliğde; her bir öğrenci için verilebilecek eğitim öğretim desteği tutarı resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak belirlenir. (2) Eğitim ve öğretim desteği, okul öncesi eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden yaşları 48-66 ay arasında olmak üzere en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince, diğer okullarda ise okulun öğretim süresi kadar verilir. Nakil yoluyla gelen öğrenciler için ise eğitim ve öğretim desteği süresi okulun kalan öğretim süresinden fazla olamaz. (3) Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak isteyen okullar ve öğrenciler Ağustos ayı içerisinde, MEBBİS ve e-Okul üzerinde oluşturulan modül üzerinden müracaat ederler. Eğitim ve öğretim desteği verilecek asil öğrenciler, Eylül ayı içerisinde Ek-12’ye göre tespit edilir. Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanacak okullar ve öğrenciler Genel Müdürlük internet sayfasında duyurulur. (4) Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanacak öğrenciler, e-Okulda oluşturulan modül üzerinden tercihlerine uygun okula yerleştirilir. Eğitim ve öğretim desteği kapsamında destekten faydalanan öğrenciler, Eylül ayı içerisinde başka bir okula nakil olmaları hâlinde eğitim ve öğretim desteği hakkını kaybederler." ...(14) Bu madde kapsamında eğitim ve öğretim hizmetini sunan ve eğitim ve öğretim desteğinden ilk defa yararlananlara ilişkin bilgi ve belgeler ocak ayına kadar il/ilçe millî eğitim müdürlüğünce görevlendirilen maarif müfettişi/şube müdürü veya uygun görülen başka personel tarafından incelenir. Söz konusu bilgi ve belgelerde gerçeğe aykırılığın tespiti hâlinde onuncu fıkra hükmü uygulanmak üzere Bakanlığa bildirilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Ayrıca aynı Yönetmeliğin 72. maddesinde, "Bu Yönetmeliğin ek 1 inci maddesi ile geçici 3 üncü maddesi Millî Eğitim Bakanı ile Hazine ve Maliye Bakanı tarafından, diğer hükümleri Millî Eğitim Bakanı tarafından yürütülür." hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Yönetmeliğin Ek 2. Maddesinin İncelenmesi:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır. Anayasanın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.
    Kanun koyucu tarafından idareye tanınan düzenleme yetkisinin başta kamu yararı olmak üzere hizmet gereklerine, hukuk devleti, hukuk güvenliği ve kazanılmış haklara riayet ilkelerine uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
    Kamu yararı kavramı, tüm devlet organlarının işlem ve eylemlerinin genel nitelikteki amacını ve aynı zamanda nedenini oluşturmakta, çeşitli hak ve özgürlükler açısından bir sınırlama nedeni niteliği de taşımakta olup bu kavram genel bir ifadeyle bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yararı ifade etmektedir.
    Bakılan uyuşmazlıkta, davacı tarafından, 5580 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı ile birlikte müstakil ve ayrı bir Yönetmelik çıkarılması gerekirken, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'ne eklenen madde ile Milli Eğitim Bakanlığı'nca düzenleme yapıldığı ileri sürülmekte ise de; Kanun'da ayrı bir Yönetmelik çıkarılmasına dair emredici bir hüküm bulunmadığı görülmekte olup, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sayıştay'ın uygun görüşü üzerine Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılan dava konusu düzenlemede yetki ve şekil yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Davacının diğer iddiaları, Yönetmeliğin Ek 2. maddesinin 3. ve 14. fıkralarına yönelik olduğundan, inceleme bu kısımlara yönelik olarak yapılmıştır.
    Yönetmeliğin Ek 2. maddesinin 3. fıkrası yönünden;
    5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun Ek 1. maddesinde, eğitim ve öğretim desteğinin verilmesine ilişkin ölçütlerin, desteğin verileceği eğitim kurumu türleri ile öğrenci sayısının, eğitim kademeleri ve kurumlar itibarıyla verilecek destek tutarlarının, eğitim ve öğretim desteğinin kontrol ve denetimi ile maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelik ile belirleneceği kuralına yer verilmiştir.

    Dava konusu Yönetmelik hükmünde ise, eğitim öğretim desteğinden yararlanmak isteyen okul ve öğrencilerin başvurularının alınmasına, başvurular üzerine eğitim öğretim desteğinden yararlandırılacak okul ve öğrencilerin tespit edilmesine ve duyurulmasına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Eğitim hizmeti, en önemli kamu hizmetlerinden biri olmakla birlikte, organizasyonu karmaşık ve yürütülmesi pahalı bir faaliyet olması nedeniyle devletin, bireylerin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılama kapasitesi mali kaynaklarla sınırlı olup, bu durum idarenin bu alandaki düzenleme yetkisine ilişkin takdir aralığını genişletmekle birlikte, öğrencilere ve eğitim kurumlarına çeşitli fırsat ve imkanların tanınmasına yönelik tasarruflarının, eğitim hakkı kapsamında kabul edileceği ve buna ilişkin sahip olduğu takdir yetkisini somut kriterler belirlemek suretiyle hakkaniyete ve fırsat eşitliğine göre kullanması gerektiği açıktır.
    Bu bağlamda, öğrencilere, öğrenimlerini özel okulda devam ettirebilmeleri adına eğitim ve öğretim desteği verilmesinin eğitim hakkı kapsamında değerlendirileceği, devletin mali kaynaklarındaki sınırlılık nedeniyle tüm öğrencilerin ve okulların bu destekten faydalanmasına imkan olmadığı açık olmakla birlikte, kamu kaynaklarından sağlanan bu destekten faydalanacak öğrencilerin ve okulların somut kriterler çerçevesinde belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
    Bu durumda, eğitim ve öğretim desteğinden faydalanmak isteyen okul ve öğrencilerin başvurularının alınmasına, belirli kriterler esas alınarak hesaplanacak olan puanlamaya istinaden eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmaya hak kazanan okul ve öğrencilerin tespit edilmesine ve duyurulmasına yönelik olarak, 5580 sayılı Kanunun Ek 1. maddesi uyarınca düzenlenen dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka, mevzuata, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
    Yönetmeliğin Ek 2. maddesinin 14. fıkrası yönünden;
    5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun Ek 1. maddesinin 4. fıkrasında, eğitim öğretim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda, bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte ödenmesinin sebebiyet verenlerden isteneceği hüküm altına alınmıştır.
    Dava konusu Yönetmelik hükmünde ise, eğitim ve öğretim hizmetini sunan ve eğitim ve öğretim desteğinden ilk defa yararlananlara ilişkin bilgi ve belgelerin Ocak ayına kadar inceleneceği düzenlenmiştir.
    Her ne kadar davacı tarafından, bilgi ve belgelerin incelenmesi için Ocak ayına kadar süre verilmesinin hak kaybına neden olacağı ileri sürülmekte ise de, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca gerçek dışı beyanda bulunanların desteğinin iptal edilmesiyle oluşan kontenjan boşluğunun, yedek sıralamada yer alan öğrencilere bu desteğin verilmesi suretiyle doldurulabileceği ve hak kaybının bu şekilde önlenebileceği açık olduğundan, dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmelik Eki 12 No'lu Formun İncelenmesi:
    Anayasanın 10. maddesinin 1. fıkrasında, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”, 3. fıkrasında, ''Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.'', 5. fıkrasında, “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.“, 42. maddesinin 1. fıkrasında, “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.”, 5. fıkrasında, “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.”, 6. fıkrasında, “Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.”, 7. fıkrasında, “Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar.“ hükümlerine yer verilmiştir.
    Eğitim ve öğretim desteğinin; öğrencinin başarı durumu, ailesinin gelir düzeyi, ailede öğrenim gören çocuk sayısı, vazife başında vefat etmiş MEB personeli çocuğu gibi puanlama kriterleri esas alınarak tespit edilmesine yönelik olarak düzenlenen ve destekten faydalanmak isteyenlere bu desteğin pozitif ayrımcılık ilkesi de göz önünde bulundurulmak suretiyle eşit ve adil bir şekilde sunulması amacıyla düzenlendiği anlaşılan dava konusu Yönetmelik eki formda, 5580 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesine, hukuka, kamu yararı ve eşitlik ilkelerine aykırılık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 20.03.2012 tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin Ek 2. maddesi yönünden DAVANIN REDDİNE,
    2. Yönetmelik eki 12 No'lu form yönünden DAVANIN REDDİNE,
    3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
    6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere,
    11/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY :

    (X)- 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun Ek 1. maddesinin son fıkrasında, ''..eğitim ve öğretim desteğinin verilmesine ilişkin ölçütler, desteğin verileceği eğitim kurumu türleri, eğitim kademeleri ve kurumlar itibarıyla verilecek destek tutarları, eğitim ve öğretim desteğinin kontrol ve denetimi ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir." kuralı yer almaktadır.
    Yukarıda yer verilen kural uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanması gereken dava konusu Yönetmelik hükmünün, Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan görüş alınmak suretiyle müstakilen Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanmasında yetki ve şekil yönünden hukuki isabet görülmediğinden, aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi