
Esas No: 2018/611
Karar No: 2018/2026
Karar Tarihi: 08.02.2018
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/611 Esas 2018/2026 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 18/03/2015 tarih 75014829/103.02/5677 sayılı olumlu Yetki Tespitine ilişkin yazısının müvekkil şirkete 23/03/2015 tarihinde tebliğ edildiğini Yetki tespitine ilişkin yazıda davalılardan Tekstil İşçileri Sendikasının müvekkil şirkette toplu iş sözleşmesi yapmak için başvuruda bulunduğu ve yapılan incelemede söz konusu sendikanın yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiğinin belirtildiğini, yetki tespiti belgesinin şirket kayıtlarına ve hukuki duruma uygun olmadığını, müvekkil şirketin bağlı olduğu iş kolu tespitinin yapılmadan ve davalı sendikanın yetkili olduğu iş kolu ile müvekkil şirketin bağlı olduğu iş kolunun aynı olup olmadığı tespit edilmeden davalı Bakanlıkça yetki tespiti yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, iş kolunun belirlenmesi ve davalı sendikanın müvekkil şirketin bağlı olduğu iş kolunda ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerektiğini, bu nedenle ilk önce itirazın değerlendirilerek bekletici mesele yapılmasını, bu inceleme yapıldıktan sonra yetki tespitine ilişkin itirazlarının değerlendirilmesini, müvekkili şirketin sentetik dokuma, un ve nakliye işlerini aynı çatı altında ifa ettiğini, sentetik dokuma için hammaddenin İzmir"den nakliye ile getirtildiğini, ürünlerin yine ağırlıklı olarak ... ve ... bölgelerine nakliye edilmek suretiyle pazarlandığını 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 41/1 maddesi gereğince,"" kurulu bulunduğu iş kolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek iş yerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması halinde bu iş yeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu, 43. Madde de ise, kendilerine 42. Madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikalarının ve sendika üyesi olmayan işveren taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 6 iş günü içinde mahkemeye yapabileceğini ve itirazın karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durduracağını, 4. Maddeye göre nakliye çalışanlarının da asıl iş kolu olan tekstil çalışanlarına ilave edilmesi gerektiğini, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de asıl işin girdiği iş kolundan sayılacağını, yetki tespiti belgesinde 61 işçinin davalı sendikaya üye olduğunu toplam işçi sayısının ise 105 olduğunun belirtildiğini toplam işçi sayısının 105 olarak belirtilmesinin müvekkili şirketin iş yeri kayıtlarına SGK kayıtlarına ve fiili duruma uygun olmadığını, davalı sendikanın bulunduğu iş kolunda çalışan tüm işçilerin %1 ini üye olarak çatısı altında toplayıp toplamadığının taraflarınca bilinmediğini ancak müvekkili şirketin alanı içerisinde sentetik dokuma fabrikasında 105, nakliye işlerinde 17,un imalatında 36 işçinin çalıştığını, toplamda 158 kişinin çalıştığını, yasanın 41/1 maddesi gereğince, bu sayının çalışan işçilerin yarıdan bir fazlasının 79 işçiye tekabül ettiğini %40"nın ise 63,2 ye tekabül ettiğini, %40 ve %50 oranlarının tüm çalışan işçilerin dikkate alındığında davalı sendika tarafından sağlanamadığını, un fabrikasında ayrı bir iş kolu olduğu kabul edilse dahi asıl iş olan sentetik dokuma fabrikasında 105, yardımcı iş olan nakliye işinde 17, olmak üzere toplam 122 işçi çalıştığını, bu işçilerin %50 sinin 61 olduğunu, yasanın 41/1 maddesi gereğince, aranan sayısının ise yarısından bir fazlası olan 62 olduğunu ancak yetki belgesinde 61 kişinin sendikalı olarak göründüğünü, sendika üyeliğinin ne şekilde sağlandığının taraflarınca bilinmediğini, müracaatların bizzat kendileri tarafından mı yoksa baskı ile mi yapıldığının bilinmediğini, dilekçesinin kabulü ile, davalı sendikaya T.C. Çalışma ve Sosyal Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 18/03/2015 tarih 75014829/103.02/5677 sayılı verilen yetki tespitinin iptaline karar verilmesini tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 42. Maddesi uyarınca Bakanlıklarınca yapılan yetki tespit başvuruları yine aynı kanunun 41. maddesinin yedinci fıkrası gereğince, Bakanlığa gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerinin birlikte değerlendirilmesiyle sonuçlandırıldığını, Tekstil Sendikası tarafından Birsan Birlik Gıda San ve Tic A.Ş "nin işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki tespiti bulunulması üzerine Bakanlıklarınca yapılan inceleme sonucunda, 16/03/2015 başvuru tarihi itibariyle iş yerinde 105 işçinin çalıştığı 61 işçinin sendikaya üye olduğunun tespit edildiğini, itiraz dilekçesinde adı geçen şirkete ait iş yerleri ile ilgili iş kolu tespitinin yapılmadan yetki tespitinin yapıldığı iddia edilmekte ise de İş kolu Yönetmeliğinin 4. Maddesinde bir iş yerinin hangi iş kolunda girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde ilgililerin başvurusu üzerine iş kolunun o iş yerinde yürütülen işin niteliğine göre T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirleneceğini, Bakanlığın tespit ile ilgili kararını Resmi Gazete de yayımlanacağını, bu tespitlere karşı ilgililerin 6356 sayılı kanunun 5. Maddesine göre kararın yayım tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açılabileceğini ancak yönetmelik ve kanun gereği kendilerine bir başvuru yapılmadığını, yine dava dilekçesinde Nakliye iş yerinin ve un fabrikasının yetki tespitinde dikkate alınması gerektiğinin iddia edildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında nakliye iş yerinin iş yeri mahiyetinin "" Ev ve iş yerinde taşımacılık"" olarak bildirilmesi üzerine iş kolları yönetmeliğinin 15 sıra numaralı taşımacılık iş kolunda, un fabrikası iş yerinin mahiyetinin un imalatı olarak bildirilmesi üzerine gıda iş kolunda tescil edilmesi nedeniyle bu iş yerlerinin yetki tespiti kapsamına dahil edilmediğini, ayrıca tekstil sendikasının kurulu bulunduğu iş kolunda %1 oranını sağlayıp sağlamadığının bilinmediğinin belirtildiğini ancak 6356 sayılı yasanın 41. Maddesinin 5. Fıkrası gereğince her bir iş kolundaki toplam işçi sayısı ile iş kollarındaki sendikaların üye sayılarına ilişkin Bakanlıklarınca 24/01/2015 tarih 29246 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2015 Ocak ayı istatistiğinde anılan sendikanın %1 barajını aşması nedeniyle başvurusunun karşılandığını, açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sendika vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, 6356 sayılı yasanın 79. Maddesinde " .... Yedinci ila onbirinci bölümlerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar için görevli makamın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir." denildiğini ve görevli makam olan Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün bağlı olduğu ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaların kötü niyetli, yetki sürecini uzatmaya dönük ve davanın reddini gerektirir biçimde hukuka aykırı olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere 6356 sayılı yeni sendikalar yasasından haberdar olmasına rağmen, eski yasadan kaynaklanan iş kolu itirazının yetki sürecini durduracağına ilişkin iddiasıyla yetki sürecini kötü niyetle uzatma amacını açıkça ortaya koyduğunu, 6356 sayılı yasanın 5. maddesinin 2. fıkrasında "Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz." denilerek yetki süreçlerinin işkolu tespiti ile ayrıştırılarak, yetki sürecinin uzaması engellenmeye çalışıldığını, davacı yanın iş sentetik dokuma işinde çalışan işçi sayılarına bir itirazının olmadığını, un üretimi ve nakliye işlerini yapan işçilerin bu hesaba katılması iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, un üretimi ile sentetik dokuma iş yerlerinin Sendikalar Yasası kapsamında bir işletme oluşturmasının da hukuken olanaklı olmadığını, nakliye işine ilişkin iddiaların da bu doğrultuda olduğunu, bu iddiaların tümünün soyut ve kötü niyetli olduğunu,6356 sayılı yasanın 43/3 maddesinin ilk cümlesinde " itiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması halinde itiraz incelenmeksizin reddedilir"" biçiminde bulunduğunu, yine 42/2 maddenin ikinci cümlesinde de sayılara ve sürelere ilişkin itirazların 6 iş günü içinde kesin olarak karara bağlanması gerektiğinin düzenlendiğini, her iki hükmün de uygulamada sürecin yetki tespitine itiraz ile işverenlerce kötü niyetli biçimde uzatılmasının işçileri sendikasızlaştırma için itiraz davasının silah olarak kullanılmasının sonucunda ortaya çıkan bir gerekliliğin eseri olduğunu, bu nedenle davanın acil olarak ele alınarak, değinilen yasa maddesi uyarınca ve dilekçe ekinde sunulan Bursa 5. İş Mahkemesinin 2013/451 E. 2013/849 K. Sayılı kararı ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin aynı karara ilişkin onama kararından da görüleceği üzere incelenmeksizin derhal reddedilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, görevden ötürü saptanacak nedenlere bağlı olarak haksız, dayanaksız, kötü niyetli açıkça yetki sürecini uzatmaya yönelik hukuki yarardan yoksun davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince başvuru tarihi itibariyle işyerinde 105 işçi çalıştığı 61’inin davalı sendika üyesi olduğu, bunlara ilişki somut bir itirazın olmadığı ve aksinin ispat edilemediği, davalı sendikanın işkolu barajını sağladığının 2015 Ocak ayı istatistiği ile sabit olduğu, davalı sendikanın başvuru tarihi itibariyle davacı işyerinde yasanın aradığı yarıdan bir fazla çoğunluğu sağladığı davacı işyerinin 01.07.2015 tarihinde kapanmış olmasının davalı sendikanın gelecekteki hukuki yararını ortadan kaldırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) İstinaf:
Karara karşı davacı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti
Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince özellikle yetki tespitine esas tüm bilgi ve belgelerin dosyaya celbedilip incelendiği, davacı tarafça iş kolu tespiti hususunda davalı bakanlığa herhangi bir müracaatı veya davasının bulunmadığı kaldı ki bu konuda bir talep veya dava bulunsa dahi bunun yetki işlemlerde ve yetki tespiti davalarında bekletici mesele yapılamayacağının anlaşılmasına göre davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
F) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
G) Gerekçe:
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 79. maddesinde; “Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar iş davalarına bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görülür. Ancak yedinci ila on birinci bölümlerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar için, görevli makamın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.” denilmiştir.
Yukarıdaki hükmün yollamada bulunduğu aynı Kanun"un 2. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde de Görevli Makamın; “İşyeri Toplu İş Sözleşmesi için işyerinin, işletme Toplu İş Sözleşmesi için işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, aynı Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerleri için yapılacak grup Toplu İş Sözleşmelerinde bu işyerlerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, birden fazla Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsayacak grup toplu iş sözleşmesi için ise Bakanlığı” ifade edeceği belirtilmiştir.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir (Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2008/20378 Esas, 2008/12778 Karar sayılı ilamı).
Bakanlık davalı sendikanın işyeri düzeyinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yeter çoğunluğa sahip olduğunu tespit etmiştir.
Davacının olumlu yetki tespitine itiraz davasını ... Asliye (İş) Hukuk Mahkemesi’nde açtığı ancak bağlı bulunulan Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’nün ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü olduğu, burası da ... merkezde bulunduğundan yetkili mahkemenin ... İş Mahkemesi olduğu anlaşıldığından dosyanın yetkisizlik kararı verilerek ... İş Mahkemesi’ne gönderilmesi yönünde karar verilmesi gerekir. Kamu düzeninden olan bu hususun Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce gözetilmeyerek istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi hatalıdır.
H) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin yukarıda esas ve karar numarası yazılı kararının ortadan kaldırılıp dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine 08.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
