
Esas No: 2021/3899
Karar No: 2022/1110
Karar Tarihi: 16.03.2022
Danıştay 12. Daire 2021/3899 Esas 2022/1110 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/3899 E. , 2022/1110 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3899
Karar No : 2022/1110
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (Davacı) …
VEKİLİ : Av. …
2- (Davalı) … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesi kapsamında geçici personel statüsünde ... olarak görev yapan davacının, askerlik sebebiyle görevinden ayrılacağından iş sonu tazminatı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden Hizmet Sözleşmesinin 8. maddesinde yer alan ‘sözleşmenin feshedilmesi durumunda iş sonu ödentisi verilmez’ düzenlemesinin iptali ve 15.435,00 TL iş sonu tazminatının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 16/05/2019 tarih ve E:2017/186, K:2019/3741 sayılı bozma kararına uyularak; davacının hizmet sözleşmesinde yer alan davacının sözleşmesinin feshedilmesi durumunda iş sonu ödentisi verilemeyeceğine dair düzenleme hukuka aykırı bulunduğundan ve diğer kamu kurumlarında görev yapan geçici personele iş sonu tazminatından yararlanma hakkı verildiğinden, davacının da iş sonu tazminatı ödemesinden yararlandırılması yasal düzenlemeler uyarınca zorunlu olup, davacının çalıştığı sürelere ait iş sonu tazminatının ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bakılan olayda, davacının iş sonu tazminatı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden hizmet sözleşmesinin 8. maddesinde yer alan düzenleme hukuka aykırı bulunduğundan, davacının hak ettiği iş sonu tazminatının hesaplanarak, dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, 30/09/2020 tarihli ara kararı ile davalı idareden davacıya saat başı ücret ile çalışmaya başladığı 24/10/2005 - 21/10/2011 tarihleri arası döneme ilişkin ödenmesi gereken iş sonu tazminatının hesaplanarak gönderilmesinin istenildiği, ara kararı cevabında davacının iş sonu tazminatının 12.560,98-TL hesaplandığının bildirildiği, hesaplanan tutarın yasal faiziyle davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, dava konusu işlemlerin iptaline, davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.560,98-TL iş sonu tazminatının davanın açıldığı 07/01/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; bağımsız bilirkişiler tarafından hesaplamanın yapılması gerektiği, tazminat miktarının düşük hesaplandığı, brüt ücretinin SGK kayıtlarında belirtildiği ve belge üzerinden yapılması gerektiği, faiz başlangıç tarihinin en geç 21/10/2011 olması gerektiği, en yüksek banka mevduat faizi olması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin mevzuat hükümlerine uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Taraflarca; temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ….
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının faiz başlangıç tarihi kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın faizin başlangıç tarihi dışındaki kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Mahkeme kararının, iş sonu tazminatının davanın açıldığı 07/01/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmı yönünden incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Faiz; bir idari işlem nedeniyle hakları ihlal edilen ilgililerin bu işlem nedeniyle uğradıkları parasal kayıplarının veya yoksun kaldıklarını öne sürdükleri mali haklarının gecikerek ödenmesi ya da hiç ödenmemesi durumunda bu gecikmeden doğacak zararı karşılayan bir meblağ olup, bu niteliği itibariyle yasal faiz, asıl alacağa bağlı fer’i bir alacak niteliğindedir.
Bir idari işlem veya eylemden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda, uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi olarak;
a) İdareye başvuru var ise, bu başvuru tarihinin;
b) İdareye başvuru yok ise, davanın açıldığı tarihin;
c) İdari işleme karşı açılan bir iptal davasında, sadece dava konusu işlemin iptalinin istenilmesi ve bu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, bu iptal kararına dayalı olarak süresinde açılmış bir tam yargı davasında, ilk davanın (yani iptal davasının) açıldığı tarihteki başvuru tarihinin; başvuru yok ise, anılan iptal davasının açıldığı tarihin;
esas alınması gerektiği, Danıştay İçtihatlarıyla istikrar kazanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 21/09/2011 tarihli dilekçe ile idareye başvuru yaparak 21/11/2011 tarihinden itibaren görevinden ayrılacağından 21/10/2011 tarihinde bütün maddi haklarının tarafına ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklara uygulanacak "yasal faizin başlangıç tarihi"nin, başvuru tarihinde davacının hala görevde olduğundan görevden ayrıldığı tarih olan 21/11/2011 tarihi esas alınarak, bu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte idarece davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken; söz konusu parasal hakların; "dava açma tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmasında hukuka ve Danıştay içtihatlarına uygunluk bulunmamakta ise de; bu yanlışlık; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan eksiklik ve yanlışlık kapsamında olduğundan, İdare Mahkemesi kararının, " iş sonu tazminatının görevden ayrıldığı 21/11/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemlerin iptali, davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile …-TL iş sonu tazminatının davanın açıldığı 07/01/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi, fazlaya ilişkin taleplerin reddi yolundaki …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararın, "... iş sonu tazminatının görevden ayrıldığı 21/11/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine" şeklinde düzeltilerek ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
