
Esas No: 2022/1197
Karar No: 2022/3170
Karar Tarihi: 17.03.2022
Danıştay 6. Daire 2022/1197 Esas 2022/3170 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/1197 E. , 2022/3170 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/1197
Karar No : 2022/3170
DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … - …
DAVANIN KONUSU : Kütahya İlinde S:… numaralı (altın) ve S:… numaralı (altın+gümüş) IV. grup maden işletme ruhsatlı sahalarda, ruhsatlara konu maden üretimlerine devam edilebilmesi için ihtiyaç duyulan taşınmazların, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 28/10/2021 tarih ve 31642 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 27/10/2021 tarih ve 4644 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Simav İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel, … ada, …parsel ile … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanunun 5. maddelerine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi gereğince incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari davaların açılması" başlıklı 3, maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; dava dilekçelerinde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği; 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, dilekçelerin sırayla a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği belirtilmiş; 15. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde, dilekçelerde 14. maddenin 3/g bendine aykırılık görülmesi halinde otuz gün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlemek veya noksanları tamamlamak üzere, yahut 14. maddenin (c) bendinde yazılı hallerde, ehliyetli olan şahsın avukat olmayan vekili tarafından dava açılmış ise otuz gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilekçelerin reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanunun 3. maddesinde; 1. "İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır.
2. Dilekçelerde;
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, gösterilir.
3. Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir.
Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur." kuralı yer almaktadır
Anılan Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasında ise, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği, ikinci fıkrasında da, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yargılama usulü ilkeleri uyarınca, idari yargı merciilerinin taleple bağlı olarak hukuka uygunluk denetimi yapmaları nedeniyle ilgililerce dava dilekçelerinde davanın konusunun hiçbir tereddüde mahal bırakmaksızın açık ve net olarak ortaya konulması gerekmektedir. Bununla birlikte, yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç olup, her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri yargı mercilerine bırakılmıştır.
Birbirinden farklı taşınmazlarda malik olan taşınmaz sahipleri açısından, 2577 sayılı Kanunun 5. maddesi kapsamında her bir taşınmaza ilişkin incelemenin ayrı ayrı yapılması gerekeceğinden ve bu nedenle de aralarında maddi ve hukuki anlamda bağlılık bulunmadığından, her bir taşınmaz için taşınmaz sahipleri tarafından ayrı ayrı dava dilekçesi düzenlenmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, uyuşmazlığa konu işlemlerin niteliği gereği, bir davacının birden fazla taşınmazı bulunması halinde, taşınmazları açısından tek bir dilekçe ile dava açması da mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; davacılarında aralarında bulunduğu 34 davacı tarafından birlikte dava konusu 27/10/2021 tarih ve 4644 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılan davada; tapu kayıtlarının sunulmadığı, birden çok ve farklı taşınmazlar yönünden acele kamulaştırma kararının iptalinin talep edildiği, davaya konu taşınmazlardan her biri için ayrı ayrı o taşınmazda malik veya hissedar olanlar tarafından tek bir dilekçe ile veya birden fazla taşınmazın hepsinde birlikte malik veya hissedar olanlar tarafından bu taşınmazlar için tek bir dilekçe ile dava açılması gerektiği, hangi davacı için hangi taşınmaza/taşınmazlara ilişkin kısmının iptalinin istenildiğinin açıkça belirtilmesi ve Cumhurbaşkanı Kararı ile davacılar arasında acele kamulaştırmaya konu alanda bulunan taşınmazlardan kaynaklanan menfaat ilişkisini gösterir güncel tapu belgelerinin de dilekçeye eklenmesi suretiyle dava açılması gerektiği gerekçesiyle, Dairemizin 07/12/2021 tarih ve E:2021/10506, K:2021/13391 sayılı kararıyla dava dilekçesinin reddine karar verildiği, davacılar vekili tarafından dava dilekçesinin yenilenerek iş bu davada dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının, Simav İlçesi, …Köyü, … ada, … parsel, … ada, … parsel ile … ada, …ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptalinin talep edildiği, davaya konu … ada, … parsel ile … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların tamamına davacılardan …'un malik olduğu, dava dilekçesinde davaya konu … ada, … parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun kapsamında 2/B alanlarından olduğu ve davacıların hak sahibi olduğunun iddia edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu Cumhurbaşkanı kararı, Kütahya İlinde bulunan, farklı imar adalarında ve farklı parsel sayılı taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesi kapsamında bir taşınmazda hissedar olan (ya da tek taşınmaz üzerinde bağımsız bölüm sahibi olan) ya da birden çok taşınmazı olan (birden çok taşınmazda aynı şekilde hissedar olan) malikler açısından maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunduğundan, yalnızca söz konusu durumda olan taşınmaz malikleri (hissedarları) tarafından, anılan Cumhurbaşkanı kararının maliki oldukları taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle tek bir dilekçe ile tek dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır.
Buna karşın, birbirinden farklı taşınmazlarda malik olanlar açısından, 2577 sayılı Kanunun 5. maddesi kapsamında her bir taşınmazın incelemesinin ayrı ayrı yapılması gerekmekte olup, bu bağlamda farklı taşınmazlara malik olduğu anlaşılan davacıların hak ve menfaatlerinde iştirak bulunmadığından, her bir taşınmaz için taşınmaz sahipleri veya hissedarları tarafından ayrı ayrı dava dilekçesi düzenlenerek davalar açılması gerekmektedir.
Bu durumda; 2577 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 5. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aranan davacıların hak veya menfaatte iştirakinin bulunması koşulunun somut olayda gerçekleşmediği görüldüğünden, davaya konu taşınmazlardan her biri için ayrı ayrı o taşınmazda malik veya hissedar olanlar tarafından tek bir dilekçe ile veya birden fazla taşınmazın hepsinde birlikte malik veya hissedar olanlar tarafından bu taşınmazlar için tek bir dilekçe ile dava açılması mümkün olup, davaya konu … ada, … parsel ile … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar için ayrı, davaya konu … ada, … parsel sayılı taşınmaz için ayrı dava açılması açılması gerektiğinden, dava açmakta serbest olmak üzere, yukarıda belirtildiği şekilde ayrı ayrı yeniden davaların açılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 5. maddesi hükümlerine uygun olmayan dava dilekçesinin aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi gereğince, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde yeniden dava açılmak üzere reddine,
2. Yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacılara duyurulmasına,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen … toplam TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4. Dava dilekçesi örneği ve eklerinin davacılara gönderilmesine,
5. Artan posta ücreti avansı ile kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının, istemleri halinde davacılara iade edilmesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
