
Esas No: 1989/265
Karar No: 1989/1913
Karar Tarihi: 11.10.1989
Danıştay 6. Daire 1989/265 Esas 1989/1913 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması sonucu oluşan parsellerin müşterek mülkiyete tahsis edilip edilemeyeceği konusunda açılmıştır. İdare Mahkemesince, yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucunda düzenleme mevzuata uygun bulunmuş, ancak bina hissesine karşılık gelen kısmın bağımsız olarak tahsis edilmesi nedeniyle parselasyon işleminin iptali gerektiği belirtilmiştir. Medeni Kanunun müşterek mülkiyetin sona ermesini düzenleyen 627 ve 628. maddelerine göre, müşterek mülkiyetin paydaşların rızalarıyla taksim edilerek, uyuşmazlık halinde ise ortaklığın giderilmesi davası yoluyla sona erdirilebileceği öngörülmüştür. Bu nedenle müşterek mülkiyete konu olan bir taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması halinde oluşacak olan parsellerin paydaşlara yine müşterek mülkiyet şeklinde tahsis edilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri: Medeni Kanunun 627 ve 628. maddeleri.
Daire : ALTINCI DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 1913
Esas Yılı : 1989
Esas No : 265
Karar Tarihi : 11/10/989
MÜŞTEREK MÜLKİYETE KONU BİR TAŞINMAZIN PARSELASYON İŞLEMİNE TABİ TUTULMASI HALİNDE OLUŞACAK TÜM PARSELLERİN PAYDAŞLARA YİNE MÜŞTEREK MÜLKİYET ŞEKLİNDE TAHSİS EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Dava, davacının paydaşı olduğu taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması ve buna dayanılarak tapuya konan şerhin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yörede yaptırılan keşif ve bilirkişi incelenmesi sonucu düzenlenen raporda, dava konusu düzenlemenin İmar Kanununun 18.maddesine ve ilgili yönetmelik kuralları ile imar planı, şehircilik esasları ve kent verilerine uygun olduğu belirtilmiş, bu raporla dosyanın birlikte incelenmesinden dava konusu işlemde mevzuata aykırılık olmadığı kanaatine varılarak davanın bu bölümü reddedilmiş, davanın taşınmaz hakkında 18.maddesi uygulaması sonucu tapu kütüğüne bu yolda konulan şerhin iptaline ilişkin kısmı ise, tescil, terkin ve tashin gibi işlemlere ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği belirtilerek görev yönünden reddedilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Medeni Kanunun müşterek mülkiyetin sona ermesini düzenleyen 627 ve 628.maddelerinde, müşterek mülkiyetin paydaşların rızalarıyla taksim edilerek, uyuşmazlık halinde ise ortaklığın giderilmesi davası yoluyla mahkeme kararına dayanılarak sona erdirilebileceği öngörülmüş olup, bunun dışında herhangi bir taksim usulü bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında müşterek mülkiyete konu olan bir taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması halinde oluşacak tüm imar parsellerinin paydaşlara yine müşterek mülkiyet şeklinde tahsis edilmesi zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden, davacının düzenlemeye konu ... parsel sayılı taşınmazın müşterek maliklerinden biri olduğu, davacının hissesine karşılık binasının bulunduğu kısmın bağımsız olarak tahsis edildiği, böylece müşterek mülkiyetin davalı idarece parselasyon işlemi ile ferdileştirildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle mevzuata uygun olmayan parselasyon işleminin iptali gerektiğinden aksi yöndeki temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmadığından kararın bu bölümünün bozulmasına, 2577 sayılı Yasanın 49/2.maddesi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek aynı gerekçelerle parselasyon işleminin iptaline; kararın tapudaki şerhin iptali istemine yönelik bölümünün görevden reddine ilişkin kısmında ise 2577 sayılı Yasanın 49/1.maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan mahkeme kararının bu bölümünün onanmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
