
Esas No: 2020/4227
Karar No: 2022/1483
Karar Tarihi: 21.03.2022
Danıştay 10. Daire 2020/4227 Esas 2022/1483 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/4227 E. , 2022/1483 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4227
Karar No : 2022/1483
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adlarına asaleten, …, …, …, … adına
velayeten … ve …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
DİĞER DAVALI : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacılar ve davalı İçişleri Bakanlığı tarafından aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Diyarbakır ili, Lice ilçesi, … Mahallesi yolu üzerinde 13/10/2017 tarihinde yakınları …'ın bölücü terör örgütü mensuplarınca öldürülmesi sebebiyle uğradıkları manevi zararlarının karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Diyarbakır Valiliği Hukuk İşleri Şube Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile anne … ve baba … için ayrı ayrı 100.000,00 TL, diğer davacı kardeşlerden her biri için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali istemi yönünden; dava konusu işlemin davacıların zararının tazmini istemiyle İçişleri Bakanlığına 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca yaptığı başvuru sonucunda tesis edilen ön karar niteliğinde bir işlem olduğu, iptal davasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine; davacıların manevi tazminat istemi yönünden ise, olayın terör olayı olduğu ve zararın sosyal risk ilkesi gereği genel hükümlere göre tazmininin gerektiği, mütevaffanın anne, baba ve kardeşleri olan davacıların duyduğu elem ve ızdırabın dindirilmesi amacıyla takdiren anne … ve baba … için için ayrı ayrı 50.000,00 TL, kardeşler …, …, …, …. için ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 18/06/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı ile manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmı hukuka ve usule uygun bulunduğundan davalı idarelerin istinaf başvuruları ile davacıların kararın davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusunun reddine, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmına yönelik davacıların istinaf başvurusu yönünden; …'ın terör saldırısı sonucu vefatı nedeniyle duyulan acı, üzüntü ve manevi sarsıntının kısmen de olsa giderilmesi amacıyla kardeşlerin her biri için 25.000,00 TL olmak üzere talep edilen 100.000,00 TL manevi tazminat miktarının hukuken makul ve kabul edilebilir bulunduğu, ilk derece mahkemesince davacı anne için 50.000,00 TL ve baba için 50.000,00 TL olarak belirlenen 100.000,00 TL ile birlikte toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın takdir edildiği gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 18/06/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin istinaf başvuruları ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, sulhname imzalandıktan sonra manevi tazminat talebinde bulunulamayacağı, olayda nedensellik bağı bulunmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı … Bakanlığı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacı ve davalı … Valiliği tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge idare mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyasının incelenmesinden; davacılar tarafından, Diyarbakır ili, Lice ilçesi, ... Mahallesi yolu üzerinde 13/10/2017 tarihinde yakınları …'ın bölücü terör örgütü mensuplarınca öldürülmesi sebebiyle maddi zararlarının karşılanması istemiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvuru üzerine Zarar Tespit Komisyonunca 39.793,07 TL tazminat ödenmesine karar verilmiş ve sulhname imzalanmıştır. Daha sonra davacılar tarafından olay nedeniyle oluşan manevi zararlarının 2577 sayılı Kanun kapsamında genel hükümlere göre tazmini istemiyle 18/06/2018 tarihinde İçişleri Bakanlığı'na yapılan başvurunun, Bakanlıkça Valiliğe iletilmesi ve … Valiliği Hukuk İşleri Şube Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine söz konusu ret işleminin iptali ile anne … için 100.000,00 TL, baba … için 100.000,00 TL ve kardeşlerin her biri için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Temyize konu kararın, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu kararın, manevi tazminat istemine ilişkin kısmının incelenmesi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin son fıkrasında, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu açıdan manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ve zararın ağırlığını ortaya koyacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
5233 sayılı Kanun'da manevi tazminat ödenmesini yasaklayan açık bir hüküm olmaması karşısında, davacıların uğradıkları manevi zararların, genel hükümler kapsamında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca sosyal risk ilkesine dayalı olarak tazminine hükmedilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, meydana gelen terör olayı sonucu yakınlarını kaybeden davacıların elem ve acı duyması nedeniyle oluşan manevi zararının sosyal risk ilkesi gereği tazmini gerekmekte olup, İdare Mahkemesince hükmedilen davacı kardeşler …, …, …, … için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatın, olayın meydana gelmesinde davalı idarenin kusurunun bulunmadığı ve olayın terör eylemi olduğu gözetildiğinde hukuka uygun ve yeterli bulunduğu, anne … ve baba … için hükmedilen ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminat tutarının ise benzer olaylarda hükmedilen manevi tazminat tutarları ile karşılaştırıldığında yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan; Bölge İdare Mahkemesince, kararın gerekçe kısmında, İdare Mahkemesinin belirlediği manevi tazminat miktarı, kardeşler yönünden yetersiz bulunarak yeniden manevi tazminat takdiri ile kardeşlerin her biri için ayrı ayrı 25.000,00 TL, anne ve baba için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın davalı idarece davacılara ödenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiş; hüküm kısmında ise, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmı (İdare Mahkemesince hükmedilen 160.000,00 TL'lik kısım) hukuka uygun bulunmuş, manevi tazminatın reddine ilişkin kısım kaldırılarak, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 200.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine hükmedilmiştir. Bu durumda, kararın gerekçe kısmında toplam 200.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği belirtilse de hüküm kısmında İdare Mahkemesince hükmedilen 160.000,00 TL'ye ek olarak 200.000,00 TL daha, daha açık bir ifadeyle toplam 360.000,00 TL tazminata hükmedildiği davacıların tazminat taleplerinin ise 300.000,00 TL olduğu dikkate alındığında, taleple bağlılık ilkesi aşıldığı ve gerekçe ile hüküm fıkraları arasında çelişki bulunduğu anlaşıldığından, temyize konu kararda bu yönüyle de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE, davacıların temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptali istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, manevi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/03/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
