Abaküs Yazılım
5. Daire
Esas No: 2022/3898
Karar No: 2022/1165
Karar Tarihi: 21.03.2022

Danıştay 5. Daire 2022/3898 Esas 2022/1165 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/3898 E.  ,  2022/1165 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    BEŞİNCİ DAİRE
    Esas No : 2022/3898
    Karar No : 2022/1165

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Tarsus Belediye Başkanlığı bünyesinde işçi olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yapılan başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında; davacı hakkında …Ağır Ceza Mahkemesi'nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile "örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verildiği ve davanın istinaf aşamasında olduğu, ara karara cevaben gönderilen Bank Asya hesap hareketleri ile ceza yargılaması kararındaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının Bank Asya hesap hareketlerinin bankaya yardım amacına matuf olmadığının mahkeme kararı ile tespit edildiği, bu tespitin dayanak ve gerekçelerinin bakılmakta olan dava bakımından da Mahkemelerince uygun bulunduğu, bu durumda Bank Asya hesap hareketlerinin davacının iltisak veya irtibatına delil oluşturmayacağı, dava konusu OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararında, davacının FETÖ/PDY ile ilişkisi yada bağlantısının bulunduğu yönünde kurum kanaatinin olduğu belirtilmiş ise de; ara kararı ile davalı idareden davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantısına yönelik olarak kurum tarafından Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna sunulan personel bilgi dosyasının bir örneğinin gönderilmesinin istenildiği, davalı idare tarafından ara karara cevaben gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının FETÖ/PDY Terör örgütü ile bağlantısı-ilişkisi olduğu yönünde değerlendirmenin bulunduğu, söz konusu değerlendirmenin dayanağının davacının Bank Asya'da hesabı bulunmasının olduğu, ayrıca davacı hakkında FETÖ/PDY ile bağlantısı ile ilgili yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen 03/11/2016 tarihli soruşturma raporunda; davacının Terör Örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin Milli Güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu nedenle herhangi bir ceza verilmemesi ve görevine iade edilmesi kanaatine varıldığının belirtildiği, örgütle iltisak veya irtibatına ilişkin başkaca bir hususun tespit edilemediği ve herhangi bir bilgi ve belgenin de sunulmadığı, bu haliyle terör örgütü ile bağlantısı-ilişkisi olduğu yönünde değerlendirmenin somut verilere dayandırılamadığı görüldüğünden davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği ve dayanağı olmayan kurum kanaatinin hükme esas alınmasının hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; davacı hakkında …Ağır Ceza Mahkemesinin E:…sayılı dosyasında "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan yürütülen kovuşturma sonucunda, suçun işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf isteminin esastan reddedildiği, beraat kararının bu aşamada kesinleşmediği, ceza yargılamasında ortaya konulan maddi olay ve olguların "irtibat" ve "iltisak" bağlamında ayrıca değerlendirilmesinin gerektiği, Tasarruf Mevduatı Fonundan temin edilen bilgilere göre, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Bank Asya'da örgüt liderinin talimatından sonraki süreçte hiç hesabı yokken 01/07/2014 tarihinde ilk defa hesap açtığı, aynı günde 5.350,00-TL tutarında 31 günlük katılım hesabı açtığı, mezkur hesaba 15/07/2014 tarihinde 9.400,00-TL para yatırdığı, ayrıca 07/07/2014 tarihinde 10.600,00-TL ve 01/12/2014 tarihinde 20.014,21-TL tutarlı olmak üzere 31 günlük katılım hesapları açtığının görüldüğü, bu durumda davacının FETÖ/PDY terör örgütünün Bank Asya'ya mali destek yapılmasına dair talimatıyla uyumlu hesap hareketiyle birlikte, personel bilgi dosyasında davacının FETÖ/PDY Terör Örgütü ile bağlantısı-ilişkisi olduğu yönünde değerlendirmenin bulunduğu hususu birlikte değerlendirildiğinde davacının örgüt ile irtibatının/iltisakının varlığına kanaat getirilmesine yeterli düzeyde verinin dosyada mevcut olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanunun değişik 45/4.maddesi uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.


    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatı veya iltisakı bulunduğunda dair davalı idarece hiç bir somut bilgi ve belgenin dosyaya sunulamadığı, Bank Asya nezdindeki işlemlerin talimat doğrultusunda yapılmadığı, tamamen rutin bankacılık işlemleri olduğu, nitekim hakkında yapılan ceza yargılaması neticesinde hakkında beraat kararı verildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, ceza yargılaması ve kurum kanaatinin tek dayanağının Bank Asya hesap hareketleri olduğu, ceza mahkemesince söz konusu işlemlerin talimat doğrultusuyla yapılmadığının ispatlandığı, Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
    Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
    Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
    MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
    22/11/2016 tarih ve 29896 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler'' başlıklı 1. maddesinde: ''(1)Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesinin 24/06/2021 tarih ve E:2018/81, K:2021/45 sayılı kararıyla 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan; a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler Türk Silahlı Kuvvetlerinden, b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından, ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
    Davacı, Tarsus Belediye Başkanlığı bünyesinde işçi olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvuru 15/11/2018 tarih ve 2018/44861 sayılı işlem ile reddedilmiştir.
    Bunun üzerine, anılan kararın iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
    Diğer yandan davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan beraat kararının temyiz edilmeden kesinleştiği görülmüştür.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
    AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
    Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir.
    Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
    Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi kararında; davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Bank Asya'da örgüt liderinin talimatından sonraki süreçte hiç hesabı yokken 01/07/2014 tarihinde ilk defa hesap açtığı, aynı günde 5.350,00-TL tutarında 31 günlük katılım hesabı açtığı, mezkur hesaba 15/07/2014 tarihinde 9.400,00-TL para yatırdığı, ayrıca 07/07/2014 tarihinde 10.600,00-TL ve 01/12/2014 tarihinde 20.014,21-TL tutarlı olmak üzere 31 günlük katılım hesapları açtığının görüldüğü, davacının söz konusu hesap hareketlerinin FETÖ/PDY terör örgütünün Bank Asya'ya mali destek yapılmasına dair talimatıyla uyumlu olduğu, davacının anılan bankaya finansal destek sağladığı, personel bilgi dosyasında davacının FETÖ/PDY Terör Örgütü ile bağlantısı-ilişkisi olduğu yönünde değerlendirmenin bulunduğu tespitlerine yer verilmiş ise de, davacı tarafından bu tespitlerle ilgili olarak, ceza yargılaması ve dava dilekçesi beyanlarından özetle; daha önce annesinin hac parasını yatırmak için bu bankada hesap açtığının, kendisinin üzüm bahçesi olduğunun, Temmuz ayının hasat ayı olması nedeniyle 2014 yılı Temmuz ayında üzüm hasadından sonra sattığı üzümlerin parasını yakın olması sebebiyle bu bankaya 5.300 ve 5.250 TL olarak yatırdığının, yine 9.400-TL civarında olan babasının hac parasını da buraya yatırdığı, 2015 yılının Temmuz ayında yine hasat sonucu elde ettiği üzüm parasını da aynı şekilde bu hesaba yatırdığının, bu işlemleri örgüt liderinin talimatı ile yapmadığının, bu bankanın örgüte ait bir banka olduğunu bile sonradan öğrendiğinin, yaptığı bankacılık işlemlerinin rutin ve tamamen kendi ihtiyaçları doğrultusunda olduğunun, keza ihtiyacı oldukça da parasını parça parça çektiğinin, ayrıca bankaya el koyulduğundan hesapta kalan 12.000-TL parasını da çekemediğinin ileri sürüldüğü görülmüştür.
    UYAP kayıtları ve dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza yargılaması neticesinde, …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında; "...Bank Asya hesabına ilişkin alınan 05/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; sanığın Tarsus şubesinde açılmış vadeli ve vadesiz hesaplarının bulunduğu, 17/25 Aralık sürecinden sonraki ay sonu hesap bakiyelerinin dökümünün yapıldığı, sanığın hesabının maaş hesabı olmadığı, kredi kartının bulunmadığı, hesapların 2013-2016 yılları arası ortalamaları incelendiğinde, Haziran 2014 dönemine kadar sıfır bakiye veren hesapların, Temmuz 2014 döneminde aniden çok yüksek düzeyde hesap ortalamasına ulaştığı, inişli çıkışlı bir trend izlemesine rağmen bu konumunu Kasım 2016 dönemine kadar sürdürdüğü, ağustos 2014 döneminde ise en yüksek (20.058,34) seviyesine ulaştığının bildirildiği görüldüğü, sanık savunmasında, daha önce annesinin hac parasını yatırmak için bu bankada hesap açtığını, kendisinin üzüm bahçesi olduğunu, temmuz ayının hasat ayı olduğunu, 2014 yılı temmuz ayında üzüm hasadından sonra sattığı üzümlerin parasını yakın olması sebebiyle bu bankaya 5300 ve 5250 TL olarak yatırdığını, yine 9400 TL civarında olan babasının hac parasını da buraya yatırdığını, 2015 yılının temmuz ayında yine hasat sonucu elde ettiği üzüm parasını da aynı şekilde bu hesaba yatırdığını, bu işlemlerin örgüt liderinin talimatı ile yapmadığını, kendisinin örgütle bir bağlantısının olmadığını, bu bankanın örgüte ait bir banka olduğunu bile sonradan öğrendiğini, bir çok bankacılık işlemleri yaptığını işlemlerin rutin olarak ve tamamen kendi ihtiyaçları doğrultusunda olduğunu keza ihtiyacı oldukça da parasını parça parça çektiğini, ayrıca bankaya el koyulduğundan hesapta kalan 12.000 TL sini de çekemediğini beyan ettiği, savunma doğrultusunda ilgili rapordaki para giriş çıkış trafiği incelendiğinde; hesap hareketlerinine ilişkin dökümlerin 01/01/2014 tarihinden önceki dönemi içermemesi de dikkate alındığında, para hareketlerinin sanığın savunmalarıyla uyumlu olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar nakit ve yüklü sayılabilecek miktarlarda para yatırılmış ise de ilk para yatırmadan sonra 2015 yılında da yılın aynı ayında tekrarlanan işlemin aynı zamanda bankanın TMSF'nin kontrolünde olduğu ve örgüt üyelerinin paralarını çektiği döneme karşılık geldiği, yine yatırılan miktar kadar paranın aylar içinde peyderpey çekildiği, sanığın hesabının halen açık olduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın dosyadaki delillerle ve raporla uyumlu savunması karşısında işlemlerinin rutin bankacılık işlemleri olduğu kanaati hasıl olmuş, sanığın örgüt liderinin talimatından sonra yardım etme kastıyla hesap arttırımı yapmadığı..." yolundaki tespitler ile davacının yukarıda aktarılan beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının katılım hesaplarının her birinin vadesinden önce kapatılmak ve vadesiz hesabında biriken paralar da eklenmek suretiyle yeniden açıldığı ve birbirinin devamı niteliğinde olduğu, hesap açılışının ilk talimat tarihiyle uyumlu olmadığı, davacının hasat ayı olduğunu belirttiği Temmuz ayı hesap hareketleri yönünden; 2014 yılı Temmuz ayı hareketleriyle uyumlu olarak 2015 yılı Temmuz ayında da hesaba para yatırıldığı, bu nedenle davacının beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, öte yandan söz konusu bankacılık işlemlerinin tasarruf amacı dışında, terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda örgütsel amaçla yapıldığına dair somut bir tespitin bulunmadığı, davalı idarece davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğuna dair başkaca bir bilgi ve belge de sunulmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak davanın reddine ilişkin temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.


    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
    2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulüyle mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının yukarıda özetlenen gerekçeyle BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 21/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi