
Esas No: 2021/16579
Karar No: 2022/1440
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 2. Daire 2021/16579 Esas 2022/1440 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/16579 E. , 2022/1440 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/16579
Karar No : 2022/1440
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... günlü, E:, K:... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında Muhtarlıklar ve Gıda Daire Başkanı olarak görev yapan davacı, Avrupa Yakası Mezarlıklar Şube Müdürlüğü bünyesine uzman olarak atanmasına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının ... günlü, ... sayılı işleminin iptali istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararıyla; davalı idare emrinde Muhtarlıklar ve Gıda Daire Başkanı olarak görev yapan davacının bu görevinden alınarak Avrupa Yakası Mezarlıklar Şube Müdürlüğü bünyesine uzman olarak atanmasında davalı idarece herhangi bir gerekçe ileri sürülmediği gibi davacının görevinde başarısızlığı ya da yetersizliği hususunda somut bir neden de ortaya konulmadığı, bu durumda, daire başkanı olarak görev yapan davacı hakkında yapılmış herhangi bir soruşturma veya verilmiş bir disiplin cezasının olmadığı görüldüğünden, somut bir neden ortaya konulmaksızın salt takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen dava konusu idari işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; görevde yükselme sınavına tabi olmayan yönetici kadrolarına atama konusunda idarenin geniş bir tercih ve takdir yetkisi bulunduğu, idarenin, bu yetkisini belirli bir kişi lehine kullanmaya yargı kararı ile zorlanamayacağı gibi önemli bir sorumluluk gerektiren üst düzey yönetici kadrolara atadığı kişileri, gelişen ve değişen kamu hizmeti anlayışı çervevesinde değiştirme konusunda da geniş bir takdir yetkisinin olduğunu kabulü gerektiği, daire başkanlarının kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları; ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda atama yapma ve görevden alma konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabulü, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönü bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; yöneticilik görevine atanmadan önce bulunduğu görevlere herhangi bir mesleki yarışma sınavı veya kurum içi görevde yükselme sınavında başarılı olmak suretiyle gelmeyen, bir başka deyişle kariyer ve liyakat ilkelerine uygun bir şekilde daire başkanlığı kadrosuna atanmayan davacının, bu görevinden alınması yolunda tesis edilen işlemde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare istinaf başvurusunun kabulüne, dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; İstanbul Büyükşehir Belediyesinde memuriyete başladığı 1995 yılından 2005 yılına kadar Zabıta Müdürlüğünün farklı birimlerinde Zabıta Memuru olarak görev yaptığı, ekipler amirliği görevlerinde bulunduğu, 2005-2006 yılları arasında kurucusu olduğu bu Müdürlüğe İmar Uygulama Şube Müdürü olarak atandığı, 2007-2009 yılları arasında ise norm kadro ile yeniden yapılanan Zabita Daire Başkanlığı uhdesinde Zabıta Destek Hizmetleri Şube Müdürü ve 2010-2014 yıllarında Satınalma Daire Başkanlığı uhdesinde ise Hal Şube Müdürü olarak görev yaptığı, 27/11/2014 tarihinde vekaleten, 07/10/2015 tarihinde ise asaleten Gıda, Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanı olarak atandığı, fiilen görev yaptığı yaklaşık 25 yıl gibi uzun süre boyunca devletine ve milletine hizmet ettiği, bu kapsamda Daire Başkanlığı görevinde liyakatli olmadığının hangi gerekçe ile savunulduğunun izaha muhtaç olduğu, davalı idarece; kendisine tanınmış olan takdir yetkisini keyfi kullanarak, hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, görevini gereği gibi yürütemediği ya da başarısız olduğuna ilişkin somut, nesnel ve hukuken kabul edilebilir hiçbir bilgi ve belge sunulmadan dava konusu idari işlemin tesis edildiği, hizmet süresi içerisinde herhangi bir soruşturma açılmadığı gibi hukuka aykırı ve meslekle bağdaşmayan hiçbir davranışı olmadığı ve özlük dosyasında herhangi bir olumsuz kaydın bulunmadığı, öte yandan 703 sayılı KHK ile 657 sayılı Kanun'un 68/B bendine "…Üst kademe kamu yöneticisi sayılmayan daire başkanı ve bu kadrolara denk yönetici kadrolarına yapılacak atamalarda bu bentte öngörülen hizmet süresi yükseköğrenim gördükten sonra beş yıl olarak uygulanır…" şeklinde paragraf eklendiği ve bu ek hüküm ile daire başkanı kadrosu ve bu kadrolara denk kadrolar üst düzey yöneticilikten çıkarıldığı, memurların kazanılmış hak aylık dereceleri ile kadro derecelerine eşit veya daha üst kadro derecesindeki yerlere atanabilecekleri ve alt kadro derecelerindeki yerlere ancak istekleri ile atanabileceklerinin düzenlendiği, davaya konu idari işlem ile bu ilkelere uyulmadığı ve kazanılmış hak aylık dereceleri ve özlük hakları ihlal edildiği, davalı idarenin kanunla kendisine tanınmış olan takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında keyfi kullandığı ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin 1. fıkrasında; "Kurumlara görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memuru bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." hükmüne yer verilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun "Personel istihdamı" başlıklı 22. maddesinin 1. fıkrasında; "Büyükşehir belediyesi personeli büyükşehir belediye başkanı tarafından atanır. Personelden müdür ve üstü unvanlı olanlar ilk toplantıda büyükşehir belediye meclisinin bilgisine sunulur." hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümler ile memurların atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Buna karşılık, sözü edilen takdir yetkisinin, ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği hususunun yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunduğunu da vurgulamak gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullanıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dava konusu işlemin, davacının geçmiş hizmetleri ve görevin niteliği göz önünde bulundurularak, hizmetin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesine dayanılarak hüküm kurulması gerekirken, kararda; bu gerekçenin yanı sıra, "daire başkanlığı kadrosunun da üst düzey kadro olduğunun kabulüyle, bu kadrolara ilişkin olarak davalı idarenin atama ve görevden alma konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu..." değerlendirmesine yer verilmiş olmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de; davanın reddi yolunda verilen kararda yer verilen diğer gerekçenin hukuka uygun bulunması karşısında, bu husus, anılan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi, ... İdari Dava Dairesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
