
Esas No: 2019/7552
Karar No: 2022/1222
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 3. Daire 2019/7552 Esas 2022/1222 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/7552 E. , 2022/1222 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7552
Karar No : 2022/1222
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
2-(DAVACI) …
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin ödenmeyen 2018 yılının Mart ila Haziran dönemlerine ait katma değer vergisi ve fer'isinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının, 17/10/2017 tarihinde yönetim kurulu başkanı olarak seçildiği ve şirketi temsile yetkili kılındığı, beyan üzerine tahakkuk eden vergi ve fer'isine ilişkin asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin şirkete tebliğ edildiği ve şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonuçsuz kaldığından vergi borcunun ilgili olduğu dönemde ve borcun vade tarihinde kanuni temsilci olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu ödeme emrinin, Mart ve Nisan 2018 dönemlerine ait kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu, kararın değinilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
Davacının, anılan şirketin 17/10/2017 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine, aynı tarihli yönetim kurulu kararıyla da yönetim kurulu başkanlığına seçildiği ve münferiden şirketi temsile yetkili kılındığı, 20/06/2018 tarihli genel kurul toplantısında ise, yönetim kurulu üyeliği ve temsil yetkisinin sona erdirildiği, dava konusu ödeme emrinin sözü edilen şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyip kesinleşen 2018 yılının Mart ilâ Haziran dönemlerine ilişkin katma değer vergisi ile fer'isine ilişkin olduğu, ödeme emri içeriği 2018 yılının Mayıs ve Haziran dönemlerine ilişkin borcun vadesi olan 26/06/2018 ve 26/07/2018 tarihlerinde davacının kanuni temsilci sıfatının bulunmadığı, dolayısıyla belirtilen dönemler için kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu ödeme emrinin, 2018 yılının Mayıs ve Haziran dönemlerine ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu kabul edilerek sözü edilen hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra ödeme emrinin değinilen kısmı iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, dava konusu ödeme emri ile istenen borcun asıl borçlu şirketten tahsili için gereken işlemlerin tamamının yapılmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca … TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda vergisel ödevler arasında sayılmayan "vergi ödeme" eylemi bir ödevin değil, bir borcun yerine getirilmesidir. Bu borcun ödenmemesi halinde de 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un ilgili hükümleri uyarınca mükellef veya vergi sorumlusundan tahsili yoluna gidilmesi gerekir.
Bu nedenle Vergi Usul Kanunu'nda sayılan vergisel ödevlerini yerine getirip getirmediğine bakılmaksızın şirketin amme borcunu sırf vadesinde ödememiş olmasından dolayı kanuni temsilciyi sorumlu tutmak kanunun lafzına ve amacına aykırı düşecektir.
Asıl borçlu …. Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden tahsil edilemeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarından beyan üzerine tahakkuk eden 2018 yılının Mart ve Nisan dönemlerine ait vergi ve ferilerine ilişkin kısmı yönünden; verginin ödenmemesi tek başına vergisel ödevin yerine getirilmemesi anlamına gelmeyeceğinden dolayısıyla, davacının 213 sayılı Kanun'un 10. maddesinde belirtilen ödevi yerine getirmediğinden bahisle kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka uygunluk görülmediğinden, davacı temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairsinin kararın değinilen hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
