Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/2544
Karar No: 2022/1754
Karar Tarihi: 22.03.2022

Danıştay 4. Daire 2018/2544 Esas 2022/1754 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/2544 E.  ,  2022/1754 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/2544
    Karar No : 2022/1754

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, vergi inceleme raporuna dayalı olarak, sahip olduğu minibüse ait ticari plakanın satış bedelini düşük gösterdiğinden bahisle re'sen tarh edilen 2010/1 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:... sayılı kararda; davacının sahibi olduğu ticari plakanın emsal satış fiyatının araştırılmasına yönelik olarak davacının bağlı olduğu … Kamyonet Minibüs Şoförler Odası ile yapılan yazışma sonucunda, bahsi geçen ticari plakanın gerçek değerinin, davacının çalıştığı dönemde 550.000,00-600.000,00 TL aralığında olduğunun belirtildiği, bunun üzerine davacının defter kayıtları ve belgelerinin vergi matrahını doğru ve kesin tespite imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz veya karışık olduğunun tespiti sonucunda söz konusu dönem matrahının emsal bedelinin tespit edilerek re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince;olayda, davacının katma değer vergisi matrahının re'sen takdir edilmesi yerinde ise de, ticari plakanın kimden alınıp kime satıldığı belli olup, ticari plakayı satan ve alan kişiler nezdinde yapılacak bir araştırma ve inceleme ile ticari plakanın hangi bedelle satıldığı ve alındığı araştırılarak ticari plaka alış-satış tutarları gerçek veya gerçeğe en yakın haliyle tespit edilebilecek iken bu şekilde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, gerçek satış tutarının bu şekilde yapılmış bir araştırma ile düşük gösterildiğinin somut verilerle ortaya konulmamış olması ve ticari plakanın emsal satış bedelinin 600.000,00 TL olarak kabul edilmesinin varsayıma dayanması karşısında yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatın kaldırılmasına, karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı İdare tarafından, mükellefin basit usulde vergilendirildiğini o nedenle faaliyet döneminde amortismana tabi iktisadi kıymet olan araç ve plakanın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı ancak Gelir Vergisi Kanunun mükerrer 80. maddesinde değer artışı kazancının düzenlendiği, araçların ticari plakaları gibi mal ve hakların elden çıkarılmasında elde edilen hasılattan maliyet ve giderlerin indirilerek bulunacak farkın, "diğer kazanç ve iratlar" olarak vergilendirilebileceği, idarece yapılan cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kuralına yer verilmiştir.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Verginin Konusunu Teşkil Eden İşlemler" başlıklı 1/1. maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu kurala bağlanmış, 2. maddesinde; teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya onun adına hareket edenlerce alıcıya veya onun adına hareket edenlere tasarruf hakkının devri olarak tanımlanmış,3/a maddesinde vergiye tabi malların her ne surette olursa olsun vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi vergiye tabi malların işletme personeline ücret,prim, ikramiye, hediye, teberru gibi adlarla verilmesinin teslim sayılan hallerden olduğu belirtilmiştir.
    Aynı Kanunun ikinci bölümünde mükellef ve vergi sorumlusu kavramları düzenlenmiş, 8. maddede, “mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar ile vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya katma değer vergisini fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde, düzenlediği bu tür vesikalarda katma değer vergisi gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler” şeklinde mükellef tanımı yapılmıştır.
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 82. maddesinde; ... ticari veya zirai bir işletmenin faaliyetiyle serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hasılat, gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar (kiracıya ait tesisat ve malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan kazançlar dahil), arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısiyle tahsil edilen hasılat, gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleriyle ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil), dar mükellefiyete tabi olanların 45. maddede yazılı işleri arızi olarak yapmalarından elde ettikleri kazançların arızi kazanç olduğu kurala bağlanmıştır.
    Bilindiği üzere, katma değer vergisi genel olarak ülke içerisindeki ticari, sınai, zirai faaliyetler ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde mal ve hizmet satışları üzerinden alınmaktadır. Ancak vergi mükellefiyetinin doğması için belirtilen faaliyetler dâhilinde yapılmış bir işlemin bulunmasının yanı sıra faaliyetinin de devam ediyor olması yasal zorunluluktur. KDV mükellefiyeti genellikle mükelleflerin veya mükellef temsilcilerinin ilgili vergi dairesine başvurarak işe başlama bildiriminde bulunmaları üzerine, işe başlama tarihinden itibaren tesis olunmakta, mükelleflerin bildirimde bulunmaması halinde, Vergi Usul Kanunu'nun 154. ve 155. maddelerinde sayılan tacirlerin, serbest meslek erbabının işe başlama belirtilerin herhangi birinin gerçekleşmesi ile de mükelleflerin işe başladığı kabul edilmektedir. Katma değer vergisi mükelleflerinin ve ortaklıkların faaliyetlerini sona erdirmeleri veya işi bırakmaları halinde KDV mükellefiyetleri de sona ermektedir. İşi bırakma bildirimi verene kadar KDV mükellefiyetleri de devam etmektedir. Diğer yandan, işi bırakan mükelleflerin KDV beyannamelerini Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 41. maddesi gereğince, işin bırakıldığı ayı takip eden ayın 24. günü akşamına kadar vermeleri gerekmektedir.
    Ayrıca, yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere, işin terk edilmesi veya devredilmesi halinde işini terk eden veya devreden mükelleflerin mevcutlarını terkten veya devirden önce satış vb. yollarla tasfiye etmeleri durumunda teslim bedeli üzerinden, mevcutların tasfiye edilememesi durumunda ise, KDV Kanunu’nun 3/a maddesi gereğince emsal bedel üzerinden işletmeden çekilmek suretiyle vergi hesaplayıp beyan etmeleri gerektiği anlaşılmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden, davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda; davacının minibüs ve dolmuş ile yapılan şehir içi banliyö ve yolcu taşımacılığı işi ile iştigal etmekte iken 20/01/2020 tarihinden itibaren işini terk ettiği, … ticari plakalı aracını 20/01/2010 tarihinde Noter Satış Sözleşmesi ile … adlı şahıslara gerçek değerinin altında bir bedelle satıp devrettiğinden vergi kaybı olabileceğinden incelemeye sevk edildiği, davacının 28/09/2009 tarihinde 27.800,00-TL araç bedeli ve 14.999,99 TL plaka değeri ile toplam 42.800,00 TL'ye satın aldığı … Marka 2004 model … plakalı aracını 20/01/2010 tarihinde, 27.800,00-TL araç bedeli ve 15.000,00 TL plaka değeri ile toplam 42.800,00 TL'ye sattığını beyan ettiği ve yasal kayıtlarına intikal ettirdiği, belirtilen hat bedeli, plaka alış ve satış tutarın, gerçek değerinin altında olduğu, dönem matrahının tespiti amacıyla takdire sevk edildiği, İdarece, davacının bağlı olduğu ... Kamyonet Minibüs Şoförler Odası ile yapılan yazışma sonucu ticari plakanın gerçek değerinin, ilgili dönemde emsal satış bedelinin 600.000,00-TL olduğunun bildirilmesi üzerine davacı adına vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşılmıştır.
    Olayda, tarhiyata dayanak alınan vergi inceleme raporundaki tespitlerden, davacının 20/01/2020 tarihi itibarıyla ticari faaliyetine son verdikten sonraki tarihlerde de ticari plaka ve araç satışını gerçekleştirdiği görüldüğünden yukarıda belirtilen mevzuat doğrultusunda söz konusu satışların katma değer vergisi konusuna girip girmediği dolayısıyla iş bu ticari plaka satış işlemlerinin ticari kazanç hükümlerine tabi bulunup bulunmadığı, hususları değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi