
Esas No: 2018/5587
Karar No: 2022/1850
Karar Tarihi: 24.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/5587 Esas 2022/1850 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/5587 E. , 2022/1850 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5587
Karar No : 2022/1850
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı ... Başkanlığı
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ... Lojistik Petrol Turizm İnşaat Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emri içeriğindeki (... kodlu trafik para cezası, ... kodlu karayolu geçiş ücreti ve ... kodlu karayolları idari para cezası hariç) 2016/7, 8. dönemine ait katma değer vergisinin iptali istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ... sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emri içeriğinde yer alan 2016/7, 8. dönemine ait katma değer vergisinden davacının sorumluluğunun, bulunup bulunmadığı ve niteliği gibi hususların 213 sayılı Kanun'un 3. maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurulmadan çözüme kavuşturulamayacağı, ortada 213 sayılı Kanun'un aradığı anlamda açık vergi hatasının bulunmadığı, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların ancak ödeme emrine karşı süresinde açıdan davada incelenebileceği anlaşıldığından, davacının şikayet başvurusunun reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının asıl borçlu şirkette kanuni temsilcilik görevini yürüttüğü 20/01/2015 ile 12/08/2016 tarihleri arasında verilen beyannamelerden dolayı ödenmeyen vergilerden yukarıda aktarılan mevzuat gereği sorumlu tutulmasının mevzuata uygun olduğu, dava konusu ödeme emri içeriği vergilerin beyanname verme ve vade tarihlerinde davacının kanuni temsilcilik görevi sona erdiğinden, davacı tarafından yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, istinaf isteminin kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usul açısından, bir vergi olayının düzeltme şikayet kapsamında sayılabilmesi için ileri sürülen hususların, vergi hatası kapsamı içerisinde mütelaa edilmesi, vergi hatasının varlığından söz edilebilmesi için ise, ileri sürülen hususun kanun maddelerinde hukuki yoruma yer vermeyecek şekilde açık ve net olması gerektiği, düzeltme şikayet başvurusunun niteliği gereği ilgilisinden istenilen vergi, resim harç ve bunlara ilişkin cezaların ancak tarh ve tahakkuk aşaması ile ilgili taleplerin bu kapsamda incelenebileceği, verginin tarhı aşamasında yapılan hesap ve vergilendirme hatalarının düzeltilmesi amacıyla başvurulması gereken 213 sayılı Kanunda düzenlenen düzeltme yoluna kamu alacağının tahsili aşamasında başvurulmasının mümkün olmadığı, esas açısından, davacı adına düzenlenilen ödeme emrinde yer alan borçların dönemlerinin davacının şirket müdürü olduğu dönemlere tekabül ettiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olduğu, 122. maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde ise, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı'na müracaat edebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Mezkur hükümlere göre, bir vergilendirmenin düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan bir başvuru suretiyle yargı önüne getirilebilmesi için düzeltme nedeni olarak ileri sürülen hususların, vergi hatası kapsamında mütalaa edilmesi, vergi hatasının varlığından söz edilebilmesi için de ileri sürülen hususun yasada hukuki yoruma yer vermeyecek şekilde açık olarak belirtilmesi gerektiği, düzeltme ve şikayet başvurusunun belirtilen niteliği gereği, ilgiliden istenen vergi, resim, harç ve bunlara ilişkin cezaların ancak, tarh ve tahakkuk aşaması ile ilgili taleplerin bu başvuru kapsamında incelenebileceği, Vergi Usul Kanunu 120,122 ve 124. maddelerinde öngörülen ''düzeltme'' ve ''şikayet'' yolu ile müracaatların kamu alacaklarının güvenceye bağlanması yahut tahsili amacıyla tahsil dairelerince 6183sayılı Kanun uyarınca yapılan işlemleri kapsamadığı, dolayısıyla kamu alacağının cebren tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı düzeltme ve şikayet yolu izlenmesine olanak bulunmadığı görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin 30/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından süresinde ödeme emrine karşı dava açılmadığı, ödeme emri içeriğindeki 2016/07, 08. dönemlerine ilişkin vergi ve cezaların hatalı salındığından bahisle 13/01/2017 tarihinde Düzce Vergi Dairesi Müdürlüğüne itiraz başvurusunda bulunulduğu, Düzce Vergi Dairesi Müdürlüğünce ... tarihi ve ... sayılı işlem ile davacının itirazının reddedilmesi üzerine 23/01/2017 tarihinde T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına düzeltme şikayet başvurusu yapıldığı, başvurunun davalı idarenin ... tarih ve ... sayılı işlemi ile reddedildiği, söz konusu yazının davacıya 28/02/2017 tarihinde tebliği üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Ödeme emri, amme alacağı niteliğini kazanmış vergi ve cezaların tahsili amacıyla vergi dairelerinin tahsilat aşamasında yaptıkları işlemlerdendir. 6183 sayılı Kanuna göre yapılan bu işleme karşı 213 sayılı Kanunla getirilen bir düzenleme olan düzeltme ve şikayet yolunun kullanılmasına hukuki olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı tarafından düzeltme başvurusu kapsamında ileri sürülen iddialar, ancak ödeme emrine karşı süresi içerisinde açılan davalarda ileri sürülebilir.
Bu durumda, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emri içeriğindeki 2016/7, 8. dönemine ait katma değer vergisine ilişkin uyuşmazlığı 213 sayılı Kanun'da belirtilen hesap ve vergilendirme hataları kapsamında değerlendirilmek suretiyle karara bağlayan temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 24/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
